HDP Urfa milletvekili, Urfa adayı Osman Baydemir ile Ankara saldırısını, çatışma ortamını, PKK’nin eylemsizlik kararı ile 1 Kasım seçimlerini konuştuk.
1 Kasım seçimleri öncesinde bir grup gazeteciyle birlikte Urfa’dayız.
7 Haziran seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) yedi, Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) beş milletvekili çıkaran kentin sokaklarında da HDP ve AKP seçim afişleri yan yana.
Urfa’da ilk görüştüğümüz isim HDP’li vekil Osman Baydemir. 7 Haziran seçimlerinde Urfa’dan milletvekili seçilen Baydemir, 1 Kasım seçimlerinde de HDP’nin Urfa listesinin ilk sırasında yer alıyor.
Yaklaşık bir saat boyunca Baydemir ile yaptığımız görüşmede, gündem asıl olarak Ankara saldırısı, çözüm sürecinin duraklamasıyla ortaya çıkan çatışma ve PKK’nin eylemsizlik kararı oldu.
“Ankara saldırısında sorumluluk...”
Ankara saldırının nedeninin 5 Haziran Diyarbakır ve 20 Temmuz Suruç saldırılarının aydınlatılmaması nedeniyle gerçekleştiğini belirten Baydemir, Ankara’da MİT binasına 3 km, Adliye ve Emniyet’e birer kilometre uzaklıkta gerçekleştirilen bu saldırıların “objektif sorumluluğunun” hükümette olduğunu ifade etti.
Asıl tartışılması gerekenin “subjektif sorumluluk” olduğunu vurgulayan Baydemir şu şekilde konuştu:
“Diyarbakır, Suruç ve Ankara saldırıları hükümetin ya da devletin içinde kimi otoritelerin ciddi biçimde subjektif sorumluluğuna işaret ediyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı 'Canlı bomba listesi elimizde var, ancak onlar eylem gerçekleştirmeden hukuk devleti olmamızdan kaynaklı alamıyoruz' demesi de başlı başına subjektif sorumluluğun itirafıdır.”
Baydemir bu saldırıların demokratik bir ülkede olması durumunda adalet ve içişleri bakanları ile başbakanın istifa etmek zorunda kalacağının altını çiziyor, katliamın hedefinin HDP üyeleri, Türkiye sosyal demokratları ve “birlikte yaşam arzusunu gerçek kılmaya çalışan hükümet karşıtları” olduğunu hatırlatıyor.
“Yeni derin devlet Saray’a bağlı”
“Şu ana kadarki saldırılar gösteriyor ki IŞİD ve türevi örgütler Ortodağu’da birinci derece düşman olarak Kürtleri görmektedir” diyen Baydemir, bu nedenle Kürtlerle dayanışma içinde olan halkların da hedef haline geldiğini ifade etti.
"Türkiye’deki 'yeni derin devlet'in Suriye politikalası 'düşmanımın düşmanı dostum'dur. Dolayısıyla Kürtlerin düşmanı dostumdur. Ben bu yeni derin devletin Saray’a bağlı olduğuna inanıyorum.”
“Aydınlatılmazsa, yeni saldırılardan korunamayız”
Baydemir, Adıyaman ve benzeri kentlerde var olan ve örgütlenebilecek yapıların “MİT’e rağmen olmadığını” belirtti, Afganistan ve Pakistan örneklerini hatırlatarak ”Cihadist örgütlerle hukuk dışı ilişkiler geliştiren her devlet daha sonra bu örgütlerin saldırısına maruz kalmıştır” dedi.
"Ankara katliamı IŞİD ile kurulan bu ilişki ağından vazgeçmek için bir vesile olabilir. Eğer ki hükümet bu saldırının üzerini örtme çabasını devam ettirirse düşmanımın düşmanı dostumdur politikasını devam ettirmiş olacaktır.
“Eğer bu saldırı tüm çıplaklığı ile aydınlatılmazsa bundan yine korunamayacağız.”
“Hem devlete hem Kandil’e”
Gazetecilerin Demirtaş’ın hem hükümet hem de PKK’ye silahları bırakma çağrısını hatırlatması üzerine Baydemir HDP olarak şiddet araçlarının bırakılmasına inanan, bunu iki taraf da ileten bir parti olduklarını söyledi, “İnadına barış tezimiz hem hükümete hem de Kandil’e" dedi.
Baydemir, Suruç’tan bugüne 246 kişinn öldüğünü, çok sayıda asker, korucu, gerilla ve polisin hayatını kaybettiğini, çok sayıda insanın da yaralanarak sakatlandığını kaydetti.
“Eninde sonunda bu sorun çözülecek, çözüm masada müzakere ile olacaktır. O halde hiçbir insanı, hiçbir canı kaybetmemeliyiz. Kaybetmeden bu sorunun çözümüne inandığımız için bu mücadele hattını benimsiyoruz.”
“HDP’yi baraj altında bırakmak için...”
Baydemir savaşı durdurmanın yolunun savaşın neden başladığını bilmekten geçtiğini söylüyor, üç yıl süren çatışmasızlığın bitme noktasına gelmesinin sebebinin AKP’nin tek başına iktidar olma imkanının elde tutma çabası olduğunu vurguluyor.
“5 Haziran saldırısı tam da ateşkesi bozdurma, tekrar çatışma zeminini oluşturup HDP’yi barajn altında bırakma amacıyla yapılan bir saldırıydı. Ancak KCK’nin temel duruşu çatışmasızlıkta ısrar oldu ve metanet HDP’nin yüzde 13 almasını sağladı.
“Seçim sonrasında çıkan tabloda hükümet ve başta Sayın Erdoğan’ın halkın iradesini kabul etmemesi ve tekrar seçim kararının açıklanmasından sonra tekrar savaş kararı alınmış oldu. Böylelikle AKP tek başına iktidar için stratejisini ortaya koydı. Yani HDP, KCK ne yaparsa yapsın AKP zaten bu savaşı başlatacaktı. Suruç ile AKP bunun startını verdi.
"Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi 'karanlık bir olay'. Bu saldırı Suruç’un tartışılmasını engelledi, toplumun ne olup bittiğini öğrenmesine imkan vermeden savaş başladı."
“PKK eylemsizlik pozisyonundan çıkmamalıydı”
"AKP’ seçim stratejisini savaş üzerine kurdu. Buna rağmen PKK eylemsizlik pozisyonunda çıkmamalıydı. Çıkmasaydı AKP bu savaşı 20 gün sürdüremezdi, toplum buna izin vermezdi. Ama her gün bombalanıp öldürüldüğünüzde bu ne kadar olanaklıdır? Onu da vicdanlara bırakalım.
“AKP’nin PKK’ye çatışma zeminine çekmek istemesinin nedeni HDP’yi baraj altında bırakmak istemesidir. Ancak yadsınamaz olan HDP’nin PKK ve devletin ortak paydada buluşması ve silahların devreden çıkarılmasını sağlayacak olan yegane siyasal kuruluş olduğudur.”
“Devlet de eylemsizlik pozisyonuna geçmeli”
Baydemir PKK’nin eylemsizlik kararının geç ama memnuniyet verici bir karar olduğunu söylüyor, "Biz aynı duruşu devletten de bekliyoruz. Kim buna uymaz ise savaşı isteyen de kandan beslenen de odur” diye ekliyor.
“Bu gerçeği Urfa da görüyor. Bunu İstanbul’un Tokat’ın, İzmir’in görmesini sağlamak da bizim görevimiz. Benim inancım şu ki toplum bu savaşın Saray’ın savaşın olduğuna inanıyor. Bunu çoğaltmamız gerekiyor.
"Asker, polis, gerilla cenaze başında ağlayan annelerin kardeşlerin feryadı yabana atılacak feryat değil. Urfa’da bugün beş vekilimiz var. Altıncı vekili 5 bin oyla kaybettik. Benim düşüncem AKP bu seçimde beş vekil bile alamayacaktır. Kürtlerde bir atasözü vardır. Artık hırsız ile evsahibi birbirini tanıyor. Burada ev sahibi de şüphesiz halktır.”
“Toplumun geleceği seçimlerden daha önemli”
Baydemir PKK’nin eylemsizlik kararının seçimle ilişkilendirilmemesinden yana, “Bu toplumun geleceği seçimden çok daha önemli. Eylem ve operasyonlar durmalı, tansiyon düşürülmeli”. (EA)
* Bu gezi P24 koordinatörlüğünde gerçekleşti.
TIKLAYIN – Diyarbakır'ın Gündemi Seçim Değil
TIKLAYIN – Diha Haber Müdürü Çelik: Baskı Artıkça Dayanışma da Artıyor
TIKLAYIN - Diyarbakır'ın HDP, AKP ve CHP'li Adayları Anlatıyor
TIKLAYIN- Sokağa Çıkma Yasağının Ardından Fotoğraflarla Sur İlçesi
TIKLAYIN - Cizreliler Çözümü AKP'de Değil, HDP-CHP Koalisyonunda Görüyor