Meclis Başkanlığı, DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün partisinin grup toplantısında Kürtçe konuşması üzerine canlı yayının kesilmesi talimatını verdiğini açıkladı.
Meclis Başkanı Köksal Toptan, olayın hemen ardından yayımladığı "TBMM'de Türkçe Dışında Dil Kullanılmasına İlişkin Basın Açıklaması" başlıklı metninde, Anayasa'nın "resmi dil Türkçe'dir" maddesine ve Siyasi Partiler Kanunu'nun partilerin etkinliklerinde Türkçe dışında dil kullanamayacağını söyleyen maddesine dayandı.
Toptan, milletvekillerinin Meclis'teki her türlü etkinliklerinde Türkçe kullanmasının zorunlu olduğunu, Türk'ün yaptığının Anayasa ihlali anlamına geldiğini savundu; ardından "hukuken kullanılması mümkün olmayan bir dille yapılan bir toplantının TBMM TV'de yayınlanmasının da yasal olmayacağı aşikardır" diye yazdı.
TBMM TV'nin yayınlarının önceden denetiminin Meclis Başkanı tarafından yapıldığını söyleyen Toptan "O nedenle DTP grubunda Türkçe dışında bir dilde konuşma yapılmaya başlandığı anda Anayasa ve kanunlara aykırı bir eyleme müsaade etmemek amacıyla yayın kesilmiştir" dedi.
Toptan açıklamanın sonundaysa, milletvekillerinden ve siyasi parti gruplarından "yasama ve denetim faaliyetlerini Anayasa ve kanunlara uygun olarak devletin resmi dilinde yapmaları hususunda gerekli duyarlılığı göstermelerinin beklendiğini" yazdı.
Türk: Bu Türkiye için bir fırsat
Ahmet Türk'se, grup toplantısı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlarken şöyle konuştu:
"Bu grubumuzun bir çalışması. Dillerin güzelliğinden, kardeşliğinden söz ediyoruz. Günümüz dünyasında dillerin meşru olması, dillerin bir zenginlik olduğu mantığıyla bugünün yaşatılması gerekiyor. Şimdi birileri çıkacak, 'Efendim, parlamentoda böyle bir şey...' Eğer bu ölçü ele alınırsa o zaman çarşaflılar da Meclis'e gelmemeli. Biz burada dillerin güzelliğini anlattık. Bu, dillerin yasal engellerin ortadan kaldırılması konusunda Türkiye için bir fırsat; bu mesajı vermek için yaptık."
"Resmi dile itirazımız yok"
Türk, grupta yaptığı konuşmanın Türkçe bölümünde "Kürtçe Kürtlere yasak ancak AKP'ye ve devlete serbesttir" demiş, şöyle devam etmişti:
"Bizim Türkiye'de resmi dilin Türkçe olmasına herhangi bir itirazımız olamaz, ancak yerel yönetim gibi, eğitim alanı gibi, basın yayın alanı gibi, ya da yerel meclisler gibi alanlarda Kürtçe üzerindeki bütün yasakların kalkması ve Anayasal güvenceye bağlanması talebimizin de son derece gerçekçi bir insani talep olduğunun anlaşılmasını istiyoruz." (TK)