Yazarı olduğu gazetenin dünkü sayısında yayımlanan "Küfür..." yazısında Coşkun, kendisini şikayet edenlerin Sultanahmet Adliyesi'nin önünde hakaret dolu pankartlar açtıklarını savundu.
"Türbanlı kadınlara hakaret etmedim"
Yazısında kendisimi de içine katarak, türbanı kafaya takan insanları ele aldığını, türbanın siyasete ve ticarete alet edildiğini, türbanlı kadınların ecnebi giysiler içindeki erkeklerin oyununa geldiklerini yazdığını açıklayan Coşkun, Konya Barosu'nun önceki gün düzenlediği basın toplantısının "Bekir Coşkun salaklığı..." adıyla düzenlendiğini yazdı.
Yazar Coşkun, yazısında "Ben türbanlı kadınlara hakaret etmedim. Benim ailemde ya da okurlarım arasında birçok türbanlı var. Onların tüm bu tartışmalardan en büyük payı alarak yaşamlarının etkilendiğini bilirim.
Ama din duygularından rant sağlayanlar, dini siyasete-ticarete alet edenler elbette benim yazımı anlamak istemediler" dedi.
Mazlum-Der, yazar Coşkun'a dava açtı
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) Kütahya Şubesi Başkanı Selahattin Üneş, 23 Aralık'ta yaptığı açıklamada, gazeteciyi "haddini bilmemekle suçlayarak, Coşkun'un başörtüsüne "ulusal bir salaklık", başörtüsü takan kadınlarla başörtüsünü savunan erkeklere de birer "salak" dediğini iddia etti.
Yazıyla başörtüsünü savunanlara hakaret edildiğini savunan Üneş, "...İslam dan, Müslümanlardan ve Müslüman kadının başörtüsünden bu kadar nefret eden bu şahsa hakaretini aynen iade ediyoruz. Halkının yüzde 90'dan fazlası Müslüman olan bir ülkede, böylesine geniş bir toplum kesimine hakaret edebilen biri olması nedeni ile, derhal bir psikologa başvurarak ciddi bir psikolojik tedavi görmesi gerektiğini düşünüyoruz" demişti.
Ardından kitlesel basın açıklaması yapılarak 28 Aralık'ta, gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunuldu. (EÖ)