Barış İçin Vicdani Ret buluşmasında insan hakları savunucuları, vicdani retçiler, siyasetçiler, asker anneleri, Barış Anneleri, Diyarbakır'da bir patlayıcıyla ölen Ceylan Önkol'un annesi Saliha Önkol, Koşuyolu parkındaki patlama nedeniyle üç çocuğunu, kız kardeşini ve yeğenlerini kaybeden Mahide Çetinkaya da kısa konuşmalar yaptı. Konuşmacılar savaşın bitmesini, vicdani ret hakkının tanınmasını istedi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis barışın nasıl örgütleneceğinin konuşulması, özellikle solda duran, emekten yana örgütlerin barış için ve vicdani ret hakkı için ısrarla mücadele etmek gerektiğini söyledi; toplumda "Benim çocuğum neden öldü" sorgulamasını yaratmak gerektiğini vurguladı.
İnsan hakları savunucusu Eren Keskin ordunun ve militarizmin antidemokratik yapının en büyük sorumlusu olduğunu söyledi; "Barış askere gitmeyeceğim, çocuğumu göndermeyeceğim diyenlerin eliyle gelecek" dedi; "Kendi örgütlerimiz militarizmden ve erkek egemen kültürden ne kadar kurtuldu" diye sordu.
Türkiye Barış Meclisi'nden Ayhan Bilgen vicdani ret hareketinin başlamasında eşcinsel hareketin payını anımsattığı konuşmasında İslami harekette de askerlikle dinin bağdaştırılmasının hemen hiç sorgulanmamış olduğuna dikkat çekti.
Şanar Yurdatapan vicdani retle ifade özgürlüğünün bağına dikkat çekti; "askerlikten soğutma" cezasının ifade özgürlüğüne engel olduğunu, ancak baskıların eskisi kadar hükmünün olmadığını, savaş karşıtı hareketin büyüdüğünü söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim elemanı Yrd. Doç. Dr. Nazan Üstündağ "Bu savaş gerçekten bitmek zorunda. Bundan daha önemli bir şey yok. Vicdani ret hareketi bunun için bir şey yapma, aktör olma olanağı veriyor. Bu savaş vicdani ret hareketiyle bitebilir" diye konuştu; askerlik ve militarizmin erkeklik kurgusuyla bağına dikkat çekerek "Vicdani ret erkekliğin otoriterliğini reddetmenin de yollarından biri. Erkeklik üzerinden yapılan kirli politikayı da bitirebilir" dedi.
BDP Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Akın Birdal buluşmaya birer yazılı mesaj gönderdi. Tuncel zorunlu askerliğin tüm toplu militarize ettiğini, kalkması gerektiğini, vicdani retçilerin yanında olduklarını dile getirdi. Birdal da uluslararası insan hakları sözleşmelerinde yer alan vicdani ret hakkını tanıması ve vicdani retçileri yargılamaktan vazgeçmesi gerektiğini ifade etti.
Yeşiller Partisi'nden Bilge Contepe anayasada "vatan hizmeti" tanımının askerliği zorunlu kılmadığını, zorunlu askerliği yasa değişikliğiyle kaldırmanın mümkün olduğunu, daha sonra da "vatan hizmeti" tanımının değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Contepe "ulusal güvenlik" kavramından "toplumsal güvenlik" kavramına geçilmesi gerektiğini de vurguladı.
Ezilenlerin Sosyalist partisi (ESP) Başkanı Figen Yüksekdağ "Bugünkü buluşma, barış hareketinin Doğu ve Batı yakalarının bir araya gelmesi demek" diye konuştu.
Vicdani retçilerden Delice, "Bana ordunun sana ihtiyacı yok, diyorlar. O zaman niye peşime düşüyorlar? Ben seni reddetmişim, sen de bana 'yürü git' de" diye konuştu; vicdani ret hakkının tanınmasını istedi.
Ilgın Yiğit askeriyenin eşcinselliği psikoseksüel bozukluk olarak tanımlamasının, eşcinsellere "çürük" raporu verilme sürecinin yol açtığı insan hakları ihlallerinden söz etti.
Kadın vicdani retçi Zeynep Varol "Ordu karşısında kadın olarak durmak ve barış için vicdani retçiyim. Kadınlar savaşa karşı taraf olursa Türkiye'yi baştan yaratabiliriz" dedi.
Aydemir'in avukatı vicdani retçi Davut Erkan, basının ve sivil toplum örgütlerinin, hukukçuların Aydemir'in 2 Haziran'daki duruşmasına ilgi göstermesini istedi.
Diyarbakır'da bir polis kurşunuyla hayatını yitiren Aydın Erdem'in babası Mehmet Erdem de "Oğlum matematik öğretmeniydi. Aydın bir kişiydi. Bu acıların bitmesi için ne gerekiyorsa, Kürt halkı olarak hazırız. Ne öğrenciler, ne polisler, ne askerler ölsün. Yeter, huzurun gelmesini istiyorum" diye konuştu. (TK)