Yaşlı insanların ekonomik ve sosyal durumunu iyileştirmeyi hedefleyen Birleşmiş Milletler (BM) Yaşlanma-2002 Uluslararası Eylem Planı’nda yer alan amaca uygun olarak 15 Haziran “Dünya Yaşlılara Şiddet ve Suiistimal Farkındalık Günü” olarak ilan edildi.
Bu vesileyle, yaşlılara yönelik istismar, ihmal ve şiddetle ilgili başlıkları aktarıyoruz.
Yaşlı şiddete maruz kalıyor: Sosyal, ekonomik, etnik ve coğrafi bölge ayrımı bulunmaksızın dünyanın her yerindeki kadınlar, çocuklar, özürlüler gibi yaşlılar da sadece aile içinde değil, her ortamda şiddete maruz kalıyor, negatif ayrımcılığa tabi tutuluyor.
Aile içindeki yaşlıya yönelik tüm fiziksel, psikolojik, duygusal ve ekonomik yönlü şiddet olayları genellikle dört duvar arasında sıkışıp kaldığından bu şiddet türünün yaygınlığına ilişkin veriler sınırlı.
Yaşlılara yönelik şiddet özellikli: Araştırmalar ortalama yaşam süresi uzadıkça istismar ve ihmalin arttığını, şiddetin gizlendiğini, cinsiyet farkı olmadığını ancak kadınlar daha uzun süre yaşadığından daha yüksek oranda şiddete maruz kaldıklarını, yaşa bağlı gerilemeleri nedeniyle başkasına bağımlı olarak yaşam sürdüren ve bakımları aile dışındaki üyeler tarafından yapılan yaşlıların da yüksek oranda şiddet gördüklerini, yoksul, yetersiz sosyal çevresi olan, fiziki koşulları yetersiz evlerde yaşayanların şiddet görme olasılığının arttığını gösteriyor.
Yaşlı ihmali yaygın: Evimizdeki, ailemizdeki yaşlının beslenmesine, giyimine, kişisel hijyenine, çevresinin temizlik ve düzenine, sağlığına, barınma, ısınma ve güvenliğine kısacası fiziksel, sosyal, duygusal, ruhsal ihtiyaçlarını karşılamamak ya da yetersiz karşılamak olarak tanımlanan yaşlı ihmalinin ortaya çıkarılması çok güç.
Yaşlının bedenine –fiziki- ağrı ve acı veren uygulamalar yapıldığında oluşan ekimoz, kırık-çıkık, yanık, sıyrık, kanama, yaralar giysiyle örtüldüğünden gizli kalır. Yaşlının şiddeti uygulayan kişiden korkup, ürkmesi de genellikle bunamaya bağlı paranoya olarak düşünüldüğünden önemsenmez. Onayı alınmaksızın bedenine dokunulan ve cinsel ilişkiye zorlanan yaşlının bu travmadan tam olarak kurtulması hiç de kolay değil.
Yaşlı genellikle bakıcısının istismarına maruz kalıyor: Başkalarına bağımlı yaşamak zorunda kalan yaşlılar potansiyel şiddet mağduru olduğundan, yaşlıların sıklıkla sözlü tacize uğradığı, tehdit edildiği, utandırıldığı, para ve malının kötüye kullanıldığı ya da çalındığı, rızası dışında mal varlığı ve emekli aylığını kullanıldığı, çeşitli olanaklardan yoksun bırakıldığı hatta bazen bilinçli olarak terk edilerek kendi haline bırakıldığına sıklıkla rastlanılıyor.
Yaşlının koşulları şiddeti arttırabilir: Yaşlıya şiddet uygulanmasında yaşam koşullarının zorunlu olarak paylaşılması, sınırlı mali olanak, bakan/şiddet uygulayan kişinin psikolojik rahatsızlığı olması, ailede şiddet öyküsü olması, yaşlının kişilik özelliklerinin şiddeti arttırıcı rol oynuyor.
Yaşlı kendi kendine de şiddet uygular: Yaşlı kişiler kendi sağlık ve güvenliğini tehdit ettiklerinin farkında olmadan kendilerine şiddet uygulayabilir. Kendine özen göstermeyerek evinde tek başına yaşam sürdürmek isteyen yaşlının kendine uyguladığı şiddeti çoğu kez önlemek de mümkün değildir.
Yaşlı şiddet gördüğünü saklar: Şiddete maruz kalan yaşlı bu durumu başkalarına ifade etmez. Huzurevine gönderilmekten, tekrar ve daha fazla şiddete uğramaktan, aile üyelerinden uzaklaştırılmaktan korktuğu ve polisin konuya önem vermeyeceğini düşündüğü için şiddet gördüğünü kimseyle paylaşmaz.
Yaşlının şiddet görmesi engellenmeli: Yaşlının ruhunda onarılmaz yaralara yol açan şiddetin resmi kayıtlara geçmesi sağlanmalı, gerektiğinde devlet tarafından korunması sağlanmalı ve kesinlikle yaşlı incitilmeden istismarı hazırlayan koşullar düzeltilip gerekli önlemler alınarak şiddet sonlandırılmalı.
Yaşlı kendi karar vermeli: Yaşlı hakkında şiddeti sonlandırma amaçlı önlemler alınırken kesinlikle sınırlayıcı olunmamalı ve yaşlının talepleri göz önüne alınmalı. Örneğin yaşlının belirgin bir sağlık sorunu yoksa nerede ve nasıl yaşayacağına kendisi karar vermeli. Huzurevine yerleşmek istemiyorsa bu konuda zorlanmamalı varsa ailesi desteklenerek istediği ortamda bakımı sağlanmalı.
Şiddet gören yaşlı için yapılacak çok şey var: Şiddete maruz kalan yaşlının yanı sıra şiddet uygulayan kişiye de danışmanlık yapılabilir. Yaşlının barınması, beslenmesi, fiziksel ve ruh sağlığına müdahale edilmesi sağlanabileceği gibi ekonomik destek verilmesi, yasal müdahaleler başlatılması hususunda rehberlik de yapılabilir. Zamanında şiddete maruz kalmış, yapılan müdahalelerle şiddet görmesi sonlandırılan yaşlının belli aralıklarla takibinin yapılması gereklidir.
Yaşlıya yönelik şiddetin önlenmesi için yapılacak çok şey var: Şiddetten korunma konusunda yaşlılar bilgilendirilerek, farkındalık yaratılmalı, şiddet mağdurlarına rehabilitasyon dahil gerekli hizmetler verilmeli, toplum ve sağlık çalışanları bilinçlendirilerek konuya duyarlılıkları arttırılmalı, önleyici yasal düzenlemeler yapılmalı, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve medyanın bu konuda etkin işbirliği yapması sağlanmalı, şiddet vakalarının bildirilebileceği bir telefon hattı kurularak ihbar vakaların sağaltımı yapılmalı.
Yaşlanma-Ulusal Eylem Planı uygulamaya geçmeli: Dünyada ve ülkemizdeki "herkes insan hakları ve temel özgürlüklerin geliştirildiği ve korunduğu bir toplumda güven içinde ve saygın şekilde yaşlanmalı” idealine dayalı Yaşlanma-2002 Uluslararası Eylem Planı’na dayanarak hazırlanan “Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı”nda (2007) istismar, ihmal ve şiddete ilişkin eylemler yer almaktadır.
Bu plan detaylı şekilde programdırılarak acilen hayata geçirilmeli.(ŞD/EÜ)
* Şadiye Dönümcü, Sosyal Hizmet Uzmanı.