Cumartesi Anneleri / İnsanları İstanbul Galatasaray’da 505. kez toplandı.
1994’te gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ın devlet tarafından korundukları için dokunulmayan faillerinin yargılanmasını istedi.
Dört çocuk babası Nihat Aydoğan 1994’te, çocuklara dağa çıkan ailelere, koruculuğu reddeden köylülere gözdağı olsun diye gözaltında kaybedilmişti.
Aydoğan Ailesi Midyat/Doğançay (Mizizağ) köyünde yaşıyordu. O yıllarda korucu olmayı reddeden köy üzerinde devlet baskısı varken Aydoğan’ın oğlu gerillaya katılınca aile üzerindeki baskı da arttı. Evleri sık sık basıldı. Nihat Aydoğan gözaltında işkence gördü.
30 Kasım 1994’te, sabah beşte Aydoğanların evi özel tim, asker ve korucu tarafından basıldı. Nihat Aydoğan dövüldü, elleri ve kolları bağlanarak Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürüldü.
Aydoğan’ı arayan eşine “bıraktık, dağa çıktı” denildi. Başvurular sonuçsuz kaldı. Aydoğan’dan bir daha haber alınamadı.
Zamanaşımı amaçlanıyor
Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan bugün Cumartesi İnsanları’nın oturma eyleminde, eşinin kaybedilişinin 20. yılı olduğunu ve bugüne kadar her yere başvurduklarını ama sonuç alınamadığını, devletin faili meçhulleri zamanaşımına uğratmayı amaçladığını anlattı.
“Ama peşini bırakmadık.”
Tüm iktidarlar
Halime Aydoğan bugünkü iktidarın kaybedilmelerin kendi dönemlerinde olmadığını söylemesinin anlamsızlığını vurguladı.
“Bütün dosyalar senin önünde. Her şeyi biliyorsun. Neden yargılamıyorsun?
“Bizim buraya niye geldiğimizi, niye oturduğumuzu biliyorsun. Ne zaman kemiklerimizi verirsiniz o zaman kalkacağız.”
Halime Aydoğan 20 yıl önce eşini almaya gelen korucuların başına da seslendi.
“Sen eşim nerededir biliyorsun. Bana kemiklerin yerini göster.”
Babası kaybedildiğinde bir yaşında olan Aydoğan’ın kızı Necmir Aydoğan da babasının kaybedilmesinin failleri yargılanana ve kemikleri bulunana kadar buradan ayrılmayacaklarını yineledi.
Adalet yerini bulana kadar
Nihat Aydoğan gibi Midyat’ta, 5 Eylül 1993’te gözaltında kaybedilen Yahya Yakut’un oğlu Selman Yakut yaptığı konuşmada babasının faili belli kişilerce kaybedildiğini söyledi.
Bugüne kadar kendilerine sık sık aramaktan vazgeçip, unutun dendiğini ama vazgeçmediklerini, adalet yerini bulana kadar da vazgeçmeyeceklerini belirtti.
Cumartesi İnsanları’ndan Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl de yıllardır mücadelelerini yürüttüklerini ama devletin seslerini duymamayı seçtiğini anlattı ve devlete seslendi.
“Artık yeter; annem ölmeden ağabeyimin kemiklerini verin.
“Sabrımız kalmadı. Hukuku işletin. Halk kendi adaletini, hukukunu yaratır. Bir gün bu hukuk sistemi sizin başınıza çökecek ve siz altında ezileceksiniz. Sorumluların yanına kar kalmasın, onları yargılayın,”
Aydoğan’ın kaybedilmesinin sorumluları
Cumartesi İnsanları Aydoğan’ın kaybedilmesinden dönemin Midyat Jandarma Komutanı Hilmi Kahraman, Midyat Kaymakamı Mehmet Okur, Mardin Valisi Ahmet Kayhan, OHAL Valisi Ünal Erkan, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Jandarma Genel Komutanı Aydın İlter, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Genel Sekreterliğini Orgeneral Doğan Bayazıt’ın yaptığı Milli Güvenlik Kurulu sorumlu olduğunu da hatırlattı. (YY)