Haberin İngilizcesi için tıklayın
Osman Kavala’nın avukatları İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Kavala hakkında düzenlenen yeni iddianameyi kabul etmesinin ardından bir basın açıklaması yayınladı.
TIKLAYIN - Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi
İddianamede Osman Kavala hakkında TCK’nın 309. ve 328. maddeleri kapsamında ceza tayini talep edildiği belirtilen açıklamada avukatlar Tolga Aytöre, İlkan Koyuncu ve Köksal Bayraktar şu ifadelere yer verdi:
“Öncelikle belirtiriz ki; söz konusu iddianame CMK 170. maddede yer alan yasal unsurları taşımamaktadır, somut delillere dayanmayan "varsayımsal kurgular"dan öte değildir ve tarafımızca herhangi bir hukuki değer taşımamaktadır, kaldı ki yasanın aradığı "suçun işlendiğine dair yeterli şüphe" iddianamenin en önemli yoksunluğudur.
"İddiaların tamamının dayandırıldığı ve Osman Kavala'ya ait olduğu ileri sürülen görüşmelere dair herhangi bir iletişim tespit ya da fiziki takip tutanağı dahi sunamayan iddianame, çareyi İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/74 No'lu Gezi Dosyasına sarılmakta bulmuştur.
"Vahim olan husus, bu dosyadan verilen beraat kararı adeta saklanarak, Gezi Dosyasının iddianamesinin sistemli bir şekilde Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının önüne geçirilerek, sanık lehine olan hükümler ve deliller gizlenmek suretiyle savcılık görevi gereğinin yerine getirilmemiş olmasıdır.
"Bununla birlikte, TCK 309 ve 328. maddelerden ceza tayini talep eden iddianame, bu suçların unsurlarını ortaya koymayarak, suç nitelemesinde keyfilik ve hukuka aykırılık kavramlarını hayata geçirmiştir.
"Ayrıca iddianame incelendiğinde görüleceği üzere, iddiaların yegâne delili 'örtüşen HTS baz istasyonu sinyalleri'dir. Bu konuda ulusal yasal düzenlemeler bir yana, AİHM'in oybirliğiyle aldığı ve kesinleşen hak ihlali kararında yer alan "HTS kayıtlarının ve aynı baz istasyonu verilerinin delil niteliğinde olmadığı" yönündeki kararı göz ardı edilerek, sanık lehine olan bir diğer yasal delil özenle iddianameden uzak tutulmuştur.
“Tarafımızca anlaşılamayan bir diğer husus, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesinin bu yetersizlikte bir iddianameyi kabulünden ötedir. Zira Ağır Ceza Mahkemesi, bugün itibarı ile imza altına almış olduğu tensip zaptının 1. maddesinde Osman Kavala'nın "TCK 309. maddeden Tutukluluğunun Devamına" karar vermiştir, oysa ki Osman Kavala hakkında TCK 309. maddeden verilen bir tutuklama kararı bulunmamaktadır.”
Ne olmuştu?Gaziantep'ten uçakla dönmekte olan iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala 18 Ekim 2017’de Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alındı. 1 Kasım 2017'de de "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma" iddiasıyla tutuklandı. İddianamesi tutukluluğunun 16. ayında 19 Şubat 2019’da hazırlandı. 4 Mart'ta da mahkemece kabul edildi. Osman Kavala'ya birlikte 15 Gezi Direnişi'nden yargılandı. Savcının hakkında müebbet hapis istediği Kavala Silivri Cezaevi'ndeki 840. gününüde beraat etti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 18 Şubat 2020'deki son duruşmada Kavala'nın tahliyesine hükmetti. Fakat kararın ardından Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması gerekçe gösterilerek yeni bir gözaltı kararı çıkartıldı. 24 saatlik gözaltı süresi dolan Kavala savcılık ifadesinin ardından çıkarıldığı Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hakimliği'nce TCK 309 'Anayasayı ihlal'den yeniden tutuklandı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, mahkemenin verdiği beraat kararına istinaden, "Gezi'yi karıştıran malum kişi içerideydi, bir manevrayla beraat ettirmeye çalıştılar" dedi. Karar öncesinde Kavala'nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca aynı dosyadan 11 Ekim 2019'da "Tutuklama tedbiri ölçülü değil" denilerek resen tahliye edildiği ortaya çıktı. Kavala 9 Mart 2020'de bu sefer TCK'nin 328. maddesinden 'Siyasal veya askerî casusluk'tan tutuklandı. 20 Mart 2020'de ise 18 Şubat'ta cezaevinden çıkamamasına neden olan 'Anayasayı ihlal'den tahliye edildi. Ancak "casusluk" suçlamasıyla da tutuklu olduğu için cezaevinden çıkamadı. Osman Kavala'nın tutukluluğunu 10 Aralık 2019'da görüşen AİHM, Kavala'nın makul şüphe olmadan siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiğine karar vermişti. Fakat aradan geçen sürede Osman Kavala cezaevinden hiç çıkamadı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Kavala'yla ilgili kesinleşen AİHM kararıyla ilgili Türkiye'ye çağrıda bulundu ve kararın uygulanarak Kavala'nın serbest bırakılmasını istedi. Osman Kavala'nın tutukluluğunun hukuki olmadığına ilişkin yaptığı bireysel başvuruyu 29 Eylül'de karara bağlaması beklenen Anayasa Mahkemesi ise başvurunun görüşmesini erteledi. Kavala hakkında aynı gün hazırlanan iddianame mahkemeye sunuldu ve Anayasa Mahkemesi iddianamenin daha sonra rapora ekleneceğini duyurdu. |
(HA/NÖ)