Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TSK’nin Irak Kürdistan Bölgesi’nde yürüttüğü askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin yayınlanan görüntüleri değerlendiren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlattı.
TTB Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Korur- Fincancı, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" iddialarıyla başlatılan soruşturmayla ilgili bianet’e konuştu.
TIKLAYIN-TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma
"Sorumsuz bir habercilik yapıldı"
Soruşturmaya konu edilen Medya Haber’de yaptığı değerlendirmeleri hatırlatan ve haberin yayınlanma biçimini eleştiren Korur- Fincancı, şunları söyledi:
“Haberin veriliş biçimine eleştirim var; sorumsuz bir habercilik yapıldı. Yayınlanan görüntülerde, kasılmaları ve istemsiz hareketleri olan insanlar görülüyor ve kimyasal silah kullanıldığı iddia ediliyor.
“Ben, katıldığım yayında bu istemsiz hareketlerin sinir sistemini tutan bir kimyasalın etkisiyle olabileceğini belirttim ve bir kimyasal kullanıldığı iddiası varsa da bununla ilgili etkili bir soruşturma yapılması gerektiğini ifade ettim.
“Ölüm meydana gelmişse; Minnesota Protokolü'ne göre tıbbi bir araştırma yapılması gerektiğini, bağımsız kurumlar tarafından da bir soruşturma yapılmasının zorunluluk olduğunu çünkü bunun Cenevre Sözleşmesi kapsamında savaş suçu olarak değerlendirildiğini söyledim. Ancak haber, benim bu olayı kanıtladığım şeklinde yansıtılmış, yani pek doğru yansıtılmadı.”
"Suçun gizlendiği izlenimi veriyor"
Başsavcılığın başlattığı soruşturmaya yorumlayan Korur- Fincancı, “Soruşturma başlatılması gerçekçi değil, eğer böyle bir iddia varsa olaya dair etkili bir soruşturmanın yolunu açmaları gerekirdi. ‘Soruşturma açılsın’ diyene soruşturma açmak suçu gizlemeye dönük bir izlenim uyandırıyor” dedi ve ekledi:
“Soruşturma açılmasının nedenini de biliyoruz. Bir daha hiçbir hekim bu konularda konuşmasın istiyorlar, bu soruşturma susturulmaya sindirilmeye dönük bir girişimdir.
“Fakat ben susmadığımı defalarca kez kanıtladım bu nedenle soruşturmanın bana yönelik olduğunu düşünmüyorum. Bu soruşturma topluma bir gözdağı anlamına geliyor. Bu da Türkiye adına büyük talihsizlik.
“Böylesi bir durumda olması gereken zaten etkin bir soruşturma talebinde bulunmaktır. Bana soruşturma açmak yerine etkin bir soruşturma yürütmeleri ve kullanmadıklarını kanıtlamaları gerekirdi.
“Ayrıca biz salgın sürecinde, ‘sizlerin verileriyle bizlerin alandan derlediği veriler örtüşmüyor' dediğimizde de meslek örgütü olarak kriminalize edildik. İnsan hakları savunucuları sürekli kriminalize ediliyor. Yani soruşturma açılması, böyle bir refleksin ortaya çıkması çok şaşırtıcı değil.”
(RT)