Gazeteci Ahmet Şık'ın Twitter paylaşımları nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinden yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Şık, bir yıl iki ay tutuklu tutulduğu Silivri Cezaevi'nden tahliye edilmesinin ardından yapılan bu üçüncü duruşmada hazır bulundu.
Şık: Sert eleştiri devleti hukuk çizgisine çeker
Duruşmada ilk kez beyanda bulunan Şık şunları söyledi:
“Söylediklerim suçlama konusu yapılacak paylaşımlar değildir, ifade ve basın özgürlüğü kapsamındadır.
“Devlete yönelik radikal bir eleştiridir. İnsanlar 'Devlet katil' lafına alışkın değil, devlete kutsayan bir gözle bakıyor. Devletin yaptığı hukuksuzlukları sert bir şekilde eleştirmek devleti hukuk çizgisine çekecektir. Burada hukukdışılığa yapılmış bir eleştiri söz konusu. Hukuksuzlukları nasıl eleştireceğimize devlet karar veremez.
“Devletin bizatihi dahil olduğu olayları, gözaltında kayıpları, yargısız infazları kattığımızda bunların bir terör faaliyeti olduğunu düşünüyorum. Bunu da söylemeye devam edeceğim.”
Yargıç Ün’den gazetecilere müdahale
İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı Mustafa Ün, Şık tam bu sözleri sarf ettiğinde gazetecilerden telefon ve bilgisayarlarını kapatmalarını istedi. Ün duruşmanın geri kalanında gazetecilerin dijital cihazlarda not almalarına izin vermedi.
Şık ifadelerini şöyle sürdürdü:
“Bu sadece Türkiye Cumhuriyeti'ne dair bir fikir değil. Bugüne dek eline kan bulaşmayan devlet yoktur. Türkiye de bundan bağımsız bir yapıya sahip değildir. Bu dava siyasi iktidarın talimatıyla açılmıştır. Tehdit ve susturma için açılmıştır. Siyasi bir yargılamadır.
“Devletin hukuksuz uygulamalarının radikal eleştirisi olarak nitelediğim tanımlamarla itirazın görüşüleceği yer mahkemeler değildir. Bunlar ancak sohbet ve tartışmaların konusu olabilir. Bu yargılamanın kendisi de bizatihi o eleştirinin gereğidir.”
Yargıç Ün, esas hakkında savunmanın hazırlanması için süre verdi.
Davaya 18 Eylül 2018, saat 14.00'te devam edilecek.
Ne olmuştu?
Ahmet Şık'ın Twitter'dan yaptığı bir dizi paylaşım hakkında Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Kerem Kocalar'ın Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) ihbarının ardından iddianame hazırlandı.
Şık’ın “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlamasıyla 2 yıla kadar hapsi isteniyordu.
AA muhabiri: “Allah rızası için inceleyin”K.K’nin ihbar metninde “Sosyal medya hesabı olan Twitter üzerinden kendisini gazeteci olarak tanımlayan xxxxxxyandex.com mail adresli, Ahmet Şık isimli kişinin attığı twit’lere bakılmasını talep ediyorum. Çünkü adam alenen devleti tehdit ediyor ve bence teröre destek veren içerikler paylaşıyor. Sahmetsahmet kullanıcı adını kullanan şahsı Allah rızası için inceleyin.” |
İddianamenin İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinden sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Asım Ekren, Şık'ı ihbar eden Kocalar'ın şikayetine dayanılarak bir iddianame daha hazırlandı.
İddianamede, aynı mahkemede açılan dava ile hazırlanan son iddianame arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu öne sürülerek, suçun zincirleme olarak işlendiği iddia edildi.
Tweetler Cumhuriyet davasına da konu
Şık, bu davanın konusu paylaşımların da arasında bulunduğu tweetleri ve haberleri nedeniyle 29 Aralık 2016 Perşembe sabahı gözaltına alındı ve tutuklandı. 9 Mart 2018'e kadar tutuklu kaldı. Aynı tweetler Cumhuriyet davası kapsamında da Şık'a suçlama olarak yöneltildi.
Şık'a, Cumhuriyet davasında, "terör örgütüne yardım" suçundan toplam 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Temyiz süreci devam ediyor. (EA/HK)