Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın Galatasaray Meydanı'ndaki 365. buluşmasında 21 Mart 1995'te gözaltına alındıktan sonra işkenceyle öldürülen Hasan Ocak anıldı.
OdaTV operasyonu kapsamında 375 gün tutuklu kaldıktan sonra 12 Mart'ta serbest bırakılan Ahmet Şık, eski İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal ve babası şair Metin Altıok'u Sivas katliamında kaybeden Zeynep Altıok Akatlı da Cumartesi Anneleri/İnsanları'na destek verenler arasında yer aldı.
"17 yıldır değişmeyen, sevdiklerimize olan özlemimiz"
Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, oğlunun 17 yıl önce kaybedildiğini ve devlete oğlunun akıbetini sorduğu için kendisinin Ankara'da cezaevine konduğunu, işkence gördüğünü söyledi.
Anne Ocak, oğlu kaybedildiğinden beri Galatasaray Meydanı'nda olduğunu ve oğlunu öldürenler hesap ermediği sürece de burada olmaya devam edeceğini ifade etti.
Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak ise "17 yılda belki hiç değişmeyen, bitmeyen, tükenmeyen, yüreğimizde büyüttüğümüz, kaybettiğimiz tüm sevdiklerimize olan özlemimizdir" dedi.
Adalet ve faillerin cezalandırılmasını istediklerini söyleyen Maside Ocak, devletin gözaltında kayıplarla ilgili olarak 17 yıldır bir arpa boyu yol gitmediğini söyledi.
"Failler yargılanmadığı sürece 365 hafta değil belki 3650 hafta burada oturacağız. Tüm geçen zamana inat, gerçeklerin açığa çıkartılması, faillerin yargılanması için burada olacağız."
"Gözaltında kayıp gerçeği ilk kez bu kadar kanıtlıydı"
Bu haftanın basın metnini, babası Metin Altıok'u Sivas katliamında kaybeden Zeynep Altıok Akatlı okudu.
1995 Newroz'unda gözaltına alınan ve işkenceyle öldürülen Hasan Ocak'ın hikayesini kamuoyu ile paylaşan Altıok şunları söyledi:
"Hasan Ocak, 21 Mart 1995 akşamı kız kardeşinin doğum günü kutlaması için evlerine gitmek üzere işten çıktı. Yolda İstanbul Terörle Mücadele Şubesi polislerince gözaltına alındı.
"Ailesi, arkadaşları, İHD her yolu deneyerek Hasan'ı aradı. 58 günlük arayışın sonunda Hasan'ın işkenceyle öldürülmüş bedeninin kimsesizler mezarlığına gömüldüğü öğrenildi. Hasan ilk gözaltında kayıp değildi ama 'gözaltında kayıp' gerçeği 90'lı yıllarda ilk kez bu kadar kanıtlıydı."
"Hasan'ın parmağında parmak izi alınırken kullanılan mürekkep vardı. Ayakkabısının bağcıkları, pantolonunun kemeri yoktu. Bunlar gözaltına alınanlara uygulanan işlemlerdi."
"Hasan'ın cansız bedeninin bulunmasının ardından Hasan'la aynı yerde, aynı sistemli işkencelerden geçirilerek katledilen kayıp Rıdvan Karakoç da aynı kimsesizler mezarlığında bulundu."
"Hasan ve Rıdvan'ı arama mücadelesi Cumartesi Anneleri'ni de bir araya getirdi.
Fatih Cumhuriyet Savcılığı, Hasan Ocak'ın gözaltına alınması ve kaybedilmesiyle ilgili olarak çok sayıda suç duyurusu hakkında 'Türk polisi işkence yapmaz, gözaltında kimseyi kaybetmez' gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi."
"Ocak ailesi 17 yıldır etkin soruşturma yapılması için, gerçeğin açığa çıkması için, faillerin yargılanması için mücadele ediyor. 17 yıldır yargı, gerçeğin üstünü örtme, failleri koruma işlevi görüyor."
"En azından mezarımız var"
20 Şubat 1995'te kaybedildikten sonra Hasan Ocak gibi Altınşehir kimsesizler mezarlığında bulunan Rıdvan Karakoç da anıldı.
Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, 17 yıldır yetkililere seslendiklerini ama devlet yetkililerinin zaman zaman kendileri üzerinden politika yapmak dışında bir şey yapmadıklarını söyledi.
Ağabeyi Rıdvan Karakoç'un gözaltına alındıktan sonra çok ağır işkencelerden geçirildiğini söyleyen Hasan Karakoç, Hasan Ocak'ın ailesinin yürüttüğü mücadele sonucunda Rıdvan Karakoç'un da akıbetinin ortaya çıktığını söyledi.
"Devlet iki ay gizli tuttuğu gerçeği açığa çıkarmak zorunda kaldı. Ancak Rıdvan'ın arkadaşları tarafından öldürüldüğünü ve yol kenarına atıldığını söylediler."
"Oysa biz biliyoruz Rıdvan'ı öldürenleri. Rıdvan'ı öldürenler bu ülkede 5 bin insanı kaybedenler, 17 bin 500 faili meçhul cinayeti işleyenlerden başkası değil."
"Biz bu ülkeye askerlik yaptık, biz bu ülkeye vergi verdik ama devlet bizden kemiklerimizi bile saklamak istedi."
"Ne gariptir ki kaybedilen insanlar içerisinde maalesef en şanslılardan biri bizdik. Çünkü binlerce ailenin çiçek koyabilecek bir mezarları dahi yok. Devletin bize reva gördüğü şey bu."
"Geçmişle yüzleşilsin"
Karakoç ve Ocak gözaltında kaybedildiğinde İHD Başkanı olan Akın Birdal ise kaygısız, kayıpsız, korkusuz, eşitlikçi, özgürlükçü bir Türkiye'ye ulaşıncaya kadar yürüyüşlerini sürdüreceklerini söyledi.
Birdal, insanların yaşam haklarının ellerinden alınmaması, Türkiye'nin insan haklarına dayalı bir ülke olması, insanlığa karşı işlenen suçların cezasız kalmaması için geçmişle yüzleşilmesi gerektiğini vurguladı.
Düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki yasakların kaldırılması gerektiğini söyleyen Birdal, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasa ile yüzleşme komisyonu oluşturulması gerektiğini ifade etti. (EKN)