Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
"Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme" suçlamasıyla tutuklu bulunan Osman Kavala hakkında hazırlanan yeni iddianame İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
İddianame 1073 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala'nın tutukluluğunun 1063'üncü gününde (29 Eylül) hazırlandı. Kavala beraat ettiği Gezi Davası'nda da "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma" suçlamasıyla yargılamıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz’ın hazırladığı iddianamede ABD Dışişleri Bakanlığı eski çalışanı ve Lehigh Üniversitesi uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör Henri Barkey 15 Temmuz darbe girişimini planlamakla suçlandı.
İddianemenin tamamı için TIKLAYIN
Gezi Davası’ndan beraat eden Osman Kavala’nın ise Gezi Direnişindeki faaliyetleri tekrar suç sayılarak FETÖ bağlantılı olduğu iddia edildi.
Savcı Yılmaz’ın ‘ulusal güvenlik kavramı’ iki sayfadan fazla anlattığı iddianamede ayrıca istihbari faaliyetlerin 2. Dünya Savaşıyla birlikte önem kazandığı ve başka devletlere karşı ekonomik, siyasi, kültürel, ideolojik, askeri baskı oluşturmak için aktif ve eylemsel olarak kullanıldığı belirtildi.
Buradan hareketle de sivil toplum kuruluşlarının günümüzde bu amaç için kullanıldığı iddia edilerek “sivil toplum kuruluşlarının yurtdışı kaynaklı fonlarla yürüttükleri faaliyetlerle bir toplum mühendisliği çalışması ortaya koydukları bilinmektedir” ifadelerine yer verildi.
Savcı Yılmaz 2010’da başlayan Arap Baharı’nda yabancı ülke destekli halk hareketleriyle birçok ülkede hükümet değişikliklerinin yaşandığını belirterek Gezi Direnişi’nin de bu hareketin yansıması olduğunu iddia etti.
Gezi Direnişi’ni 17-25 Aralık olaylarını ve MİT TIR’larının aranmasını Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru hükümetini işlevsizleştirmeye yönelik hareketler olduğunu savundu.
Gezi'nin ardından tekrar George Soros iddiası
İddianamede, Gezi Davası’nda olduğu gibi, Osman Kavala’nın George Soros tarafından fonlandığı ve iddia edildi. Anadolu Kültür ve Hakikat, Adalet ve Hafıza Çalışmaları Derneği’ne yaptırılan projeler suç sayıldı.
İddianamede Gezi Direnişiyle ilgili olarak şu ifadelere yer verildi:
“George Soros’un Türkiye’deki en önemli uzantısı Açık Toplum Vakfı ve Osman Kavala’nın kadın hakları, çocuk istismarı, kadına şiddet, azınlıkların asimilasyonu, ifade özgürlüğü, çevre duyarlılığı gibi son derece masumane konularda toplumun çeşitli kesimlerinde direnç noktaları oluşturarak, bu projeler için bir araya gelecek insanlara ortam hazırladıkları, istedikleri zaman da herkesin derdinin aynı olduğu, özgürlüklerin önündeki engelin mevcut iktidar olduğu ve iktidarın değiştirilmesi gerektiği savıyla birbirinden bağımsız bu toplulukları istedikleri her yönetime karşı kışkırtabildikleri ve böylelikle amaçlarına engel gördükleri tüm yönetimleri kitlesel kalkışmalarla saf dışı bırakmayı denedikleri anlaşılmıştır. Nitekim Osman Kavala’nın ayrıştırıcı faaliyetlerinde Kürt kökenli ve Ermeni kökenli vatandaşlarımızı hedef aldığı anlaşılmıştır.”
"Halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden projeler"
İddianamede Gezi Direnişine 6 sayfa ayıran Savcı Yılmaz, Osman Kavala’nın Anadolu Kültür üzerinden, Türkiye toplumunun sosyal ve kültürel özelliklerini istihbari amaçla analiz edilerek Türkiye vatandaşlarını dil, ırk, din, mezhep, bölge ve benzeri farklılıkları gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden projeler yürüttüğünü iddia etti.
Henri Barkey’in de Gezi Direnişi sürecinde ‘çok sık şekilde’ diğer zamanlardan farklı olarak Türkiye’ye geldiği tespiti iddianamede yer aldı. Telefon sinyallerinden yola çıkarak da Kavala ile Barkey’in yan yana geldiği iddia edildi. HTS kayıtlarının aksine de telefonla görüştükleri iddianamede yer aldı.
Barkey, 15 Temmuz'u planlamakla suçlandı
Savcı Yılmaz, 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne de 10 sayfa ayırdı. İddianamede Yılmaz15 Temmuz darbe girişiminin anlık bir faaliyet olmadığı, darbe girişimi öncesinde Türkiye’nin darbe ortamına hazırlandığını yazdı.
İddianamede Henri Barkey’in darbe girişiminden önce 2015’te iki ayrı tarihte toplamda 15 gün Türkiye’de kaldığı, 7 Haziran 2015 genel seçimlerden 1 hafta önce Türkiye’ye geldiği ve seçimlerin ertesi günü Türkiye’den ayrıldığı bilgisi yer aldı.
Barkey’in PKK’nin 6 Eylül 2015’teki Hakkari Yüksekova ve 7 Eylül 2015’teki Iğdır saldırılarıyla bağlantılı olduğu, 10 Eylül 2015’te Barkley'in Financial Times’a verdiği görüşten yola çıkılarak iddia edildi.
George Soros’un ise Zaman Gazetesi’nin darbe girişiminden yaklaşık 9 ay önce “Gülen Bebek” adıyla yayınlanan reklam filminin hemen sonrasında Türkiye’ye gelerek Osman Kavala ve İshak Alton’la yemek yediği bilgisi yer aldı.
İddianamede Alaton’un Fetullah Gülen’le yakın ilişkide olduğu iddia edilerek “Osman Kavala’nın İshak Alaton’la birlikte George Soros ile görüşme yapması oldukça dikkat çekicidir” denildi.
Yine Henri Barkey’in 26 Haziran 2016’da Türkiye’ye geldiği, 3 Temmuz 2016’ya kadar Türkiye’de çeşitli görüşmeler yaptığı iddianamede yer aldı.
İddianamede “Barkey, 3 Temmuz 2016’da Türkiye’den çıkış yapmış ve 15 Temmuz 2016 günü sabah saatlerinde darbe girişimini takip etmek amacıyla Türkiye’ye tekrar giriş yaptığı tespit edilmiştir” denildi.
İddianamede 15 Temmuz Darbe Girişimiyle ilgili olarak şu değerlendirme yapıldı:
“Osman Kavala ve Henri Barkey’in 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki faaliyetlerinin darbe girişimi hazırlıkları ile kesiştiği, bu durumun her iki şüphelinin de 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberdar oldukları ve darbe girişiminin altyapısını oluşturmak için yurtiçi ve yurtdışı bir dizi bağlantı kurdukları, son olarak da şüpheli Henri Barkey’in 15 Temmuz günü Türkiye’ye gelerek darbe girişimini İstanbul Büyükada’da sabaha kadar takip ettiği ve yurtdışı bağlantılarını gece boyu devam ettirdiği anlaşılmıştır.”
Suçlama
Savcı Yılmaz bu gerekçelerden yola çıkarak Osman Kavala ve Henri Barkey’i TCK'nin 328. maddesinde hüküm altına alınan "siyasal veya askerî casusluk"la ve TCK 309. maddesi kapsamındaki "cebir, şiddet kullanarak anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs"le suçladı.
TCK 309 ne diyor?Anayasayı ihlal (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar. (2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur. (3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur TCK 328 ne diyor?Siyasal veya askerî casusluk (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil; a) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmişse, b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuşsa, Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır |
AYM kararı beklenirken gelen iddianame
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Osman Kavala'nın tutukluluğunun hukuki olmadığına ilişkin yaptığı bireysel başvuruyu 29 Eylül'de karara bağlaması beklenirken, başvurunun görüşmesini ertelemişti.
Kavala hakkında hazırlanan iddianame aynı gün mahkemeye sunulmuş, iddianamenin daha sonra Anayasa Mahkemesi'nin raporuna gireceği duyurulmuştu.
Ne olmuştu?Gaziantep'ten uçakla dönmekte olan iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala 18 Ekim 2017’de Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alındı. 1 Kasım 2017'de de "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma" iddiasıyla tutuklandı. İddianamesi tutukluluğunun 16. ayında 19 Şubat 2019’da hazırlandı. 4 Mart'ta da mahkemece kabul edildi. Osman Kavala'ya birlikte 15 Gezi Direnişi'nden yargılandı. Savcının hakkında müebbet hapis istediği Kavala Silivri Cezaevi'ndeki 840. gününüde beraat etti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 18 Şubat 2020'deki son duruşmada Kavala'nın tahliyesine hükmetti. Fakat kararın ardından Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması gerekçe gösterilerek yeni bir gözaltı kararı çıkartıldı. 24 saatlik gözaltı süresi dolan Kavala savcılık ifadesinin ardından çıkarıldığı Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hakimliği'nce TCK 309 'Anayasayı ihlal'den yeniden tutuklandı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, mahkemenin verdiği beraat kararına istinaden, "Gezi'yi karıştıran malum kişi içerideydi, bir manevrayla beraat ettirmeye çalıştılar" dedi. Karar öncesinde Kavala'nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca aynı dosyadan 11 Ekim 2019'da "Tutuklama tedbiri ölçülü değil" denilerek resen tahliye edildiği ortaya çıktı. Kavala 9 Mart 2020'de bu sefer TCK'nin 328. maddesinden 'Siyasal veya askerî casusluk'tan tutuklandı. 20 Mart 2020'de ise 18 Şubat'ta cezaevinden çıkamamasına neden olan 'Anayasayı ihlal'den tahliye edildi. Ancak "casusluk" suçlamasıyla da tutuklu olduğu için cezaevinden çıkamadı. Osman Kavala'nın tutukluluğunu 10 Aralık 2019'da görüşen AİHM, Kavala'nın makul şüphe olmadan siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiğine karar vermişti. Fakat aradan geçen sürede Osman Kavala cezaevinden hiç çıkamadı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Kavala'yla ilgili kesinleşen AİHM kararıyla ilgili Türkiye'ye çağrıda bulundu ve kararın uygulanarak Kavala'nın serbest bırakılmasını istedi. |
(HA)