Prof. Dr. Mithat Sancar, DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün Meclis grup toplantısında Kürtçe konuşmasının Anayasa'ya ya da Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olmadığını, tersine yasaları yasak genişletecek yönde yorumlamanın Anayasa'nın yasama sorumsuzluğu ilkesinin ihlali olacağını söylüyor.
Meclis Başkanı Köksal Toptan, Meclis'te Kürtçe konuşmanın Anayasa'nın "Resmi dil Türkçe'dir" diyen 3. maddesine ve siyasi partilerin etkinliklerinde Türkçe'den başka dil kullanmasını yasaklayan Siyasi Partiler Kanunu'nun 81. maddesine dayanarak, Türk'ün konuşmasının canlı yayınını kestirttiğini açıklamıştı.
"Resmi dil Türkçe, başka diller yasak demek değil"
Ancak bianet'in görüştüğü Sancar, Anayasa maddesinin dil yasağı anlamına gelmediğini, grup toplantısındaki konuşmanın da "resmi işlem sayılamayacağını" söyledi; şöyle konuştu:
"Bu maddeye dayanarak yasak türetmeye çalışmak tamamen abesle iştigal. Resmi dilin Türkçe olması başka dillerin yasaklanması anlamına gelseydi, Başbakan da Kürtçe konuşamaz, TRT Kürtçe yayın yapamazdı."
"Siyasi Partiler Yasası burada uygulanamaz"
Sancar, Siyasi Partiler Yasası'ndaki "zaten çok sorunlu" diye nitelediği maddenin de yasağı genişleterek partilerin Meclis çalışmalarına uyarlamanın bir başka Anayasa ihlali olacağını söylüyor:
"Bu, Anayasa'nın yasama sorumsuzluğu başlıklı 83. maddesiyle çelişir. Madde, düşüncelerini ifade etme konusunda, milletvekillerine mutlak dokunulmazlık sağlıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına göre, düşünce özgürlüğü, düşüncenin içeriği kadar ifade tarzı, hangi araçla ve hangi dille yapıldığı da koruma altındadır. Dolayısıyla buradan zorlama bir yasaya aykırılık türetmek yanlış."
"Alkışlamak gerek"
Sancar, eğer bu bir seçim hamlesiyse, DTP açısından son derece meşru bir hamle olarak görülmesi gerektiği kanısında. "AKP erzak dağıtıp Kürtçe açılımı yaparken, CHP çarşaf açılımı yapıyor. DTP'nin esas seçmen kitlesi Kürtler. Konuşmanın konusu da anadili günü. Böyle bir konuşmanın bütün demokrat çevrelerce alkışlanmasını beklerim.
"Bir tabunun bu vesileyle sorgulanır hale gelmesinden herkesin soğukkanlı bir memnuniyet duyması gerek. Başbakan'ın Kürtçe'yi rahat kullandığı, üniversiteye Kürtçe bölümlerinin konuşulduğu, TRT'nin Kürtçe yayın yaptığı bir ülkede, en dokunulmaz alan olan Meclis'te infial doğmasını anlamak mümkün değil. Meclis demokrasinin asli zeminidir. Özgürlükler daha fazla, korumaları daha sağlam olmalıdır."
Azrak: Anayasa'ya aykırılık yorumu yapılabilir
Prof. Dr. Ülkü Azrak'sa grup konuşmasının yasama faaliyeti kapsamında değerlendirilebileceğini, dolayısıyla "Devletin resmi dili Türkçe'dir" maddesine aykırılık yorumu yapılabileceğini söylüyor. Ancak "Bu mevcut mevzuata göre hukuki değerlendirmem" diyen Azrak'ın kişisel görüşü, dil özgürlüğünden yana.
Kürkçü: Gruptakiler dinleyebilirken halk niye dinleyemesin
Yayının kesilmesinin özgürlüklere kaba bir müdahale olduğunu söyleyen bianet Proje Koordinatörü Ertuğrul Kürkçü'yse olayın kamu yayıncılığı yönüne dikkat çekiyor. "Eğer grup salonunda toplantıyı izleyenler konuşmayı dinliyorlarsa, saydamlık ve katılımcılık gereğince, parlamento dışındaki yurttaşların da aynı bilgilere eşit hakla ulaşmaları gerekir. Salondakiler dışarı çıkartılamıyorsa, yayın da kesilemez." (TK)