Bağımsız İletişim Ağı 2010'un ilk üç ayına dair Medya Gözlem Raporu'nu bir basın toplantısıyla duyurdu. Dün (2 Mayıs) gerçekleşen basın toplantısında raporla ilgili bir sunum yapan bianet editörü Erol Önderoğlu, "Devlette kurumlar içi çatışmanın ve yetkililerin özgür tartışmayı sınırlandırma girişimlerinin gazeteciler ve düşüncelerini ifade edenlerle ilgili daha çok dava açılmasına neden olduğunu, yasal düzenlemelerde hapis tehdidinin yaygın olduğunu" dile getirdi.
Raporun tam metnini görüntülemek için tıklayın.
Yargı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı ve ideolojik kararlarıyla "kırmızı çizgilere" meydan okuyanları saldırılara açık hale getirdiği sürece 3 Mayıs'lar Türkiye basınının özgürlük günü olmayacak.
Anayasa reformu, yargı ve Kürt açılımı konusunda yöntem ve hedefler konusunda anlaşamayan Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti ve yüksek yargı, basın ve ifade özgürlüğünün baltalanması olunca müttefik görünüyorlar.
69'u gazeteci 216 kişi düşünce sanığı
Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Medya Gözlem Masası'nın Ocak-Şubat-Mart 2010 Medya Gözlem Raporu, 69'u gazeteci toplam 216 gazeteci, yazar, yayıncı, karikatürist, siyasetçi ve yurttaşın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek davalardan yargılandığını ortaya koyuyor. Geçen yılın Ocak-Şubat-Mart döneminde 60'ı gazeteci toplam 110 kişi yargılanmaktaydı.
İki gazeteci (Vedat Kurşun ve Erdal Güler) yayımlanan yazılar nedeniyle, yayıncı Bedri Adanır ise üç kitaptan cezaevinde. Mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklanıp tutuklanmadıkları net olarak bilinemeyen en az 32 gazeteci de, örgüt operasyonları çerçevesinde 2010'un ilk üç ayında cezaevindeydi. Bunlardan 10'u aynı dönem içerisinde tahliye oldu; 21'i halen hapiste.
695 kişinin adının geçtiği 33 sayfalık raporda ihlaller "Öldürülen gazeteciler", "saldırı ve tehdit", "gözaltı ve tutuklamalar", "basın ve ifade özgürlüğü davaları", "düzenleme ve hak aramalar", "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi", "Sansüre tepkiler" ve "RTÜK uygulamaları" başlıklarıyla yer alıyor.
Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik yargısal baskıları, "hükmün açıklanmasının geri bırakılması", "adli denetim" veya 301. maddede olduğu gibi Adalet Bakanlığı'nın "filtresi" gibi yöntemler gizleyemiyor.
"Hakaret"e 148 yıllık hapis tehdidi
Yılın ilk üç ayında, 19'u gazeteci toplam 48 kişi, TCK'nın 125. maddesi veya "hakaret" suçlamasına dair düzenlemeler uyarınca 147 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılandı; bunlardan 7'si, toplam 3 yıl 1 ay 27 gün hapis ve 23 bin 780 TL adli para cezasına mahkum edildi.
Ayıca, 13'ü gazeteci 15 kişi, 1 karikatürist ve üç medya kuruluşu (NTV, Evrensel ve bianet), "kişilik haklarını yayın yoluyla ihlal ettikleri" gerekçesiyle açılan manevi tazminat davaları çerçevesinde 1 milyon 278 bin TL tazminat istemiyle yargılandı. Bu davalardan 330 bin TL'lik mahkumiyet kararları çıktı. 2009'un Ocak, Şubat ve Mart aylarında hapis tehdidi 61 yıl hapisle sınırlıydı; tazminat talebiyse 1 milyon 673 bin TL idi.
Mahkum edilenler Nazlı Ilıcak, Cüneyt Arcayürek, Hüseyin Kocabıyık, Michael Dickinson, Melih Kaşkar, Fatma Sarıbıyık, Yalçın Ergündoğan, Mahmut Alınak, Ali Tarakçı ve Emrullah Özbey oldu.
Dickinson, Kaşkar ve Alınak, Başbakan Erdoğan'a yönelik isnatlar nedeniyle mahkum edilirken Ilıcak, Hakim Osman Kaçmaz'ı işgüzar bulduğu için suçlu bulundu.
TMY sanıklığında 6,5 kat artış!
15'i gazeteci 103 kişi, "Terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basmak veya yayınlamak", "Terör örgütü propagandası yapmak" veya "Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetini açıklamak veya yaymak veya bu yolla kişileri hedef göstermek" iddialarıyla yargılandı.
Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Nurettin Kurt, Hasan Kılıç, Rıfat Başaran ve Barış Grubu'ndan 17 kişiye Terörle Mücadele Yasası'ndan (TMY) açılan davalar yeniydi.
Kürt Sorunu'yla ilgili haberciliğin bedeli Azadiya Welat gazetesinin iki ay kapatılması, Birgün'den Hakan Tahmaz, Günlük'ten Veysi Sarısözen, Radikal'den Rıfat Başaran ve Milliyet'ten Namık Durukan'ın hapisle yargılanması oluyor.
Altı kişi (Vedat Kurşun, Murat Kolca, İrfan Dündar, Fırat Aydınkaya, Ozan Kılınç ve Fehmi Kılıç) TMY uyarınca toplam 28 yıl 5 ay hapis ve 16 bin 660 TL para cezasına mahkum edildi. 2009'un ilk üç ayında TMY'den 16 sanık bulunuyordu ve hapis cezası 4 yıl 8 ayla sınırlıydı.
"Övgü"den 27 sanık, Baydemir mahkum
Dördü gazeteci 27 kişi, "suçu ve suçluyu övdükleri" iddiasıyla TCK'nın 215. maddesi uyarınca yargılandı; Osman Baydemir ve Mahmut Aydıncı toplam 3 bin TL adli para cezasına mahkum edilirken Ali Barış Kurt, Mehmet Nuri Kökçüoğlu, Pınar Sağ ve Mehmet Özmen'e açılan davalar yeniydi.
Vicdani redde 21 sanık; Aydemir hapiste
Vicdani retçi Enver Aydemir, 21 Ocak'tan beri Eskişehir Askeri Cezaevi'nde tutuluyor. Ona destek veren 19 insan hakları savunucu da, "halkı askerlikten soğutmak" fiilini düzenleyen TCK'nın 318. maddesinden yargılanıyor. Diğer sanıklar ise Ali Barış Kurt ve Mehmet Nuri Kökçüoğlu.
Geç gelen tahliye cezadır!
Devrimci Demokrasi gazetesi sorumlu müdürü Erdal Güler ve Azadiya Welat gazetesi eski yetkilisi Vedat Kurşun, PKK ve Maoist Komünist Partisi (MKP) gibi örgütleri "öven yayın yaptıkları" iddiasıyla hapisteler. Savcı Kurşun için 525 yıl hapis talep ederken Güler 2014'ten önce tahliye edilmeyecek.
Gazetevatan.com sitesi yayın yönetmeni Aylin Duruoğlu ve Devrimci Hareket dergisi çalışanı Mehmet Yeşiltepe, "Devrimci Karargah" davasından 10 aylık tutukluluktan sonra ilk duruşmada tahliye edildi. 8 gazeteci daha bu dönemde tahliye oldu.
Aram Yayınları imtiyaz sahibi ve Hawar gazetesi yetkilisi Bedri Adanır üç kitapta "örgüt propagandası yapıldığı" ve "suçlu övüldüğü" gerekçesiyle dört aydır hapiste ve 31 yıla kadar da hapsi isteniyor.
"Ergenekon Örgütü" operasyonundan tutuklanan Cumhuriyet gazetesi eski Ankara temsilcisi Mustafa Balbay "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek" iddiasıyla, Aydınlık dergisi yazarı Emcet Olcayto "örgüt üyeliği" iddiasıyla, gazeteci Tuncay Özkan "örgüt üyeliği ve darbe girişiminde bulunmak" iddiasıyla 14 aydır tutuklular.
Kürdistan Topluluklar Birliği'ne (KCK) yönelik operasyondan tutuklanan Gün TV yetkilisi Ahmet Birsin bir yıldır, Adana Radyo Dünya yayın yönetmeni Kenan Karavil ve Azadiya Welat'tan Seyithan Akyüz tutuklu.
MLKP operasyonundan tutuklanan İstanbul Özgür Radyo yayın yönetmeni Füsun Erdoğan ve Atılım dergisi yayın koordinatörü İbrahim Çiçek üç buçuk yıldır tutuklu.
Aydınlık dergisi yayın yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal istihbarat şefi Ufuk Akaya, Başbakan Erdoğan'ın telefon konuşmalarına dair kayıtları ele geçirdikleri gerekçesiyle 9 Kasım 2009'dan beri Silivri Cezaevinde.
Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İsmail Eskin, protesto eylemi izlerken gözaltına alındığı 4 Aralık 2009'dan beri cezaevinde. DİHA muhabiri Hatice Özhan 19 Şubat'tan beri ROJ TV programına katılmak ve BDP Genel Merkezi ile yaptığı telefon görüşmeleri nedeniyle Ağrı Cezaevi'nde.
Gazetecilerin avukatları ve gazetecilik meslek örgütleri, bu tür dosyalarda "dosyaya bir yıllık gizlilik", "tutukluluğun cezaya dönüştürülmesi" ve "savunma hakkının kısıtlanması" gibi ağır usul hatalara dikkat çekiyorlar.
Gazeteci cinayetlerine zamanaşımı son bulsun!
Geçmişte faili meçhul siyasi cinayetlerde yakınlarını yitiren ailelerinin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu üyeleri, Hrant Dink cinayetinin aydınlanması için Dink Ailesi'ne destek verdiler. Platform, bu tür cinayetlerde zamanaşımının kaldırılması amacıyla TBMM ve siyasi partiler nezdinde girişimde bulundular.
Devlet, Ümit Kaftancıoğlu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin hiç birinde azmettiricilere dokunmadı. Aynı tehlike, şimdi Hrant Dink cinayeti ve 18 Aralık 2009'da Bandırma'da öldürülen gazeteci Cihan Hayırsevener için de var.
5 gazeteciye saldırı, 4'üne tehdit
Gazeteciler Cenker Tezel, Emrah Güner, Tamer Topçu, Ertuğrul Yılmaz ve Ozan Özhan yılın ilk üç ayında ya uğrarken Dilek Karakoyun, Fırat Alkaç, Celal Yıldız, Ramazan Pekgöz ile Agos ile Taraf gazeteleri tehdit edildi.
Yerel gazeteciler gördükleri şiddete karşı kayıtsız kalmasalar da şiddete bulaşan devletin seçilmiş ve atanmış görevlileri yargı önüne çıkarılmıyorlar.
Devlet, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun eski üyesi Prof. Dr. Baskın Oran'a yönelik üç yıldır Türk İntikam Tugayı (TİT) adına gönderilen tehdit mesajlarıyla ilgili nihayet harekete geçti. Ancak Yargıtay, azınlıklarla ilgili Agos'a yazdığı için Oran'a karşı sövgü ve tehdit içeren yazıları "Agos yazarıdır" diyerek "düşünce özgürlüğü" olarak görebiliyor.
İnternet Yasası'na AGİT ve RSF tepkisi
Bilgi Üniversitesi'nden Doç Dr. Yaman Akdeniz'in bir AGİT belgesi olarak hazırladığı "Türkiye'de İnternet Sansürü Raporu"nda, Türkiye'yi 5651 Sayılı İnternet Suçları Yasası'nda reform yapmaya çağırdı. RSF de, Türkiye'yi "İzlenecek Ülkeler" kategorisine dahil etti.
AİHM cezalarında yüzde 100 artış!
AİHM, 24 kişinin başvurduğu beş dosyada Türkiye'yi ifade özgürlüğü çiğnediği gerekçeyle 133 bin TL (63 bin 423 avro) maddi ve manevi tazminat ve mahkeme gideri ödemeye mahkum etti. Geçen yılın aynı döneminde bu tutar 58 bin 122 TL (28 bin 411 avro) idi.
AİHM'e başvuranlar Adnan Görkan, Esmer Savgın, Kerem Savgın; Gündem, Yedinci Gün, Haftaya Bakış, Yaşamda Demokrasi ve Gerçek Demokrasi gazetelerinin 19 çalışanı, Çağrı dergisi yetkilisi Aziz Özer'di. (EÖ)