Bu sofrada teklif de var ısrar da. İçtenlikle buyur ediliyor denk gelenler. Ama öyle kuş sütleriyle filan süslenmiş değil. Kürtlerin “malhazıri” (*) dedikleri cinsten. Orhan abinin ya da Serbest’in bulduğu ilk fırından aldığı tırnaklı ekmeğin, yanına peynir domates yeşil biber, ayran ve şimdilerde de karpuz… Öyle de bir iştahla yiyor ki insanlar sultan sofrasından kalksan yine de iştah kabarır bir kıyıya usulca çömelip atıştırasın gelir.
Yaklaşık iki aydan beri pek çok kez, şehrin değişik yerlerinde yaşanan bu tablonun aktörleri Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa milletvekili adayı Osman Baydemir ve kampanyasında çalışan arkadaşları. 7 Nisan tarihinde aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilmesiyle seçim çalışmalarına başlayan Osman Baydemir’e bu iştah kabartan sofra pek yaramamış. Sekiz kilo kaybetmiş deneyimli siyasetçi ama o kaybettiğiyle değil kazanmak niyetinde olduklarıyla ilgili konuşuyor. “Şeş nave xweda xweş!” kafiyesiyle dinleyenin kulağına yer edinmiş bu Kürtçe cümle ile mealen “Altı Allah’ın güzeldir adı” diyen Baydemir ez az 5 arkadaşıyla birlikte Ankara’ya gitmeyi hedefliyor.
Belediyecilerin rövanş hesapları
2015 genel seçimleri bu pazar. Seçimlere parti olarak girme kararıyla ülke siyasetindeki dengeleri altüst eden HDP için Urfa olağanüstü düzeyde önemli. Parti bu kenti ne kadar istediğini kendi siyaset tarihinin en parlak isimlerinden biri olan Osman Baydemir'i büyükşehir belediye başkanı adayı olarak yarışa sokmakla göstermişti. Ancak deneyimli siyasetçinin espriyle karışık dillendirdiği iki ayaklı kediler nedeniyle Baydemir kentin şehr-ül emini olamadı. HDP Urfa listesinin bir numarasında yer bulan deneyimli siyasetçi için şimdi rövanş zamanı.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) kurulduğu günden beri başı bu kentte sadece bir kez dara düştü. 2009 yerel seçimlerinde "ceketinizi koysanız kazanırsınız" telkinlerini gereğinden fazla inandırıcı bulan Recep Tayyip Erdoğan aday yapmadığı için seçime bağımsız giren belediye başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın karşısında kendi partisiyle girdiği bütün seçimler içindeki tek yenilgisini burada tatmıştı. Erdoğan’ın “Bu trenden inen bir daha binemez” cümlesiyle AKP kapısından giremeyeceği ima edilen Fakıbaba bir biçimde partisine dönmüş ama işler beklediği gibi olmamış büyükşehir belediye başkan adaylığını kentin valisine kaptırmıştı. Dizi film tadındaki bu sürecin şimdiki bölümünde ise Ahmet Fakıbaba bir kez daha aday. AKP listesinin 7 numarasında -sıralamadaki yerinden memnun olmadığını gizlemiyor. Bkz: http://www.urfahalkhaber.com/haber/188/fakibaba-7-siradan-memnun-degil.html) yer alan ismin de başka bir rövanş hesabı olduğu kent kulislerinde sıklıkla dillendiriliyor. Buna göre vekil olarak parlamentoya girecek olan Fakıbaba, partisinin kendisinin yerine belediye başkanı adayı olarak seçime soktuğu şimdiki büyükşehir belediye başkanı eski vali Celalettin Güvenç'in en sıkı denetçisi olacak. Denetçi lafın kibarı bu arada…
Önemli adaylar
Urfa’da siyaset her telden isimlerin yarıştığı bir arena. Partilerin listesini beğenen var beğenmeyen var. Eski vekiller, deneyimli siyasetçiler, siyaset hayatının henüz başında olanlar, güçlü ailelerin mensupları ya da Allah’tan başka kimi kimsesi olmadığını iddia eden bağımsızlara kadar çeşitli isimler var. Partilerin aday listesindeki isimlere dair notlar aktarmaya devam edelim. AKP listesine şehrin pek bilmediği ama “ağır” isimleri yerleştirmiş durumda. Listenin ilk sırasındaki Nurettin Nebati örneğin. Uzun dönem İstanbul’da siyaset yapan genel başkan yardımcısı Nebati’yle Urfa’ya bakanlık kozunun kullanımı amaçlanıyor. Kendisini “dava adamı” olarak niteleyen Nebati için İstanbul’dan uçaklar dolusu işadamının destek çalışmasına geldiği bir sır değil. Listedeki diğer önemli isim ise yine merkez yönetiminden gelen Mazhar Bağlı ve halen Urfa milletvekili olan Kasım Gülpınar. Şeyh ailesi olarak bilinen Gülpınar’ın Siverek bölgesinde spor taraftarlarını gölgede bırakan bir teveccüh gördüğü çok belli. Hatta bu aşırı bile bulunuyor. ama bu değil şaşırtıcı olan. Kent siyasetine dair beklentilerini aldığımız çevrelerce şaşırtıcı bulunan Mazhar Bağlı’nın memleketi olan Halfeti’de bile HDP’den daha yüksek oy alacaklarını söylemesi…
Halfeti’nin altını özellikle çizmek lazım zira Mazhar Bağlı’nın bu küçük ama önemli ilçede işini zorlaştıracak önemli bir isim var HDP listesinde: PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yeğeni Dilek Öcalan. Partinin 2 numaralı adayı Öcalan, Halfeti ve bölgesinden çok ciddi bir destek görüyor. Genç siyasetçi kendi Facebook hesabından bu ilgiyi şöyle anlatıyor.
Urfa seçim sürecinin çarpıcı detaylarından bir de kentin siyaset tarihinde önemli bir figür olan Bucak ailesinin iki adayla birden yarışıyor olması. Ali Murat Bucak Cumhuriyet Halk Partisi birinci sıra adayı olarak şansını denerken kuzeni Fatih Bucak “yeter ki iste emrin olur Urfa” diyerek bağımsız olarak yarışıyor. Ali Murat Bucak’ın adaylığı CHP’nin kentte beklenti içine sokmuş durumda. Bir önceki seçim yüzde 0.82 oy alan parti şimdi iki vekil hedefiyle çalışıyor. Durumun böyle olması CHP lideri Kemal KIlıçdaroğlu’nun Urfa’yı miting programına dahil etmesine neden olmuş.
Urfa’yı alan Ortadoğu’ya hükmeder
Bu aday kompozisyonuna bakıldığında kentin bütün siyasi partiler için çok önemli olduğu açıkça anlaşılıyor. HDP Adayı Osman Baydemir’in bu konudaki tespiti çok açıklayıcı. Bütün kültürler, diller ve inançların Urfa’da büyük bir miras oluşturduğuna dikkati çeken Baydemir, “Bu özelliğiyle denebilir ki Urfa’da hangi güç, hangi siyaset sevilir, taraftar bulursa, bütün Ortadoğu’da bir söz sahip olur bir güce dönüşür” diyor.
Bütün bir Ortadoğu’da söze sahip olmak iddiası bir yana, kentte iktidar olmak ya da siyaseten var olmak biraz da ne yapılıp ne yapılamadığıyla ilgili ise eğer Baydemir’e göre AKP’nin işi pek zor. Tarımdan konuşuyor Baydemir. 12 milyon dönümlük ekilebilir araziye sahip olan şehirde isabetli bir konu seçimi. Güneydoğu Anadolu Projesi ile 2014 yılı verilerine göre yaklaşık 2 milyon dönüm tarım arazisinin sulanabildiğine işaret eden Baydemir, 2018 yılına kadar öngörülen 5.6 milyon dönüm araziyi sulama hedefinin inandırıcılıktan uzak olduğunu söylüyor. GAP’ın konuşulduğu ilk günden beri su bekleyen Suruç ilçesinde düzenlenen mitingdeki konuşmalarına kulak verelim.
Geçen yıl yapılan yerel seçimler öncesinde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı töreni ve orada verdiği sözü hatırlatıyor. Seçimlerden hemen sonra ilçenin sulu tarım yapmayı bekleyen ovanın bir yılı aşkın zamandan beri başbakanların, cumhurbaşkanlarının, bakan ve milletvekillerinin katılımıyla -üstelik birden fazla- “Suruç’a su veriliyor” başlığıyla şaşalı törenler yapılmasına rağmen suya kavuşamadığına işaret etti. Suruç’taki yüzbinlerce dönüm tarlanın hala susuzluk nedeniyle ekilemediğinin ifade eden Baydemir Suruçlulardan esprili bir dille bir talepte bulundu: “Bizi susuz bırakan hükümeti sandıkta oysuz bırakalım.“
Osman Baydemir’in diğer önemli bahsi ise çiftçiye yapılan ürün desteklemelerine dair. Hükümetin elektrik borcu olan çiftçiye destekleme ödemesi yapılamayacağına ilişkin kararını yerden yere vuruyor. Tarım meselesi çok önemli Urfa’da üretilen tarımsal değer 5.1 milyar lira. Kentin yüzölçümünün yüzde 65’ine denk gelen tarım arazileri GAP’tan gerçekten nasiplenirse bu rakamın 30 milyarı bulması işten bile değil. Ama bunun bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyor Baydemir. Ona göre eğer bu topraklar sulama altyapısıyla gerçek manada tarımsal üretime kazandırılsa Türkiye’nin 48 ili amelesiz kalacak! Anlamıyoruz ilk etapta bu cümleyi. Açıyor biraz daha Baydemir. Pamuk fiyatının yıllardır yerinde saymasına karşın, mazot, gübre ve diğer girdilerin 4-5 kat artığı bir ortamda Urfa çiftçisine adeta “ekme biçme” denildiğini savunuyor
Osman Baydemir’in bu inancının hayat bulması HDP’nin Urfa’daki performansıyla çok ilgili 2011 yılında 117 bin civarında bir oy alan bu gelenek, 2014 yılında iki katı aşan bir oranla 246 bin oya yükseldi. “Hedefimiz ise Urfa’da birinci parti olmak” diyor Baydemir. Bu hedefin gerçekleşmesi -ki yaklaşık 400 bin civarında oy anlamına geliyor- ilk kez parti olarak seçimlere giren HDP’nin önündeki baraj engelini de ciddi manada tahrip edecek bir gelişme olabilir. (YK/HK)
(*) Evde ne varsa