* Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor.
“FETÖ'nün siyasi ayağı” tartışmasına dair CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik suçlamalarını sürdüren Erdoğan, "'Kontrollü darbe' evet kontrol sizde. Ama başaramadınız" ifadelerini kullandı.
Gezi davasında verilen beraat kararlarına ilişkin ise “Bakınız bunlar masum bir ayaklanma hadisesi değildir. Bunlar ciddi manada perde arkasında soros türü bazı ülkeleri ayaklandırmak suretiyle oraları karıştıran tipler vardır. Onun da Türkiye ayağı malum içerideydi. Bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar” diye konuştu.
TIKLAYIN - Gezi Davasında Beraat ve Osman Kavala'ya Tahliye Kararı
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Gezi davası kararı
“Taksim'deki Gezi Parkı'nda güya ağaç ve çevre hassasiyeti bahanesiyle başlayan olaylar millete ve devlete karşı sivil bir darbe halini almıştı. Bay Kemal aydınlık gençler diyor, bunlar aldatılmış gençler. O gençlere çevreci sıfatı verilerek bu ülkede milyonlarca ağaç diken bir iktidara ağaç sökme yaftası yapanlara ben sadece lanet okurum. Çağrıyı yapıyor mu Bay Kemal, yapıyor. Oraya avanesini topluyorlar.
“3 ay boyunca kimi büyükşehirlerimizin meydanlarının yakılıp yıkıldığı bu hadisenin en küçük bir masum tarafı yoktur. Kimin ne olduğunu bilmeniz açısından bu çok önemli; bakınız bunlar masum bir ayaklanma hadisesi değildir. Bunlar ciddi manada perde arkasında soros türü bazı ülkeleri ayaklandırmak suretiyle oraları karıştıran tipler vardır.
“Onun da Türkiye ayağı malum içerideydi. Bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar. Onunla beraber başkaları da bu işin içinde.
TIKLAYIN - Osman Kavala Hakkında Gözaltı Kararı
“Sevsinler senin aydınlık gençlerini”
"Gezi olaylarının doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolarken dolaylı maliyeti ise yüzlerce milyar doları bulmuştur. Faizler ilk defa Gezi olayları ile tırmanmaya başlamıştır. Bunların sayesinde işsizliğin çift haneye çıkması da enflasyonun zıplaması da aynı dönemde yaşanmıştır.
TIKLAYIN - Ekonomide 2019: İşsizlik, Enflasyon, Tanzim ve Konkordato...
“Sevsinler senin aydınlık gençlerini... Bunlar tamamıyla sayenizde aldatılmış gençler. Siz değil misiniz terörist olarak tescil edilmişlerin posterlerini, Atatürk Kültür Merkezi'ne asanlar siz değil miydiniz? AKM'nin Taksim'e bakan cephesinde bu posterleri görmedik mi? Kimler gerdi, kimler astı bu posterleri? Bay Kemal işte senin takımın yaptı. Sizin aydınlanmış gençleriniz bunlarsa yandık. Bizim aldatılmış gençlere ihtiyacımız yok.
"Her kim bu olayları masum bir çevre hareketi olarak tanımlıyorsa bu ülke ve milletin düşmanıdır. Toplumumuzu bölmeyi amaçlayan Gezi olaylarını milletimizle omuz omuza vererek bitirdik. Gezi'de başaramadıklarını 17-25 Emniyet Yargı girişiminde denediler. Bunu da bozduk. Bu defa çukur eylemleriyle doğrudan topraklarımızı bölmeye çalıştılar.
“Bizim hükmümüz değişmeyecek”
"Hukukun her kararına elbette saygımız vardır ama bizim ve milletimizin gözünde Gezi'nin ve bu kalkışmanın önünde yer alanların hükmü asla değişmeyecektir.
"Milletimiz müsterih olsun bu meseleyi de sonuna kadar kararlılıkla takip edecek, adaletin tecellisi için son nefesimize kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.
FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmaları
“Geçtiğimiz hafta birilerinin FETÖ'nün siyasi ayağı ve yeni darbe teşebbüsü tartışması gerisindeki sinsiliğe dikkat çekmiştim. Maalesef aynı tartışmanın sürdürülmeye çalışıldığını görüyoruz. FETÖ meselesinin çok uzun sosyal, siyasi, kültürel geçmişi olduğunu bilmeyen yoktur.
“Yapı diğer pek çok STK gibi toplumun ve hukukun meşru kabul ettiği sınırlar içinde faaliyet yürütürken tehdit ilan edilmiş değildir. Ne zaman bu yapının eğitim, hayır, dayanışma sınırlarını aşıp devleti ele geçirmeye çalıştığı örgüt olduğu netleşmiştir, o zaman karşısında bizi, devleti ve hukuku bulmuştur. Türkiye'de FETÖ'nün serpilmesinde herkesin payı olabilir.
“FETÖ'yü terör örgütü olarak ilan edip ve savaş açan şahsım ve AK Parti'dir. Bu süreçleri iyi bilen birisiyim. FETÖ'nün bu ülkede anlaşamadığı, görüşemediği tek lider vardır o da merhum Erbakan hocamızdır. Ondan nefret ederdi, hiçbir zaman da bir araya gelmemiştir.
“YAŞ'larda önüme tek bir FETÖ’cü dosyası gelmedi”
“Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor. Bu ülkede vesayet güçleri FETÖ'uye en küçük şekilde dokunmamıştır. Allah diyen, kitap diyenlerin tasfiye yolunu aramıştır. İrtica ile mücadele kisvesi altında din düşmanlığı yapılmasına rıza gösteremezdik.
“Başbakanlığım boyunca YAŞ'larda önüme tek bir FETÖ'cünün dosyası gelmedi. Gelenler hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi. Bunların bugün bizi suçlaması, kendi gafletlerini saklamasından başka bir şey değildir.
“FETÖ yandaşı çıktılar”
“Bunlar FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan ve mücadele başladıktan sonra en büyük FETÖ savunucusu çıkarak ne kadar omurgasız olduklarını göstermişlerdir. Bu kesimlerin PKK için de ülkemize adeta savaş açmış her odak için de aynı tutumu göstermeleri yapısal olduğunun göstergesidir.
“Tahmin edemediğimiz husus CHP'nin ve bu gibi yapılara karşı gibi gözükenlerin bir anda FETÖ yandaşı olarak çıkmalarıydı. Bunlara da hukuk sınırları içinde yaklaştık. Doğrusu ben de görüştüm. Liderler içerisinde ilişkisi olmayan sadece Erbakan hocaydı. Demirel'in, Ecevit'in, Erdal İnönü'nün görüşmüşlüğü vardır. İrtibatları ileri derecedir.
“Tam bir istila hareketi”
"Bu yapının oluşturduğu tehdidi kendi çevremize bile anlatmakta zorlandığımızı kabul ediyorum. MİT Kumpası bunu anlatmaya başladı. FETÖ'nün devlet ve toplum hayatımıza sızmasının tarihi eskidir ve müsebbipleri çoktur. Biz göreve geldiğimizde ordunun, emniyetinin, yargının, akademinin kritik konumları zaten işgal edilmişti.
“MGK'da biz bu meselenin üzerine gidene kadar alınan kararların gerisindeki gizli niyetin, toplumsal reaksiyonu tetikleyerek FETÖ'yü koruma olduğunu görüyoruz. FETÖ'cü danışmanlar bay Kemal'in yanında. İP'nin danışmanlarında yine onlar var. Tam bir istila hareketi.
“Son başrol Kılıçdaroğlu”
“Kasım Gülek'ten Ecevit'e kadar, 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerine kadar herkes FETÖ'ye figüranlık yapmıştır. Bunun son başrolü de Kemal Kılıçdaroğlu'na verilmiştir. 15 Temmuz'da bir tek kişi FETÖ'nün özel ilgisine mazhar olmuştur o da Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a 5 Kuruşluk Dava
“Atatürk Havalimanı'nda FETÖ'cülerin tanklarıyla burun buruna gelen genel başkanın önünde tüm yollar açılmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu biz tankların karşısında, uçakların altındaydık. Sen Bakırköy'de başkanın evinde kahve yudumluyordun.
“Başaramadınız”
“Bana da adaya gitmemi tavsiye edenler oldu ben de dedim ki o kardeşimize ben bu topraklarda doğdum bu topraklarda öleceğim. 10-15 dakikalık gecikme olsaydı o zaman bunlar bizi oralarda vuracaktı. Biz 10-15 dakikalık farkla helikopterimiz kalktı Dalaman'a oradan da İstanbul'a ulaştık.
“Meydanı; demokrasinin kendilerine sunduğu zemini, yalanları ve iftiralarıyla milleti zehirlemek için kullananlara asla bırakmayacağız. Demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet söylemlerini, FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak, FETÖ tehdidini hafifletmek için kullananlar, bu millet için en az FETÖ zihniyeti kadar tehlikelidir. Kontrollü darbe... Doğru kontrolü sizde ama başaramadınız. 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı ertesi gün Kılıçdaroğlu milletin karşısına hangi sıfatla çıkarılacaktı?
“CHP Genel Merkezi’ne bakılmadığı anlaşılıyor”
“Sen hala milleti aldatmakla meşgulsün. 'Kontrollü darbe' evet kontrol sizde. Ama başaramadınız. Buradan soruyorum, 15 Temmuz başarılı olsaydı, ertesin gün Kemal Kılıçdaroğlu milletin karşısına acaba hangi sıfatla çıkarılacaktı? Darbe girişimini kurgu diyerek önemsizleştirmeye çalışarak adalet yürüyüşü yapan, böyle bir siyasetçinin örgütle hiçbir ilişkisi olmadığına nasıl inanabiliriz?
“Eline milletin kanı bulaşan bir örgütü savunmanın şark kurnazlığı, çıkarcılıkla ilgisi olamaz. Örgütün çıkarları için kamikaze görevini yerine getirmektir. Nice sosyalist diye, ulusalcı diye, Kemalist diye bilinen ismin su katılmamış FETÖ'cü çıktığını gördük. Kemal Kılıçdaroğlu için de aynı endişe içindeyim.
“FETÖ tehdidi konusunda kurumlarımızı harekete geçirdikten sonra bu yapının gerçek organizasyon yapısını çıkarmakta zorlandık. Halen çıkaramadığımızı düşünüyorum. Bunun ucu Türkiye'de değil, dışarıda... Sonra silsile kopuyor. Bizi en çok da ülkemizin her köşesine yayılan bu örgütün CHP içinde böylesine güçlü olması şaşırttı. Devlet elbette FETÖ'yü izlemiştir ama CHP Genel Merkezi'ne bakılmadığı anlaşılıyor.
2009'daki yasa
“Kılıçdaroğlu ve CHP ekibiyle kimi eski askerlerin koç başlığını yaptığı bu oyun, geçmişteki yöntemlerin başka versiyonudur. TBMM'den çıkan her karar tüm milletvekillerinin namusudur. Kılıçdaroğlu ve avenesi milli iradeye saldırarak kendi namuslarını ayaklar altına almaktadır. 17/25 Aralık'ın ardından yargıda verilen mücadele olmasaydı, diğer saldırıları hukuk devleti içinde göğüsleyemezdik.
“Tespit ettiğimiz her noktada örgütün tepesine bindik. Mücadelenin nispeten yavaş yürümesinin nedeni her şeyi hukuka uygun olarak yapmamızdan kaynaklanıyor. Her yere serpilmişler. 'Dünyanın 160 ülkesinde varız' diyor. Böyle bir çalışma, adım, serpilme olayı. Biz de 160 ülkede bunları kovalıyoruz.
“Bütün liderlere 'Bunları bize verin' diyoruz. Eğer 15 Temmuz olmasaydı, FETÖ'nün tasfiyesini bir süre sonra hızlandırmış olacaktık. OHAL, bu çalışmaların daha pratik şekilde yürütülmesini sağlamıştır. 15 Temmuz neydi/ne değildi tartışması yapanlar, bizzat bu işin parçası. ByLock ve HTS kayıtlarının yargı elinde olduğunu bilenler de bu işin parçasıdır.
İdlib: "Harekat an meselesi"
"Son günlerde kasıtlı bir kampanya ile karşı karşıyayız İdlib'de artık son uyarılarımızı yapıyoruz. Ama şu ana kadar arzu ettiğimiz aşamaya gelmedi. Bir gece ansızın gelebiliriz. İdlib'de bir harekât an meselesidir.
TIKLAYIN - "21. Yüzyılın En Büyük İnsani Felaketi" İdlib ile İlgili Son Gelişmeler
"Avrupa Birliği'nin Libya ile ilgili olarak herhangi bir karar alma yetkisi yoktur. AB, durumdan vazife çıkarmanın gayreti içerisindedir. Oradan da kendine bir vazife çıkarıyor. Bu yetkiyi nereden alıyorsun? Böyle bir yetkin yok. Türkiye'nin konumu farklı."
Ekonomi: "Ey Geziciler bunu iyi öğrenin"
"Hâlâ ekonomi üzerinden bizi vurmaya çalışan densizler var, diğer alanlarda ne yaşarsak yaşayalım ekonominin dinamiklerini güçlü tutmaya hep önem gösterdik. Son bir buçuk yılda ekonomi alanında çok büyük ve tarihi bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi en az sınırlarımızın dışında yürüttüğümüz harekâtlar kadar önemli görüyoruz.
"Bizi kur faiz enflasyon şeytan üçgenine hapsederek teslim olmaya çalışanları bir kez daha hüsrana uğrattık. Piyasa faizleri bakımından Gezi olayları dönemi seviyesinin daha gerisine ulaşmış durumdayız ey Geziciler bunu iyi öğrenin." (TP)