*Fotoğraf: AA/Arşiv
"COVID dışı hastalar yoğun bakımlarda yer bulamıyorlar. COVID'li hastalarımızın yoğun bakım ihtiyacı hızla artıyor. Her yer COVID yoğun bakımı yapıldı."
"20, 30, 40 yaşlarında, kronik hastalığı olmadığı halde yoğun bakıma ihtiyaç duyan hastalarımız var. Bütün illerdeki meslektaşlarımız bu durumun aynı olduğunu söylüyor."
"Sağlık çalışanlarında çok ciddi psikiyatrik bozuklar başladı. 'Gencecik insanlar elimizin altından kayıp gidiyor ve ben artık bu duygu durumla başa çıkamıyorum' diyor, arkadaşlarımız."
Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkanı Ebru Kıraner, günlük hasta sayısının 60 bini geçtiği Türkiye'de yoğun bakımların durumunu ve hemşirelerin hangi koşullarda çalıştığını bu sözlerle anlatıyor.
TIKLAYIN-"Üçüncü dalga çok hızlı ilerliyor, kaotik bir duruma yol açabilir"
"Üçüncü dalga çok kuvvetli"
Kıraner, hasta popülasyonunda ciddi bir değişiklik yaşandığını ve yoğun bakıma ihtiyaç duyan hastaların yaş ortalamasının düştüğünü söylüyor: "Türkiye’nin her yerinden hemşire arkadaşlarımızla iletişim halindeyiz ve sürekli bilgi paylaşımı içindeyiz. Hastaların yaşı gün geçtikçe daha aşağı çekildi. Yaş gurubu 50’lere doğru indi, 20, 30, 40 yaşlarında kronik hastalığı olmadığı halde yoğun bakıma ihtiyaç duyan hastalarımız var.
"Bütün illerde meslektaşlarımız durumun aynı olduğunu söylüyor. Şu an yaşadığımız 3. dalga çok kuvvetli. Bu kasım ve aralıktakine benzemiyor. Çok daha yıkıcı ve çok daha hızlı yayılıyor, dolayısıyla yoğun bakım yatakları da çok hızlı bir şekilde doldu."
TIKLAYIN-"İstanbul'da pandemi servisleri doldu, yenileri açılıyor"
"Bir hemşire 4 COVID hastasına bakıyor
Yoğun bakımdaki hasta artışının sağlık çalışanlarını oldukça zorladığı ifade eden Kıraner, konuşmasına şöyle devam ediyor: "Normal zaman diliminde yoğun bakımda bir hemşirenin en fazla 2 hastaya bakması gerekiyor. Ancak COVID’de bu oran bire bir olmalı, hasta yapay solunuma ihtiyaç duyuyorsa bir hemşirenin sadece o hasta ile ilgilenmesi gerekir.
"Ama şu an bir hemşire 3, hatta 4 COVID hastasına bakmak zorunda kalıyor. Özellikle şehir hastanelerinden gelen bildirimler çok sıkıntılı, orada yoğunluk çok daha fazla. Biz en baştan beri dile getirmeye çalıştık. Yoğun bakım hemşire sayısı olarak çok kötü durumdaydık zaten, eksiktik.
"50 bin hemşireye ihtiyacımız var" |
"Sadece üçüncü düzey yoğun bakım için 50 bin hemşireye ihtiyacımız var. Türkiye'deki yoğun bakım hemşire sayısını Sağlık Bakanlığı açıklamıyor. Biz 30 bin yoğun bakım hemşiresi olduğunu tahmin ediyoruz. "Fakat bu sayı hem birinci, ikinci ve üçüncü düzey yoğun bakım hemşirelerini kapsıyor. Ama sadece çoklu organ yetmezliği, sepsis dediğimiz hastalarımızın olduğu için üçüncü düzey yoğun bakımlar için 50 bine ihtiyacımız. Sayılar yetersiz olduğu için dinlenmek, yemek yemek çok zor." |
"112 sürekli arayıp yer soruyor"
Kıraner, yoğun bakımların doluluk oranına dikkat çekiyor ve COVID dışı hastaların yatak bulamadığını söylüyor:
"Yoğun bakımlar şu an tam dolu, 112 sürekli arayıp yer soruyor, boşalan bir yatak temizlendikten sonra kurumasını beklemeden hemen hasta alıyoruz. Türkiye'nin hemen hemen her yerinde tam dolu. İstanbul tam dolu, Ankara da aynı şekilde, İzmir'de yüzde 80'leri bulmuştu.
"Ayrıca COVID dışı hastalar yoğun bakımlarda hiç yer bulamıyorlar. COVID'li hastalarımızın yoğun bakım ihtiyacı sürekli hızla artığı için diğer hastalarımız yer bulamıyor. Her yeri COVID yoğun bakımı yapıldı."
"Hastalarımızı kaybetmek psikolojimizi yoruyor"
Sağlık çalışanlarının artan hasta yükü ile birlikte psikolojik olarak yıprandıklarını belirten Kıraner, ciddi psikiyatrik bozuklar yaşayan meslektaşları olduğunu vurguluyor: "'Gencecik insanlar elimizin altından kayıp gidiyor ve ben artık bu duygu durumla başa çıkamıyorum' diyor arkadaşlarımız.
"İyileşebilecek, önlenebilir bir hastalıktan hastalarımızı kaybetmek arkadaşlarımızın psikolojisini çok fazla zorluyor ve bu sayı her geçen gün artıyor."
"Hastalar gözümüzün içine bakıyor" |
"Hastaların yanında yakınları da yok ve hastalar gözümüzün içine bakıyor, elini uzatıyor, elini tutmanı istiyor. Bu süreçte hemşireler hastaların yemeklerini bile elleriyle yediriyorlar, psikolojik olarak destek veriyorlar. "Hastalarımızın sosyal psikolojik ihtiyaçları da var. Zaman zaman ağlıyorlar, konuşmak istiyorlar. İletişim kuramadığımız uyutulan hastalarımızın ise daha ayrıntılı takipleri var. "Hastalarımız sürekli yatağa bağımlı. Çok yüksek teknoloji gerektiren ve bu yüksek teknolojinin bütün parametrelerini hemşirelerin çok iyi bilmesi gerekiyor. "Küçücük bir değişikliğe bile anında müdahale edilmesi gerekiyor. Sürekli izlem yapıyoruz, monitörde gördüğümüz değerleri normal olanı ile karşılaştırıyoruz ve zihinsel süreçler çok hızlı. Sürekli izlemek hemşireler açısından zor ve yorucu bir şey." |
"24 saat nöbetler tutuluyor"
Son olarak bu dönemde yaşadıkları sorunlara ve yaşadıkları hak kayıplarına değinen Kıraner, şöyle diyor:
"En büyük sıkıntımız COVID'in halen meslek hastalığı kabul edilmiyor olması. Dünyada en son 130 ülke meslek hastalığı kabul etti fakat Türkiye illiyet bağı arıyor, bu çok canımızı acıtıyor, çoktan meslek hastalığı kabul edilmeliydi.
"Diğer taraftan ek ödemeler sağlıkçıların canını çok yaktı. Çevremizde insanlar çift maaşı aldığımızı düşünüyorlar. Ek ödeme açıklamasını hiç yapmasalardı keşke. Kamuoyunda algı yarattılar 20 TL, 200 TL ek ödeme alan hemşire arkadaşlarımız var. Kurumdan kuruma farklılık gösteriyor ama COVID ek ödemesi en fazla 260 TL.
TIKLAYIN-Prof. Dr. Bulut: Bütün mezarlıklarda iki kat defin var
"Sadece hemşireler esnek çalışamıyor"
"Çalışma saatlerimizde de farklılıklar var. Özellikle şehir hastaneleri, özel hastanelerde 24 saatler nöbetler tutuluyor. Çünkü sayımız yetersiz fakat bu durum hasta güvenliği açısından çok büyük risk sürekli bir takipten söz ediyoruz. Gözden kaçan en ufak bir durum hastanın hayatını riske atabilir.
"Şu an izinlerimiz kaldırıldı, emekli olamıyoruz, izin kullanamıyoruz, esnek çalışamıyoruz. Kamuda esnek çalışmaya geçildi esnek çalışamayan tek grup hemşireler. Hastanelerde laboratuvarlar, hekimler bile esnek çalışmaya geçti ama sadece biz esnek çalışamıyoruz. (RT)