Salgının başından bugüne kadar pandemiyle en ön cephede mücadele eden ve çoğu kez evlerine gidemeyen sağlık çalışanları ailelerinin risk altında olduğunu ve aşıda ailelerine öncelik verilmesini istiyorlar.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TBB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aile Hekimi Recep Koç, Dr. Halis Yerlikaya, Beşiktaş filyasyon ekibinde yer alan hemşire Bahar Tuncer, SES Şişli Şube Eş Başkanı Fadime Kavak ve Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkanı Ebru Kıraner bianet' konuştular.
TIKLAYIN-"Sağlık çalışanlarında ciddi psikiyatrik bozukluklar başladı"
Sağlık çalışanları, ailelerine öncelik verilmesinin bir lütuf değil zorunluluk olduğunu ifade ettiler:
"Mesafeyi koruyarak yaşıyoruz"
Şebnem Korur Fincancı: Sağlık çalışanlarının çalışma koşullarıyla ilgili bir düzenleme yapılmadığı gibi tam tersine ağır bir yük ile karşıya kaldırlar. Emeklilikleri, istifaları, izinleri yasaklandı. Oysa sağlık çalışanları pandeminin yükünü taşıyorlar. Dolayısıyla çalışma koşullarının iyileştirilmesi aralıklı çalışamalarla dinlendirilmeleri ve böylece tükenmelerin önüne geçilmesi gerekiyordu.
"Ayrıca virüsü eve taşımamak adına sosyal destek verilmeliydi. Salgının başında misafirhanelerde konaklamak zorunda kaldılar. Daha sonra evlerine dönseler bile belli bir mesafeyi korumak zorunda kaldılar.
"Aynı evde yaşadıkları insanlardan uzak kalmak sosyal desteklerinden de uzak kalmak anlamına geliyor ve bu tür durumlarda destekten uzak kalmak özellikle bu kadar tarvmatik bir sürece tanıklık eden insanlarda tükenmeyi kolaylaştırıyor. Çünkü yalnızca sağlık hizmeti sunmuyorlar. aynı zamanda önleyemedikleri ölümlerle yüzleşiyorlar. Sosyal desteği en çok verecek kişiler de aile bireyleri ama aileleri aşı olmadığı için onlardan da uzak kalıyorlar. "
TIKLAYIN-"Üçüncü dalga çok hızlı ilerliyor, kaotik bir duruma yol açabilir"
"Eşini kaybeden sağlıkçı çalışanları var"
Emrah Kırımlı: Kendisi aşılı olup eşi aşısız olan eşi ölen sağlıkçı çalışanları var. Ailelerimizle aynı evdeyiz ama çocuklarımızı kucağımıza alamıyoruz. Artık bu rutinimiz haline geldi. Evden ayrı kaldığımız da oldu ama bu sürdürebilir değil. İngiltere varyantının bulaştırıcılığının öldürülebilir daha yüksek ve artık çocuklar da risk altında.
"Çocuğumun arkadaşı COVID gerçirdi ve bir ay sonra kalp krizi geçirip öldü, durum böyle biz hep ürkerek yaşıyoruz. Sağlık çalışanlarının ailelerine öncelik verilmesi hak gaspı değil, sağlık çalışanlarının ailelerinden ölenler oldu.
"Biz hep ailelerimizi hasta etme kaygısıyla yaşıyoruz. Bu bizim üzerimizde vicdani bir yük olarak duruyor. Söylendiği kadar aşı gelmiş olsaydı böyle bir durum yaşanmayacaktı. Salgın artınca aşıların koruyuculuğu da azalıyor çünkü mutasyonlu virüs yayılıyor. Aşıları da yapmakta geç kaldık. Ailelerimizin aşılanması bizleri ruhsal olarak gözetildiğimiz düşüncesini verecek. Diğer türlü kendi başınızın çaresine bakın demiş, oluyorlar."
TIKLAYIN-302 sağlık çalışanı Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti
"Bulaştıran noktadayız"
Selma Atabey: Sağlık çalışanların aşıda öncelenmesi önemliydi, DSÖ'nün de kararı da bu yöndeydi ama ailelerimiz gözardı edildi. Biz sağlık çalışanlarının çocuklarının ailelerinin beraber yaşadığı insanlarının aşılanması için ilk dönemlerde Sağlık Bakaanlığı'na yazı yazdık ama dikkate alınmadı.Geçtiğimiz günlerde birkaç il gezdik arkadaşlarımız yine bu taleplerini dile getirdiler. Sağlık emekçileri kendileri kendini koruyor olabilir ama bulaştıran noktadayız.
"Maske ile dolaşmaya devam ediyoruz"
Ebru Kıraner: Bu kadar uzun zamandır en cephede savaştık. Ama bazı şeyler canımızı çok acıtıyor. Mesela futbolculara aşı önceliği verilmesi. Bunlar bizim canımızı çok acıtıtıyor bizler aşılandık ama eve gittiğimizde kendimizi aile bireylerimizden izole etmeye, maske ile dolaşmaya devam ediyoruz.
"Aynı masada yemek yiyemeyen arkadaşlarımız var. 'Artık ailemle yemek yemek istiyorum, çocuklarıma hesap yapmadan sarılmak istiyorum' diyor arkadaşlarımız. Aşı organizasyonunda en azından sağlıkçıların eşlerine öncelik verilemez miydi, yapılabilirdi ama yapılmadı.
TIKLAYIN-Dr. Recep Koç: Bu hızla aşılama 2022'den önce bitmez
"Eve giderken kapıda soyunuyoruz"
Recep Koç: 65 yaş üstünü aşıladık bunları eve hapsettik. Aşılamada 60-65 yaş arası yüzde 60'ı geçmedi. 65 yaş üstü yüzde 80'de. Bunlar böyleyken, pilotları, futbolcullaarı aşılamaya açtık. Ama eğitimcilere ve sağlıkçıların ailelerine aşılamayı açmadık. Halbuki COVID ile birebir çalışan insanların ailelerinin, eşlerinin aşılanması gerekirdi. Çok büyük bir risk. Eve giderken kapıda soyunuyoruz. Direk duşa gidiyoruz.
"Eşlerimiz daha büyük risk altında, aynı evin içinde ayrı kalma durumumuz yok. Birçok arkadaşlarımız İBB'nin lojmanlarında kalıyor, evlerine gidemiyorlar. Aşıların koruyuculuğu yüzde 50'lilerde kendimizi bile tam koruyamıyorken, ailelerimizi nasıl koruyacağız. Şu an yoğun bakımlarda gençler çocuklar var, bizler COVID'de ön cephede çalışan arkadaşlarımızın aşılanmasını istiyoruz.
"Lütuf değil, bir zorunluluk"
Fadime Kavak: Sağlık çalışanlarının aile bulaş riski nedeniyle en az onlar kadar risk içindeler. Bioontect alt dozlarının çöpe gttiği belirtiyor. Taışıyıcı olam ihitimalimiz çok yüksek, eve gider gitmez banyoya gidiyoruz. Çocukları aile büyüklerinin yanına gönderen arkadaşlarımız var. Hala eve taşımamak evlerinde kalmayan arkadaşlarımız var. Birlikte yaşadığımız insanların aşılanması talep etmek büyük bir lüks değil, lütuf değil, bir zorunluluk.
TIKLAYIN-TTB: Türkiye'de 100 binden fazla kişi salgından öldü
"Ayrımcılık kaldırılmalı"
Halis Yerlikaya: İktidar kendine yakın gruplara ayrımcılık yaptı. Bu ayrımcılık testlerde başladı, sağlıkçılara test yapılmazken vekillere, iktidara yakın kişilere Saray çalışanlarına her gün test yapıldığı ortaya çıktı. Sağlıkçılar, toplumun diğer gruplarına göre 14 kat daha risk grubunda, bu nedenle risk grubunda olan sadece kendisi değil. Yani ailesi ve birlikte yaşadığı insanların da aşılanması gerekiyor.
"Sağlıkçıların ailelerine öncelik tanınsın' demek, böyle bir ayrım yapılmasını istemek doğru değil elbette. Bu nedenle toplumun bir bütününün bir an önce aşılanması gerekiyor. Bunun için çok daha fazla aşı temin edilmeli. Ayrımcılığın kaldırılmalı ve bir an önce yaygın aşı yapılmalı.
"Anne babama bir yıldır sarılmadım"
Bahar Tuncer: Filyasyon ekibinde çalışıyorum. Annem aşı oldu babam henüz olamadı. Benim aşı olmama çok mutlu oldular ancak benden çok korkuyorlar. Aile bireyleri kaygı duydukları için kendimi onlara karşı sorumlu hissediyorum, birine hastalık bulaştıracak olsam bunu kaldırabileceğimi düşünmüyorum. Kapıda üstümü çıkarıp direk duşa giriyorum. Evde çoğu zaman maskeli geziyorum. Anne babama bir yıldır sarılmadım.
(RT)