Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Beşinci kez uzatılan Olağanüstü Hal (OHAL) idaresinde “darbe” ve örgüt davalarından yargılanan gazetecilere “tek tip elbise” de dayatılıyor. Anti-demokratik uygulamalar nedeniyle süregiden gerilimli ortamda Türkiye Avrupa Birliği’nden ziyade Avrupa Konseyi’nin konusu olmakta.
RSF ve CPJ’nin de gazeteciler için “dünyanın en büyük hapishane”lerinden biri saydığı Türkiye’de, 122 gazeteci ve medya çalışanı mahpus.
Gazeteciler Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında 237 ağırlaştırılmış müebbet ile toplam 3 bin 672 yıl 6 ay hapis talebiyle yargılanıyor. Tutuksuz yargılanan 520 gazeteci de hapis tehdidiyle karşı karşıya.
Medya Gözlem’den başlıklar
Büyütmek için tıklayın |
BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “cezasızlık / hak aramaları”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve “RTÜK” gibi bölümler yer alıyor.
BİA Medya Gözlem’in Ekim, Kasım, Aralık 2017 döneminde gazetecilere TCK ile TMK’de düzenlenen “silahlı örgüt üyelik”, “örgüte yardım” , “örgüt propagandası” veya “örgüt kurma”, “darbeye iştirak”, “devletin bütünlüğü ve ülkenin birliğini hedef alma” suçlamaları da yöneltildi.
122 mahpus
Mesleki faaliyetleri veya siyasi dosyalardan yargılanan 122 gazeteci 1 Ocak 2018’e hapishanede girdi. Tutuklu gazetecilerin 79’u Gülen Cemaatine yakın medya kuruluşlarında çalışıyordu, 24 haberci de Kürt medyasındandı.
Kalan 19 gazeteci de Cumhuriyet (3), Evrensel (1), Die Welt (1), Sosyalist Dayanışma dergisi (1), Atılım (1), Eylül Hapishane dergisi (1), ETHA Ajansı (2), Emek-Adalet dergisi (1), Özgür Gelecek (1), Odak (1), Mezitli FM radyosu (1), Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi (1), Nokta (1), TV10 (1), Solyayin.com (1) sitesinden, biri de bağımsız foto-muhabiri.
Hapishanedeki 122 gazeteciden 66’sı yargılanıyor, 31’i soruşturma geçiriyor. Hapistekilerin 21’i hükümlü, dördü de mahkumiyete itirazının sonucunu bekliyor. Bu dönemde, tutuklu gazeteciler “Darbecilik”, “Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs”, "FETÖ, PKK, DHKPC, MLKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi gibi silahlı örgütlerle işbirliği veya yardım" suçlamalarla karşılaştılar.
Geçen yılın aynı döneminde hapishanelerde bulunan 131 gazeteciden 18’i hükümlü, 7’si halen yargılanıyordu, 106’sıysa soruşturma geçiriyordu.
AYM
Ekim-Kasım-Aralık döneminde Anayasa Mahkemesi (AYM) iki gazeteci (Ali Kıdık ve Hacı Boğatekin), bir yayıncı (İrfan Sancı) ve bir medya kuruluşunun (Bizim FM) yaptığı beş başvuruda ifade özgürlüğünün hukuka aykırı şekilde ihlal edildiği gerekçesiyle mahkeme gideri dahil toplam 17 bin 400 TL tazminata hükmetti.
Ancak AYM, OHAL ile birlikte tutuklanan, kimisi 18 aydır ağır tecrit altında tutulan en az 22 gazetecinin bireysel başvurusunda sessiz kaldı. Hak ve hukuk çevreleri Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) keyfi tecrit ve uzun tutukluluğa müdahale etmemesini sorunlu buluyor.
AYM ve AİHM
Ekim-Kasım-Aralık 2017 döneminde AİHM, ifade özgürlüğü şikayetleri bakımından Türkiye ile ilgili tek bir karar aldı: Türkiye’nin, Yayımladığı “Kürt Aydını Hakkında” yazısı nedeniyle “örgüt propagandası”ndan ertelemeli hapis ceza verilen Vesta dergisi yetkilisi Fatih Taş’a mahkeme gideri dahil toplam 4 bin 430 avro (18 bin 827 TL) ödemesine hükmedildi.
AİHM, İç Tüzük değişikliğiyle Türkiye’den giden tutuklu gazeteci dosyalarına “öncelikli” kararı almasına karşın 17 gazetecinin “tedbir amaçlı” olarak hapis tutulmasını “olağan prosedüre” bıraktı.
En son müebbetle yargılanan tutuklu “Zaman” yazarı Ahmet Turan Alkan ve “örgüt üyeliği”nden tutuklu Yeni Asya gazetesi editörü Nur Ener de AİHM’e gitti. Hükümet ise, AİHM’den iki kez süre istediği Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının ve Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’e ilişkin başvuruların reddedilmesini talep etti.
Üç ayda 17 gözaltı
Üç ayda 17 gazeteci veya medya çalışanı gözaltına alındı. Gazetecilerden 10’u “Kürt Sorunu”, beşi de “FETÖ” soruşturmaları kapsamında gözaltındaydı.
Geçen yılın aynı döneminde, 21’i KHK ile kapatılan medya kuruluşlarında çalışmış olanlar, dördü de uluslararası medya temsilcisi olmak üzere toplam 41 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmıştı. 2016’nın tamamındaysa, gözaltı toplamı, 21’i OHAL dönemiyle bağlantılı, 201 idi.
Yedi saldırı ve yaygınlaşan tehdit
Ekim, Kasım, Aralık döneminde 6 haberci ve bir medya organı saldırıya uğradı; gazeteciler Fatih Portakal, Fatih Altaylı, Burcu Yıldırım ile Cumhuriyet gazetesi çalışanları ölümle tehdit edildi.
2016’nın aynı döneminde sekiz gazeteci ve bir gazete merkezi saldırıya uğramış; iki gazeteci tehdit edilmişti. Ayrıca, 105 gazeteci ve bir medya organı fiilen veya sosyal medyada çoğu iktidara yakın çevrelerce tehdit edilmişti. İki gazeteci ve bir haber sitesi de sözlü saldırıya uğramıştı.
2016’nın tamamındaysa, çatışma ve eylem bölgelerinde görev yapan medya çalışanlarından 56’sı saldırıya uğramıştı. Bu dönemde altı medya organı da saldırının hedefi olurken bir Suriyeli gazeteci de öldürülmüştü. Yine geçen yıl, 118 gazeteci ve beş medya kuruluşu tehdit görmüştü.
Ceza tehditleri
Ekim-Kasım-Aralık 2017 döneminde 85 gazeteci ve medya temsilcisi “darbeye iştirak” suçlamasıyla toplam 237 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandı. Ayrıca yedi gazeteci de “casusluk” veya “devlete ait gizli bilgileri yaymak”tan toplam 70 yıl hapis istemiyle yargılanıyor.
61 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek”ten toplam 430 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; Altısı toplam 10 yıl 7 ay 2 gün hapse mahkum edilirken ikisi beraat etti.
293 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 2 bin 917 yıl altı ay hapis istemiyle yargılanıyor. Bunlardan 10’una açılan dava yeniydi. Dördü toplam 48 yıl hapisle cezalandırılırken biri beraat etti.
Dört gazeteci, “Türk milletini ve emniyet kuvvetlerini aşağılamak” iddiasıyla ve TCK’nın 301. Maddesi temelinde toplam sekiz yıl hapis istemiyle yargılanıyor; dördü de toplam 2 yıl 1 ay hapis ve 3 bin TL de adli para cezasına mahkum edildi. Ayrıca, bir gazeteciye de henüz dava açıldı.
Altı gazeteci, “suçu övmek ve “suça teşvik” iddiasıyla toplam 18 yıl hapis istemiyle yargılanıyor; dördü de “gizliliği ihlal”den 12 yıl hapis istemiyle hakim karşısına çıktı ve aklandı.Üç gazeteci, “kin ve düşmanlığa tahrik”ten toplam 13 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; biri beraat etti. Bir gazeteci de “Atatürk’ün anısına hakaret”ten 4 yıl 6 ay hapsi istemiyle yargılandı, sonuçta 1 yıl 3 ay hapse mahkum edildi.
Toplamda 464 gazeteci için 237 ağırlaştırılmış müebbet ile 3 bin 474 yıl hapis cezası istendi. Tabloya, “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil edildiğinde 520 gazeteci veya medya temsilcisinin toplamı 237 ağırlaştırılmış müebbet ile 3 bin 672 yıl 6 ay hapisle karşı karşıya bulunduğu görülecektir.
Hakaret: 31 gazeteci sanık
Ekim-Kasım-Aralık 2017 döneminde dokuz gazeteci “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 30 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılandı; biri 1 yıl 5 ay 15 gün hapse mahkum olurken bir diğeri beraat etti.
Yeni davalar: 22 medya çalışanına da toplam 51 yıl 4 ay hapis istemiyle yeni ceza davası açıldı. Beş gazeteci, iki gazete, bir İnternet sitesi ve bir karikatürist de 2 milyon 790 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılandı; 200 bin TL’si mahkemece reddedildi.
2016’nin aynı döneminde bir yerel gazeteci aynı suçlamayla toplam 7 bin 300 TL adli para cezasına ve kişilik haklarına saldırıdan da 10 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Aynı dönemde yedi gazeteci de toplam 62 yıl 4 ay hapis ve 100 bin TL de manevi tazminat istemiyle yargılanıyordu.
2016 yılının tamamında, 22 gazeteci ve bir site yetkilisine “hakaret” suçlamasıyla 8 yıl 2 gün hapis ve 99 bin 670 TL adli para cezası verilmişti. Beş gazeteci de toplam 28 bin TL manevi tazminat cezasına mahkum edilmişti. Dört gazeteci bu suçlamadan aklanırken ikisine dava Şartlı Af’tan düşmüştü.
TCK 299
Beş gazeteci yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle TCK’nın 299. Maddesi kapsamında “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten toplam ertelemeli 1 yıl 11 ay 10 gün hapse ve 42 bin TL de adli para cezasına mahkum edildi. Bir gazeteci de yargılama sonunda aklandı.
Altı gazeteciye “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yeni davalar açılırken, 14’ünün davası sürüyor.
Böylece, 20 gazeteci, toplam 98 yıl hapis tehdidiyle karşı karşıya. İki gazetecinin de soruşturmaya uğradığı dikkate alınırsa, sadece son üç aylık dönemde 28 gazetecinin Erdoğan’ın mağduru, sanığı ve şüphelisi olduğu ifade edilebilir.
2016’nin aynı döneminde TCK 299. Maddeden mahkum edilen gazeteci tespit edilememişti. Ancak yedi gazetecinin bu maddeden açılan davası sürüyordu; sekizi de bu suçlamadan beraat etmişti.
2016 yılının tamamında da, 12’si gazeteci 16 kişi, 299. Maddeden toplam 15 yıl 4 gün hapis (6 yıl ve 2 ayı ertelemeli) ve 42 bin TL adli para cezasına mahkum edilmişti. 13’ü gazeteci toplam 31 kişi de 299. Maddeden açılan davalardan aklanmıştı.
Ağustos 2014’ten, Cumhurbaşkanı seçildiği günden bu yana, Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, bu tarihten 1 Ocak 2018’e kadar en az 34’u gazeteci 35 kişinin toplam 42 yıl 5 ay 2 gün (18 yıl 20 günü ertelemeli) hapse ve 188 bin 500 TL de para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
Sansür ve yayın yasağı
Ekim-Kasım-Aralık 2017 döneminde en az 36 site haber ve yazısına, sekiz karikatüre, altı kitap, üç gazeteye sansür uygulandı. Bu dönemde bir yayın yasağı kararı alınırken, en az iki farklı sansür olayı daha yaşandı.
Sulh Ceza Hakimlikleri “Altı yaşında çocukla evlenilebilir” sözünün sansürlenmesini isteyen Sosyal Doku Vakfı ve İlahiyatçı Nurettin Yıldız’ın bir dediğini iki etmezken Carlos Latuff’un karikatürleri, Fehim Taştekin’in “Rojava: Kürtlerin Zamanı”, Faysal Dağlı’nın “Birakuji (Kürtlerin İç Savaşı)”, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun “Mahrem/Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları” gibi kitaplar sansür edildi.
2016’nın aynı döneminde en az 12 yayın yasağı veya geçici yayın yasağı çıkarken sekiz İnternet haber sitesi sansür edilmişti. KHK ile 24 medya organı kapatılmış, 54 gazetecinin mal varlığına el konulma kararı alınmıştı. Uluslararası medyadan iki gazeteciye Türkiye’ye giriş yasağı veya sınırdışı uygulanan bu dönemde, bir gazetecinin de sürekli basın kartı da yenilenmemiş, ikisinin basın kartı iptal edilmişti.
Cezasızlık
Anayasa Mahkemesi’nin kısmi yargılama yenileme kararından sonra 25 yıllık “Umut” Davası, beş hükümlü bakımından sürüyor. Gazeteci Haydar Meriç’in öldürülmesi, Hürriyet gazetesine 6 ve 8 Eylül 2015 tarihli çifte saldırının davası, Doğan Grubu’na darbe gecesi baskına ilişkin dava, darbe girişimi gecesi TRT Harbiye binasının işgali ve A Haber yayınının kesilmesine ilişkin yargılamalar sürüyor.
“FETÖ adına vekilleri, girişimci ve gazetecileri yasadışı şekilde dinledikleri” gerekçesiyle 59 kişiye açılan dava da devam ediyor. Gazeteci Ali Bayramoğlu’nun, “Yeni Şafak” yazarlığından ayrılması ve Referandumda hayır oyu kullanacağını açıkladıktan kısa süre sonra oy kullanırken saldırıya uğramasıyla ilgili dava da Şubat’ta başlayacak.
Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik saldırıyı haberleştirirken 10’un aşkın gazetecinin güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğramasıysa 19 aydır cezasız. Yol TV de RTÜK’ün Türksat Uydusu’ndaki yayınını durdurmasıyla ilgili hakkını İdare Mahkemesi’nde arıyor. Suriyeli muhalif aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat'ın İstanbul Üsküdar’da öldürülmesiyle ilgili katil zanlısı Ahmet Barakat Bursa’da yakalandı.
46 gazeteci işini kaybetti
Ekim-Kasım-Aralık 2017 döneminde 46 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı, işten çıkmak zorunda bırakıldı veya hazırladıkları/sundukları programlar sonlandırılınca işlerine son verildi. Diğer yandan, Sputnik Türkiye Grubu’nun dört eski çalışanı işe iade davası açtı.
2016’nın aynı döneminde Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak medya organlarının kapatılması sonucu 2 bin 500’e yakın gazeteci ve medya çalışanı işsiz kalmıştı. Geçen yılın tamamında ise bu rakam 2 bin 708’e ulaşmıştı. Ancak TGC, KHK ile 179 medya ve yayın işletmesinin kapatılmasıyla işsiz kalanların sayısının 10 bini bulduğunu açıklamıştı.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ekim-Kasım-Aralık 2017 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 13 program cezası ve 20 para cezası verirken radyo kuruluşlarına bu yönde bir müeyyide uygulamadı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 13 program durdurma ve 5 milyon 657 bin 740 TL idari para cezası verdi.
2016’nın aynı döneminde, TV kuruluşlarına 6 uyarı, 11 para cezası, radyo kuruluşlarına da 1 uyarı ve 5 para cezası uygulanmıştı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 1 milyon 559 bin 955 TL idari para cezası vermişti. Bu dönem en ağır cezalar, “Türkçe’nin seviyesizce kullanımı” ve “aşağılayıcı yayınlar”a verildi.
Kurul 2016 yılının tamamında ise televizyonlara 50 uyarı, 112 para cezası ve 2 de yayın durdurma cezası; radyolara da 7 uyarı, 11 de para cezası vermişti. Yayın ilkelerini ihlalden verilen para cezalarının toplamı 15 milyon 907 bin 627 TL olmuştu. (EÖ/APA)