Örgütlerden bağımsız kişilerden oluşan Barış Grubu üyelerinin düzenlediği barış çağrılı @Barışİsteyenler buluşmasında Türkan Eçi ve Rakel Dink Hoşgeldin & Hoşbulduk konuşması yaptı.
Diyarbakır’a bugün giden barış grubu, saat 12.30’da Sümerpark’ta toplandı. Toplantı üzerinde "Aslolan Hayattır - Silahlar Sussun, Zulüm Dursun, Barışı Konuşalım" yazılı pankartın önünde yapıldı.
Sur muhtarları konuştu
Dink’in ardından Sur’da yaşayanlar kürsüye gelerek yaşadıklarını ve taleplerini anlatmaya başladı. Suriçi’nde iki mahallenin muhtarı kürsüye çıktı.
İlk muhtar Suriçi’nden yaklaşık 24 bin kişinin ayrıldığını söyledi. Esnafın çoktan iflas ettiğni söyleyen muhtar, müzakerelerin hemen başlaması gerektiğini söyledi.
Diğer muhtar ise “Bizim Türk kardeşlerimiz neden suskun? Bu işin varacağı nokta bir iç savaş. Meclis acilen el atmalı” dedi.
TIKLAYIN: BARIŞ GRUBU DİYARBAKIR'DA: SOKAKLAR SAKİN, SUR'DAN SİLAH SESİ
"21 gündür eczanemi açamıyorum"
Suriçi’nde eczanesi olan bir eczacı ise “21 gün eczaneyi açamadım, iki kez ciddi hasar gördük Müzakere acilen başlamalı” dedi.
Sur Teknik Lisesi'nde okuyan bir öğrenci ise “pencerelerimizin titrememesini, güzel bir hayat yaşamak istiyorum” dedi.
TIKLAYIN - BARIŞ SAVUNUCULARI DİYARBAKIR YOLCUSU
"Kardeşlik bu değil"
Toplantıda Surlular da halkı söz aldı.
Sur'da öldürülen Mesut Seviktek'in ağabeyi İhsan Seviktek “Kardeşlik bu değil, bir aydır buralar tankla, silahla tarandı; bu mu insanlığımız. Cenazelerimiz üzerinden bizimle pazarlık yapılıyor. Dokuz gündür kardeşimin cenazesini alamıyoruz. Yalnız değilsiniz, dediniz ama biz kendimizi yalnız hissediyoruz” dedi.
"Ölürsen sorumlusu biz değiliz diyorlar"
Oğlu İsa Oran'ın cenazesini Sur'dan alamayan baba Mehmet Oran "oğlum ne yaptı da ona onca soruşturma açtılar" diye sordu.
"Çocuğumu kampüste mi, barikatların arkasında mı aramalıydım? Oğluma bir yılda sekiz dokuz soruşturma açtılar. Suçu kampüste Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin standını açmak.
"Çocukların barikatların arkasında olmasının sebebi AKP hükümetidir. Ne oldu da çözüm masasını devirdiler? Bana git o çocukları barikatların arkasından kaldır, cenazeni al diyorlar. Kağıt imzala, ölürsen sorumlu biz değiliz diyorlar. Savcı, vali yardımcısı diyor."
"Zırhlı araçlardan haber yapılıyor"
Silvan'da başına silah dayanan DİHA muhabiri Serhat Yüce de Kürt gazetecilere özel bir yönelimin olduğuna dikkat çekti: "Namludaki kurşun çıkıp bedenimize girmedikçe gerçeklerden taviz vermemeye devam edeceğiz."
Yüce ayrıca anaakımda yapılan haberleri de eleştirdi: "Bazı gazeteciler halkın içinde değil zırhlı araçlarda haber yapıyor."
Mansur: Artık yeter
Lale Mansur da "müzakere masasına dönün" çağrısı yaptı:
"Ortak vicdanı temsilen, sesimizi duyurmak için buradayız: Eller tetikten çekilsin, silahlar susturulsun, ölmeye öldürülmeye son verilsin. Acilen çözüm masasına dönülsün. Meclis de sürece dahil edilsin, demokratik ortamda oturup konuşulsun.
"Aslolan ölüm değil hayattır; aslolan insandır, insanın özgürlüğü, insanın mutluluğudur. Artık yeter! Çocuklarımızı kurban etmeyin, bizleri kurban etmeyin; geleceğimizi, bin yıllık kardeşliğimizi kurban etmeyin.
"Yarın çok geç olacak, farkında mısınız?"
Sur'daki Sevgi Anıtı'na yürüyüş
Barış İsteyenler buluşmasının ardından toplantıya katılanlar Sur mahallesi yakınlarındaki Sevgi Anıtı'na doğru yürüdü. Sevgi Anıtı önündeki açıklamayı sanatçı Rojda okudu.
Diyarbakır’dan bütün Türkiye’ye sesleniyoruz: Koşar adım içsavaşa gidiyoruz, farkında mısınız? Vatanın bölünmesinden kaygı duyanlara sesleniyoruz: Vatan bölünüyor, farkında mısınız? Savaşan taraflara sesleniyoruz: Kan-ölüm-yıkım üzerine iktidar kurulmaz; ölüleri yönetemezsiniz. Hiç bir siyasal amaç bir çocuğun hayatından daha değerli değildir; farkında mısınız? Karar alıcılara sesleniyoruz: Bir durun, bir görün, bir anlayın; kararlarınız kurşun olup, bomba olup, ateş olup insanları öldürüyor, doğayı, tarihi, kültürleri, ataların mirasını ve insanların dostluğunu, kardeşliğini yıkıyor; farkında mısınız? Bu topraklar üzerinde yaşayan bütün vicdanlı insanlara sesleniyoruz; ortak vicdanı temsilen sesimizi/sesinizi duyurmak için buradayız: Silahlar susturulsun, ölmeye öldürmeye son verilsin. Acilen masaya dönülsün, oturulsun, konuşulsun. Her şeyin silah ve şiddet dışında bir çözümü vardır. Aslolan ölüm değil hayattır; aslonan insandır, insanın özgürlüğü, insanın mutluluğudur. Çocuklarımızı kurban etmeyin, halkımızı, geleceğimizi, bin yıllık kardeşliğimizi kurban etmeyin. Yarın çok geç olacak, farkında mısınız? |
Baydar: Yüreklerimizi birleştirmekle başlayabilir
Barış Grubu'nun sözcüsü gazeteci Oya Baydar:
"Ben buraya hep birlikte çığlık atmak için geldim. Son altı gün içinde 106 arkadaş bir araya gelip geldik. Bundan sonra çok daha cevval olmamız lazım. Acıları ortaklaştırmaya geldik ama sevinçleri de bir an önce ortaklaştırmamız gerekiyor. O masayı buzdolabına koydular. Sonra buzdolabında cenazeler saklanmaya başlandı. Silahları her iki tarafın da susturması gerekiyor ki konuşulabilsin.Barış hemen gelmez ama barış yolunda yürümeye yüreklerimizi birleştirmekle başlayabiliriz" dedi. (EÖ/HK)