Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, KHK’lerle görevlerinden ihraç edilen üyelerine verilen ayrımcı yargı kararlarına ve Marmara Üniversitesi’nin hukuksuz uygulamalarına karşı bugün İstanbul Beyoğlu’ndaki ofisinde basın açıklaması düzenledi.
Açıklamaya şube üyelerinin yanı sıra kendileri de görevlerinden ihraç edilen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu ile Çağdaş Hukukçular Derneği'nden (ÇHD) avukatlar katıldı.
Şube üyesi ve “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attığı gerekçesiyle Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki görevinden ihraç edilen Dr. Hülya Dinçer, yeni iltisak sebepleri sunularak Barış Akademisyenleri'ne göreve iadelerinin bölge idare mahkemelerince keyfi olarak reddedildiğini söyledi.
Dinçer, 2017 yılında Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü'nde işten çıkarılan akademisyen Mehmet Fatih Traş’ın ölüm yıldönümü vesilesiyle Traş’ı da anarak konuşmasını sonlandırdı.
MEHMET FATİH TRAŞ’A…
İntihar süsü verilmiş bir cinayet*
Anayasasızlaştırma süreci
Dinçer’den sonra sözü, Marmara Üniversitesi Siyaset Tarihi Anabilim Dalı başkanı iken görevinden ihraç edilen ve şu an CHP İzmir Milletvekili olan Yüksel Taşkın aldı. Taşkın, milletvekili olana dek sendikasının her ay kendisine maddi destekte bulunduğunu belirterek şunları dedi:
“Bu hukuksuzluk, bizim davalarımızla ya da hakkında iki AYM kararı olan Can Atalay ile başlamadı; ama Barış Akademisyenlerinin sürecine sessiz kalanlar Can Atalay davasındaki hukuksuz kararların önünü açmış oldu. Şu anda bu vesileyle Anayasasızlaştırma sürecinde ne kadar direnç göreceklerini test etmeye çalışıyorlar.
“İhraç akademisyenler için mahkemelerin neredeyse yarısı göreve iade edilmelerine red kararı verirken yarısı iade kararı veriyor. Şu anda yaşananların hiçbir hükmü yok. Ben Boğaziçi Üniversitesi’nde olsaydım atılmayacaktım; Marmara Üniversitesi’nde olduğum için atıldım. Bu bir çifte standartlar davası. Danıştay 5. Dairenin kararları hukuki değil; ama hukuki olmak zorunda. O yüzden kamuoyunun dikkatini buraya, bu davalara çekmemiz gerekiyor.”
Göreve iade edilen Dr. Serdar Tekin: İadeden daha fazla ret kararı verildi
KHK’lilere arşiv araştırması
Taşkın’dan sonra konuşan KHK’li kamu emekçisi ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu ise “Başımıza gelenleri çok iyi tahlil etmemiz gerekiyor. KHK’lar, keyfi rejimlerinin ilk adımlarını atmalarına vesile oldu. Bu rejim bize bırakın çalışma hakkını, İliç örneğinde de gördüğümüz gibi yaşama hakkı tanımıyor. Örgütlü toplum gerçekliğiyle mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor,” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Ayfer Koçak ise adaletsizliğin olduğu ortamda mafyatik ilişkilerin açığa çıktığını ve şu an Türkiye’de böyle bir sürecin yaşandığını vurguladı.
Koçak, ayrıca göreve iade edilen Barış Akademisyenleri'nin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması süreçlerine “takıldığını” belirtti.
GÖREVE İADE EDİLEN BARIŞ AKADEMİSYENLERİ
"İrtibat ve iltisaklı olduğumuz yalnızca hakikattir"
“İade kararları bozuluyor”
Eğitim Sen 6 No’lu Üniversiteler Şube Başkanı Burak Çetiner ve Hülya Dinçer’in okuduğu açıklamada öne çıkanlar şöyle:
“Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi üyesi 62 üniversite emekçisi hukuksuz OHAL KHK’larıyla görevinden edilmiş; üyelerimizden 32’si için göreve iade, 30’ü için ise ret kararı verilmiştir. Her ne kadar bu süreçte mahkeme kararıyla görevine iade edilenler olsa da, üniversite emekçilerine yönelik ihlaller katlanarak devam etmektedir. Üniversiteler tümüyle keyfi biçimde, hukuku çiğneyerek mahkeme kararlarını uygulamayı reddetmekte; göreve iade kararları bir üst mahkeme olan bölge idare mahkemelerinin çelişkili kararlarıyla bozulmaktadır.
“Bu keyfi tutumun ve hukuk tanımazlığın son ve belki de en çarpıcı örneği ise Marmara Üniversitesi’dir. Marmara Üniversitesi, Haziran 2023’te yargı kararıyla görevine iade edilen ve buna dair kararı Kasım 2023’te istinafta onanan Barış Akademisyeni üyemiz Hülya Dinçer’in göreve başlamasını ve haklarının iadesini sekiz ay keyfi biçimde geciktirmiş; sonrasında ise, hiçbir yasal temeli olmadan talep ettiği arşiv araştırması sonucunu bahane ederek Dinçer’i göreve başlatmayı reddetmiştir.
Can Atalay örneği
“TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğini Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen düşüren iktidarın kendi hukukunu bile tanımayan faşizan politikalarının bir yansıması da Marmara Üniversitesi’nde devam etmektedir. Marmara Üniversitesini bu keyfi ve suç oluşturan tutumuna derhal son vermeye çağırıyoruz.
“Bölge idare mahkemeleri ise tümüyle çelişkili, birbiriyle tutarsız kararlar vermekte ısrarcıdır: bazı mahkemeler, iade kararıyla birlikte üniversitedeki görevine başlamış akademik ve idari personel lehine verilmiş yargı kararlarını bozarak, üyelerimizin ikinci kez ihraç edilmelerine yol açmaktadır. Aralarında bir önceki yürütme kurulu üyemizin de bulunduğu en az 4 arkadaşımız 13. ve 14. Bölge İdare Mahkemeleri’nin kararlarıyla, göreve başladıktan kısa bir süre sonra tekrar ihraç edilmişlerdir.
“Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, bilim insanlarına devlete ya da siyasi iktidara sadakat veya biat yükümlülüğü biçmek, bilimsel ve akademik özgürlüğün özüne aykırıdır. Eğitim Sen olarak, haksız ve hukuka aykırı kararlarla ihraç edilen tüm üyelerimiz görevlerine iade edilene dek tüm gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz." (TY)