Başlıktaki sorunun yanıtı Anayasa’ya göre evet. Ve Hürriyet gazetesine göre de. Çünkü gazetenin isminin altında öyle yazıyor: Türkiye Türklerindir. Ha bir de Cumhuriyet gazetesine göre de… Bakınız 25 Ağustos 2009 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan "Türkiye'nin Üst Kimliği Türk'tür, Türk Milletidir" başlıklı imzasız yazıya. Tartışma yeni değil. Devam edeceğe de benziyor. Zira mevcut iktidarın tek millet, tek dil… önermesi bunu bize söylüyor.
Peki, Türkiye’de yaşayan herkes gerçekten de Türk müdür? Böyle olmadığını biz faniler elbette biliyoruz. Bunu bilen başka birileri daha var aslında. Devlet de bunu biliyor. Ama öyle olmadığını iddia ediyor. Bunun bildiğini nereden biliyoruz? Tabi ki resmi arşivinden, kayıtlardan, yayınlanmış raporlardan. Hatta dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin 32 etnik kökenden oluştuğunu söylemişti de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli buna şiddetle karşı çıkmıştı.
Önermenin böyle olmadığını, yani Türkiye’de yaşayan herkesin Türk olmadığını, Kürtlerin, Arapların, Çerkezlerin, Rumların Gürcülerin, Ermenilerin ve daha nicelerinin Türkiye’de yaşadığını bu kez de Tarihçi Nevzat Onaran resmi belgeler ışığında bize söylüyor.
Onaran’ın kitabı “Türk Nüfus Mühendisliği (1914-1940)” adını ve “Ermeniler, Rumlar ve Türkler” üst başlığını taşıyor. Kor Kitap tarafından yayınlanmış kitap, nüfus sayımlarına dayanarak Kürtlerin, Rumların, Ermenilerin “var olduğunu” anlatıyor.
Kitap’ta Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin ve devletinin Ermenilerden başlayarak, Kürtler ve Rumları ve “diğer”lerini nasıl Türkleştirdikleri çıkarılan kanunlar, yönetmelikler, yürütülen politikalar ışığında irdeleniyor.
İskan Politikası’nın nasıl yürütüldüğü, nüfus mübadelelerinin nerelerde uygulandığı ve bunun bir “mühendislik” yöntemi ile gerçekleştirildiğini belirtiyor yazar kitabında. Onaran bundan dolayıdır ki “Türk Nüfus Mühendisliği, demografik ve ekonomik yapının Türkleştirilmesinin projesi olup, asırlık pratiğiyle bugüne geldi. Bu kapsamda Türk Nüfus Mühendisliğinin ekonomi politiği, dinen Sünni-İslam ve milletten Türk olmayanın demografik ve ekonomik yapıdan tasfiyesiydi. Bu proje, 1915’ten 2016’ya asırlık geçmişiyle bugün aynen yürürlüktedir. 2016’daki Sur’daki, Cizre’deki, Nusaybin’deki ve Şırnak’taki Kürtleri imhanın temelinde İttihatçıların temellendirdiği bu ekonomi politik vardır” diyor. Ve “devlette devamlılık esastır” söyleminin nüfus bağlamında nasıl işlediğini değerlendiriyor
Kitap dört ana bölümden oluşuyor. Bunlar "Türk-Milli Devleti", "Ve Sıra Kürtlerde", "Ya Türk-Sünni İslam’sın Ya da..." ve "Türkçü Ekonomi Politik" başlıklarını taşıyor ki her birisinin alt başlıklarında “Türk Nüfus Mühendisliği”nin nasıl işlendiği ele alınıyor.
743 sayfa olan bu "koca" kitapla birlikte “Türkiye’de yaşayan herkes Türk”tür ifadesinin nasıl yaşam bulduğunu, başka bir ifade ile “Türk Nüfus Mühendisliği”nin nasıl işlere imza attığını görüyoruz. Kitabın sonunda da konuya dair arşivlerde yer alan belgelere yer verilmiş.
Türkiye’de yaşayanların hepsinin Türk olup olmadığını merak edenler ve bu alanda kafa yoran araştırmacılar için Nevzat Onaran’ın bu kitabı önemli bir kaynak olarak gösterilebilir.
Kitabı incelediğinizde, Xalid Sadini’nin "Bu ülkede Ermeniler öldüklerini Kürtler yaşadıklarını ispat etmeye çalışıyorlar" sözünün ne anlama geldiğini daha bir iyi anlıyorsunuz. (FD/HK)