Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, ay ve gün adlarının Türkçe ve Kürtçe yazıldığı 2007 ajandası nedeniyle, eski Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu'nu ve avukat Nesip Yıldırım'ı yargılıyor.
bianet'in görüştüğü Yıldırım, "Bu benim meşru hakkım. Anadilim Kürtçe. Bu suçlamanın kendisi insan haklarına aykırı" diyor.
Savcı, avukatlığın kamu hizmeti olduğunu, baronun da bu ajandayla Türkçe dışında kamu hizmeti sunarak "devletin dili Türkçe'dir" ilkesini ihlal ettiğini, ayrıca Türkçe alfabesi dışında harfler kullandığını, dolayısıyla Tanrıkulu'nun "görevi kötüye kullandığı"nı iddia ediyor.
Yıldırım'sa, bu ajandayla ilgili bir yerel gazetenin hedef gösteren yayınından sonra verdikleri "baroma ve ajandama sahip çıkıyorum" dilekçesi nedeniyle, "suçu övmek" suçlamasıyla yargılanıyor.
"Sahip çıktık, çıkmaya da devam ediyoruz"
Yıldırım ve Tanrıkulu'nun avukatı, şimdiki Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar. Aktar, 17 Nisan'daki duruşmada, ajandama sahip çıkıyorum diyen dilekçeyi baronun 100'den fazla avukatının imzaladığını, sahip çıkmaya da devam ettiklerini söyledi; kendilerini şu sözlerle ihbar etti:
"Eğer bu suçsa bu suçu bizde işlemiş sayılıyoruz , bu beyanımızın da ihbar kabul edilmesini talep ediyoruz."
Mahkeme, savunmaların hazırlanabilmesi için davayı 15 Mayıs'a erteledi.
Yıldırım: Sorun haklarsa, insanlar değil, yasa değişir
Yıldırım, "Temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir konuda yasa sorunsa, değişmesi gereken yasadır" diye konuşuyor. "Kamu hizmeti Türkçe'den başka dille yapılamaz" savına karşı da TRT'nin Türkçe dışındaki dillerde yaptığı yayınları anımsatıyor:
"TRT ve özel radyo ve televizyonlar başka dillerde yayı yapıyor. Anadili Kürtçe olan milyonlarca insan var. Onları görmezden gelen bir tavır olamaz. Değişmesi gereken yasa, devletin bakış açısıdır."
Yıldırım, ifade özgürlüğünün, düşüncenin ifade edildiği dili de kapsadığını vurguluyor.
"İngilizce olsaydı sorun olmazdı"
Yıldırım, ajandadaki gün ve ay adlarının Kürtçe yerine İngilizce olsaydı, böyle bir durumla karşılaşmayacaklarını düşünüyor. "Kürtçe olunca sorun oluyor. Zaten savcının iddianamesinde 'Kürtçe' diye bir sözcük de geçmiyor."
Türkiye'de Kürtçe sözcüklerin yazımındaki Q, W, X harfleri davalara konu oluyor. Ancak İngilizce metinler için bu tür davalar açılmıyor.
"Mahkeme ajandayı benim yayımlamadığımı yeni tespit etti"
Davanın başında, ajandayı yayımladığı düşünülerek Yıldırım da "görevi kötüye kullanmak"la suçlanıyor. "Oysa ben baronun yönetim kurulu üyesi değilim. Ajandanın basılması sırasında yetki sahibi de değilim. Son duruşmada, savcı son mütalaasında bunu düzeltti; ama bu sefer de 'suçu övmek'le suçladı."
Tabip Odası Kürtçe kılavuz dağıtmıştı
Diyarbakır Tabip Odası, geçen ay, hastalarla iletişimi ve teşhis kalitesini artırabilmek için doktorlara temel Kürtçe bilgilerini, hastalara sorabilecekleri soruların Kürtçesini içeren kılavuz hazırlamıştı. Bin adet basılan kılavuz doktorlara dağıtılmış, Dr. Selçuk Mızraklı olumlu tepkiler aldıklarını, kitabın geliştirilmesi için talep olduğunu söylemişti. (TK)