*Fotoğraf: Barış Akademisyenleri/Arşiv
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) çatısı altında yer alan TİHV Akademi, 2017 yılından bu yana hazırladığı “Barış İçin Akademisyenler: Güncel Durum” raporunu yayınladı.
TİHV Akademi’nin bugün (19 Kasım) yayınlanan son raporunda, OHAL Komisyonu’nun Barış Akademisyenlerinin başvurularına ret kararı vermesinin etkileri ve ihraç edilmiş Barış Akademisyenlerinin güncel durumuna ilişkin çevrimiçi gerçekleştirilen anket çalışmasının sonuçlarına yer verildi.
Raporda, Barış Akademisyenlerinin çalışma ve sosyal güvence hakkından adil gelir hakkına, sağlık hakkından mesleki gelişime hakkına kadar uğradıkları hak ihlalleri sıralandı:
>>Yüzde 39.6'sı sosyal güvenceye sahipken, sosyal güvencesi olmayanların oranı ise yüzde 36.8. Her on akademisyenden birinin sağlık güvencesi yok. Sağlık sigortasını kendi ödeyenlerin oranı ise yüzde 6.6. Ankete katılan barış akademisyenlerin yüzde 23.6'sı ise emekli. >>Rapora göre, akademisyenlerin adil gelir hakları da ihlal ediliyor. Türkiye'de akademisyenlerin gelir diliminin altında bir gelirle yaşayanların oranı yüzde 58.5 belirlenirken; yüzde 6.6'sı çalışmanın yapıldığı sırada hiçbir gelirinin olmadığını, yüzde 14.2'si ise asgari ücretin altında gelire sahip olduğunu belirtti. >>İhraç edilmelerinin üzerinden yıllar geçmesine karşın, ihraç edilen Barış akademisyenlerinin neredeyse yarısı hala ekonomik desteğe ihtiyaç duyuyor. >>Raporda, ihracın akademisyenlerin akademik çalışmalarını da olumsuz etkilediğine dikkat çekiliyor. Yapılan ankete katılan her iki akademisyenden biri "Akademik çalışmalarım parçalı ve düzensiz hale geldi" dedi. Anket katılımcılarının yüzde 60'ı akademik çalışma yapma konusunda motivasyonunu yitirdiğini belirtti. Dört akademisyenden biri ise kütüphane ve veri gibi kaynaklara erişemediğini ifade etti. | |
"Fiili cezalandırma devam ediyor"
OHAL Komisyonunun Barış Akademisyenlerin başvurularına ilişkin ret kararlarını açıklamadan önce gerçekleştirildiği belirtilen raporda şu değerlendirmeye yer verildi: “Anket sonucundan hareketle, ancak ihtiyatla, akademisyenlerin iş, çalışma ve gelire ilişkin iki sene önceye nazaran daha iyi durumda olduğu söylenebilir.
Buna karşın ihracın akademisyenlerin mesleklerini icra etme üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra belirsizlik hissinin de devam etmesine neden olduğu görülüyor. Muhtemelen anket çalışması OHAL Komisyonu kararlarının ardından tekrarlanmış olsa bu hislerin daha yoğunlaştığı görülebilirdi.
AYM kararına istinaden Barış İçin Akademisyenlerin beraat etmesi, bir başka deyişle suçsuzluklarının ilan edilmesine karşın, yapısı ve çalışma metodolojisi bakımından sorunlu bir idari mekanizma olan OHAL Komisyonunun fiili cezalandırmayı devam ettirmesi hukuken suçtur ve kabul edilemez. Komisyon, idari bir mekanizma niteliği taşımasına rağmen, ülkenin en yüksek anayasal yargı organı olan Anayasa Mahkemesinin (AYM) kararlarını dikkate almayarak –tanımayarak- karar almaktadır.” (RT)
RAPORUN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN.