15 Ağustos günlü Hürriyet gazetesindeki yazısında Bekir Çoşkun Abdullah Gül için “O benim 'cumhurbaşkanım' olmayacak...” başlıklı bir yazı yazdı ve şöyle bitirdi:
”Doğrusunu isterseniz "Göbeğini kaşıyan adam"ın zaferidir bu.
Taa genel seçimlerde kararı o verdi.
Çocukları için aydınlık Türkiye isteyenler meydanlara dökülürken, o uzakta bıyık altından güldü, göbeğini kaşıdı ve dinci devletin yolunu açtı...
Abdullah Gül tam ona göredir.
Zaten onun cumhurbaşkanı olacaktır.
Benim değil...”
Başbakan Tayyip Erdoğan, Kanal D’de Arena programında bu yazıya yanıt verdi. Başbakan, “Bazıları çıkıp ’benim cumhurbaşkanım olamaz’ diye ifadeler kullanıyor. Maalesef edep adap bilmeyenler de var. Bunu diyenler önce TC vatandaşlığından çıkmalı. Cumhurbaşkanı kim olursa olsun hepimizin cumhurbaşkanı. Senin değilse çık vatandaşlıktan, git kimi seçersen seç” dedi. (20.08.2007 Arena)
Bekir Coşkun, bu yanıta yanıt verdi: “Başbakan aslında bir günahını örtmeye çalışıyor. Çünkü onun Türkiye’de herkesin ‘Cumhurbaşkanım” diyebileceği kişiyi seçme şansı vardı. Başbakan bu fırsatı kaçırdı. Kaçırınca toplumu nasıl bir kaosa sürüklediğinin farkında, istemeyenlere “gidin” diyor. Ve “Çek git” gibi bir başbakana hiç bir zaman yakışmayan, Tayyip Erdoğan’a yakışan ama bir başbakana yakışmayan bir laftır bu. Ben çok üzüldüm. Çok canım sıkıldı. Tabii ki okuyucuların da canı sıkıldı. Biz çünkü kötü bir şey yapmadık. Bu ülkede eğer kötü bir şey yapılıyorsa buna tepki duymak bir gazetecinin en doğal hakkıdır. Ama kendi üslubuna göre öyle, böyle bir şekilde bunu ifade eder. Suç varsa mahkemelere gidilir, yargılanır. Ha eğer başbakan buna cevap verecekse -elimizi vicdanımıza koyarak söyleyelim- bir başbakanın vereceği cevap mıdır bu!..” (Yasemin Arpa, ntvmsnbc, 22 Ağustos 2007, Çarşamba)
Bekir Çoşkun’un “Başbakan’a yakışmayan” dediği ama Recep Tayyip Erdoğan’a yakıştırdığı lafları değerlendiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu konuyla ilgili açıklamasında şöyle dedi:
“Tek parti iktidarının Türkiye’de tek seslilik beklentisi yaratmış olduğu izlenimini veren konuşmayı yadırgadığımızı ve ifade özgürlüğü açısından kabul edilemez bulduğumuzu öncelikle vurgularız. Demokrasinin olmazsa olmazları arasında yer alan ve çoksesliliği öngören ifade özgürlüğünün kullanılmasının yarattığı kızgınlıklar ne yazık ki son günlerde yoğunlaşmıştır. Türkiye’nin demokratik bir ülke olarak tanımlanmasını zora sokan yaklaşımın yinelenmemesi dileklerimizi bir kez daha anımsatırız.” (21.08.2007)
Aslında Yalçın Doğan’ın yazısının başlığı, tek başına olup biteni özetliyordu: “Sayın Başbakan o gerekçeyi unuttunuz mu?” Doğan yazısında "Muhalif, şok edici, rahatsız edici türden düşünceler, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirli olmanın gereğidir. Bunlar olmadan, demokratik toplum olmaz. Özgür siyasal ifade, demokratik toplumu biçimlendirir. Kaldı ki, politikacıları eleştirmek sınırları, özel bireyleri eleştirmek sınırlarına göre daha geniştir." gerekçesine dayalı AİHM kararlarını örnekledi. Yalçın Doğan’ın sorusuna konu gerekçe ise Eskişehir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi kararında yazılı…"Okuduğu şiir yüzünden ceza evinde yatmak zorunda kalan Sayın Başbakan’ın bu tür eleştirilere daha hoş görülü yaklaşması kanaatiyle…”
Demek ki asıl sorun; ifade özgürlüğüne nasıl baktığınızdır…Dün okuduğunuz şiirden dolayı yargılanırken veya geçmiş hükümet döneminizde hakkınızda yazılan, çizilen karikatürlerden dolayı verilen yargı kararlarını nasıl değerlendirdiğinizdir önemli olan…Yargının yargılarından çıkardığınız herhangi bir ders yoksa eğer; yüzde 46,5 luk yeni hükümet gücünüzle ifade özgürlüğünü sınırlandıracaksınız demektir.
Sayın Çoşkun’un ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunuyorum. Politikacıların çok sert eleştirilmesinden ve “Medyada politik tartışma özgürlüğü”nden yanayım. Bende Bekir Çoşkun gibi “bazıları”ndanım. Ben de “edep adap” bilmeyen birisiyim. Bu yüzden bende Bekir Çoşkun gibi ’benim cumhurbaşkanım olamaz’ gibi sözler ediyorum.
Başbakan olarak bunu diyenlerin önce TC vatandaşlığından çıkmasını istiyorsunuz. “Senin değilse çık vatandaşlıktan, git kimi seçersen seç.” diyorsunuz. “Okuduğu şiir yüzünden ceza evinde yatmak zorunda kalan Sayın Başbakan’ın bu tür eleştirilere daha hoş görülü yaklaşması kanaatiyle” benim terbiyesizliğime verin; ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkmıyorum. Çıkmayacağım. Siz istediğiniz için çıkmam zaten . Ama isterseniz siz çıkın veya kimi Cumhurbaşkanı seçerseniz seçin…Seçtiğiniz; sizin seçtiğiniz, sizin Cumhurbaşkanınızdır. (Fİ/EÜ)