Barış Akademisyenleri’nin 2016 yılında imzaladıkları “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisi nedeniyle maruz kaldıkları ihraçlara ilişkin açılan davalarda, aradan geçen yaklaşık 10 yıla rağmen hukuki tablo büyük ölçüde belirsizliğini koruyor.
Yaklaşık 400 akademisyenin ihraç edildiği süreçte, bugüne kadar yalnızca dört akademisyen hakkında verilen iade kararı kesinleşti.
İdare Mahkemeleri’nde görülen davalarda 170 dosyada iade/kabul kararı verilirken, 184 davada ret kararı çıktı; 31 dosyada ise davaların mevcut durumuna dair herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Bölge İdare Mahkemeleri’nde ise 91 davada iade, 99 davada ret kararı verildi; 164 dosyada henüz bir karar bulunmuyor.

Akademisyenlerden çağrı
Danıştay aşamasında yalnızca 12 davada karar verilirken, 178 dosyada hâlâ karar çıkmadı. Karar verilen dosyaların yalnızca dördünde iade kararı kesinleşti. Üç davada ret kararı kesinleşirken, beş dosya Danıştay’ın istinaf mahkemesinden farklı yönde karar vermesi nedeniyle yeniden Bölge İdare Mahkemeleri’nde görülüyor.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda (İDDK) bir dosya derdest durumda bulunurken, Anayasa Mahkemesi (AYM) bugüne kadar yalnızca üç dosyada, Danıştay’ın ret kararlarını onadı.
Barış Akademisyenleri, sosyal medyada, davaların büyük bölümünün sonuçsuz bırakılmasına ve yalnızca dört iade kararının kesinleşmesine dikkat çekerek, hukuksuzluğun derhal son bulması çağrısında bulundu.

BARIŞ AKADEMİSYENİ VE DEM PARTİ MİLLETVEKİLİ SEVİLAY ÇELENK
Barış Akademisyenleri, barış sürecinin neresinde?
Barış Akademisyenleri hakkında
Kürt kentlerinde 2015’te başlayan sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan devlet şiddetini protesto eden akademisyenler, 11 Ocak 2016’da “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladı.
Toplam 1128 akademisyenin imzasıyla yayınlanan bildirinin ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) açıklamaları geldi.
“Yarım porsiyonluk aydınlık, aynı çevreler hiç değişmedi. Bu lümpen çevreler bir kez daha gerçek yüzlerini gösterdiler. Yüzlerindeki maskeyi sıyırdılar. Yıllardır dolaylı yollardan yürüttükleri terör örgütü propagandasını yayınladıkları bildiriyle doğrudan gösterdiler. Bir hukuk devleti olan Türkiye'de akademisyenlerin suç işleme imtiyazı yoktur. İstedikleri kadar debelensinler, çırpınsınlar. Koskoca ülkeyi, koskoca milleti, bir avuç kerameti kendinden menkul seçkinin, kendine aydın, akademisyen diyen lümpenin yönettiği eski Türkiye artık yok.” (Erdoğan, 19. Muhtarlar Toplantısı, 20 Ocak 2016).
Akademisyenlere öğrencilerden gazetecilere, feministlerden LGBTİ+ derneklerine, sanatçılardan sivil toplum örgütlerine kadar geniş destek verildi. Kampanya 20 Ocak 2016’da tamamlandığında bildiriyi Türkiye’den 2212, yurt dışından 2279 akademisyen imzalamış oldu.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından ilân edilen Olağanüstü Hâl (OHAL) kapsamında çıkarılan KHK’lerle, barış bildirisine imza atan 406 akademisyen, “örgüt propagandası” suçlamasıyla kamu görevlerinden ihraç edildi. (TY)











