Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, gazetenin eski yazarı Bekir Coşkun ve yeni transferi Yılmaz Özdil'i övdüğü yazısında, isim vermeden "hakaret, iftira, takıntı, lakap takma, haksızlık gibi şeyleri muhaliflik gibi sunmaya çalışanları" eleştirdi.
"Hakaret, iftira, takıntı ve lakap takma muhaliflik değil"
Özkök, dünkü (14 Ağustos) yazısında; "...Samimiyetle, duyguyla, bilgiyle, mizahla, tarafsızlıkla yapılan muhalefet, çifte su verilmiş çelik gibi oluyor. Ona kimsenin itirazı kalmıyor. Ama hakaret, iftira, takıntı, lakap takma, haksızlık gibi şeyleri muhaliflik gibi sunmaya kalktığınız zaman iş değişiyor. Onları okudukça şunu düşünüyorum: Bu tavır özünde iktidara muhalif değil, tam aksine müttefik bir tavırdır. Ki o da takıyyenin bir başka türüdür" demişti.
Coşkun'u "Türkiye'de eleştirinin, muhalifliğin en güçlü seslerinden biri" olarak tanıtan Özkök, Özdil'in de gazetelerin daha çok mutfak tarafında çalışmış ve kısa sürede yazarlık noktasına gelmiş bir kişi olarak sunmuştu.
"Muhalifliğin sesi" Coşkun da istifa edebilir
Ancak Çölaşan'ın işine son verilmesinin ardından Coşkun'un da istifa edeceği konuşuluyor. Medyatava.net sitesine açıklama yapan Coşkun, "Benim bütün bu gelişmelerden haberim yok" dedikten sonra şöyle konuştu:
"Henüz bir karar vermedim ama bu karar vermeyeceğim anlamına gelmiyor. Gelişmeler çok hızlı yaşandı, ben de bütün bunları değerlendirip ona göre bir karar vereceğim. Bunun için zamana ihtiyacım var. Daha Emin'le bile konuşmuş değilim. Ancak şu anda istifa ettiğim doğru değildir."
Gökçek'ten mahkum, "Sabah Ketene"den davalık
Kendisinden "İ. Melih Gökçek" olarak söz ettiği için Melih Gökçek'in hakkında çok sayıda dava açtığı Çölaşan bu davalardan birçoğunu kaybetmişti. Çölaşan'ın köşesinde insan hakları savunucuları da ağır saldırılara hedef olmuşlardı.
İnsan hakları savunucuları, 11 Haziran 2006 tarihli köşe yazısında "suç oluşturan filleri övdüğü" gerekçesiyle Çölaşan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Gazetede yayınlanan "Kahraman" başlıklı yazısında Çölaşan'ın "Sabah Ketene" ile tanışmasını anlatması, şikayete konu olmuştu.
Yazından Çölaşan, "Sabah Ketene"'nin şu sözüne yer veriliyordu: "Kaldığı apartmanda asansörün önünde sıkıştırdık, en az on kurşun yedi. 'Ölmüştür' diye bırakıp gittik. Fakat adam yedi canlıymış. Altı ay hastanede yoğun bakımda kaldı ve sonunda düzelip çıktı. Onu bitiremedik. Fakat bundan sonra işe yaramaz."
"Halkımız yalaka" diyen Çölaşan'a beraat
NTV'de yayımlanan "Kapalı Kapılar Ardında" programında sarf ettiği sözlerle "Türklüğü tahkir ve tezyif" ettiği iddiasıyla dava açılan Çölaşan, beraat etmişti. Gazeteci, davanın Adalet Bakanlığı'nın olumsuz yanıtına rağmen açıldığını savunmuştu.
Çölaşan'a "Bizim geleneksel yalakalığımız. Kusura bakmasınlar bizim medyamız da yalakadır, halkımız da yalakadır.." sözleri nedeniyle Şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dava 22 Eylül 2003'te beraatle sonuçlandı. (EÖ)