Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray meydanındaki 367. buluşmalarında, 12 Eylül'ün tüm sorumlularının ve bu rejimin işlediği insanlık suçlarının yargılanmasını istedi.
Kayıp yakınları, 12 Eylül davasının "insanlığa karşı suç" kapsamında değil, "anayasayı ihlal ve darbe yapmak"tan açıldığını, sadece Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı bir davaya indirgendiğini söyledi. Dönemin tüm sorumlularının cezalandırılmasını talep etti.
Kayıpların hala bulunmadığını, faillerin yargılanmadığını, siyasetçilerin, öğrencilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, sendikacıların ve çocukların cezaevilerine gönderildiğini ifade eden kayıp yakınları, başbakana "12 Eylül'le böyle mi hesaplaşıyorsunuz?" diye seslendi.
"Tüm sorumlular yargılansın"
12 Eylül'de işkenceyle öldürülen ve bedeni kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, Evren ve Şahinkaya'nın hesap vermesi gerektiğini, ancak bunun yeterli olmayacağını söyledi, "Darbe yönetiminde görev alan, halkın vergileriyle geçimini sağlayan tüm valiler, emniyet müdürleri, bakanlar, işkence sonucu sağlam raporu veren doktorlar, mağdurlara sahip çıkmayan avukatlar, da yargılanmalı. Herkes gerekli cezayı almadıkça biz buna yargılama demeyeceğiz" diye konuştu.
Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Muzaffer Yedigöl de 12 Eylül'ün tüm sorumlularının yargılanması gerektiğini vurguladı, 31 senedir sorumluların ceza alması için mücadele verdiklerini söyledi. "Tek istediğimiz bir mezar. Bunu yapanların yanına kalmasın istiyoruz. Geç de olsa adakete kavuşalım" dedi.
"Türkoğlu dosyasını açmak için ne bekliyorsunuz?"
Nur Sürer'in okuduğu basın açıklamasında, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e Talat Türkoğlu soruşturmasının bir şekilde yeniden başlatmadığını soruldu.
Talat Türkoğlu Edirne'den İstanbul'a dönüyordu. Yolda ailesine telefon açarak izlenildiğini söyledi. Daha sonra kendisinden bird aha haber alınamadı. Ailesi İHD aracılığıyla cuhmurbaşkanına, başbakana, içişleri bakanına, adalet bakanına, meclis insan hakları komisyonuna başvurdu.
İdari makamlar gözaltına alınmadığını söylerken, 1997'de JİTEM mensubu Kasım Açık, Türkoğlu'nu Murat Demir ve Murat İpek tarafından öldürüldüğünü ve Meriç Nehri'ne attıklarını itiraf etti.
Detaylı krokiler ve bilgilere rağmen Türkoğlu dosyası iç hukukta kapatıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'yi Türkoğlu'nun yaşama hakkını ihlal ettiği için mahkum etti, iç hukuk yolların etkin bir şekilde işletilmediğini söyledi.
Talat Türkoğlu'nun kardeşi Münibe Türkoğlu "Sorumlular nerede" diye sorarken, avukatı Gülizar Tuncel "AİHM kararına rağmen bu dosya kapatıldı. Ama bizim için kapanmayacak, ömrümüz yettikçe bu devletten hesap soracağız" dedi. (ÇT)