Sözlük diyince yanlış anlamayın ne "TDK Sözlük"ten bahsediyorum, ne de "Oxford Sözlük"ten.
Bizim gençler o tarz sözlüklerle pek ilgili değil. Bahsettiğim şu "bilgi kaynağı sözlükler"; herkesin her türlü bilgiyi paylaştığı adı artık üniversitelerle de bağdaşan sözlükler. Bir kısım gencin, hatta bir kısım yetişkinin "bilgi" edindiğini söylediği sözlükler: Ekşisi, tatlısı, itüsü, uludağı...
Sözlükler gerçekten bilgi vermese de, pratikte önemli bir işlevleri var. Halkın, daha doğrusu geçliğin nabzını tutmak gibi. Bu yazıya başlarken ne hakkında yazmak istediğimi biliyor ancak neye odaklanacağımı bilmiyordum. Yabancı değilsiniz, böyle şeyler olur bazen!
Şöyle bir internet taraması yaparken sözlüklerden birinin sayfasını açmış bulundum ve bakalım gençler ne yazmış dedim. Sanırım bunu yapmak beni umutsuzluğa götürmekle birlikte, yazımın konusunu bulmama yardımcı oldu.
Aslında 14 Temmuz mitinginden bahsetmekti niyetim. Çoğunuzun gördüğünü tahmin ettiğim bir fotoğraftan bahsedecektim. Üzeri çıplak, elleri kelepçeli bir gencin, caminin duvarına yaslanarak coplandığını gösterir fotoğraftan.
Fotoğraf o kadar çok şey anlatıyor ki aslında üzerine cümle kurmaya bile gerek yok. Nefretin en çıplak hallerinden biri. Vurun, vurun hali. Polis şiddeti, orantısız güç gibi çeşitli tamlamalarla da anlatılabilir elbette.
Çıplak sırtına copla vurulan bir genç. Görebildiğim kadarıyla ona vuranlar da, en azından yüzü görünen polis, aynı yaşlarda. Belki de aynı kentin çocukları, belki çocukluğunda aynı sokakta top koşturdular futbolcu olma hayalleriyle. Ayrı yönlere dağıldılar sonra. Çocukluklarındaki gibi koştular ofis sokaklarında, ama bu kez birinin elinde cop vardı, top yerine. Bu bir kurgu elbette ama doğru olmadığını kim bilebilir.
14 Temmuz'da orada, zamanında birlikte top koşturdukları arkadaşlarını bu kez elinde copla koşturmak zorunda kalan kaç büyük çocuk vardı acaba. Fotoğraftan gördüğümüz kadarıyla bu polis arkadaşlar pek de zorunda kalmış çocuklar değiller. İşlerini büyük bir zevkle yaptıkları gün gibi ortada. Belki de iman gücü de yansımıştır, bilemem. Birilerinin imanı da bu olsa gerek; şiddet.
Başladığım yere sözlüklere dönüyorum. Ne sözlük ismi ne de rumuz vereceğim. Sözlüklerden bir kaçına, birkaç "bilgi" sahibi gence dönelim. 14 Temmuzda yapılmış olan mitingi Abdullah Öcalan Mitingi diye etiketleyen genç zihinler bakın neler yazmışlar.
"bazı tek kaşlı o... çocuklarının özgürlük talebinde bulunacakları mitingmiş." Tanıdığım tek kaşlılar gözümde canlandırdım da durum berabere. Bu arkadaş kaşını aldırmamış Türk görmemiş sanırım
"daha yapılmadan tarihi ilan edilen bir miting. zaten bi b....... da normal olsa şaşarız..." Yahu bu sözlük yazarı gerçekten çok "bilgili", bakın diyor ki yapılamadan tarihi ilan edilmiş. Allah Allah! Aslında hep önce toplanılır, sonra ilan edilir;" hey biz toplandık, bilginize" diye!
"hükümetle çalıp oynamak güzel şey tabii. sahi bi halkın oylarıyla seçildiği halde içeride olan mustafa balbay ve diğerleri vardı? bir terörist kadar değeri yok mu bu adamların?" Ah evet bir ulusalcı da katıldı, bakın!
Tabi konu saptırmak diye buna denir. Özgürlük bile sadece özel olanlara olacak çünkü!
"polisin terörizm dersi verdiği eylem olmuştur."
Benim asıl merak ettiğim polislere bu dersleri verenler. "Bak çocuğum copu böyle vuracaksın. Açıyı iyi ayarla! Şurasına bir de şurasına vursan dünyası döner, ayağa kalkamaz." Var mı böyle dersler, merak ettim şimdi. Bir bilen bana yazsın lütfen!
"size biber gazı değil oksijen kaynağı lazım ama neyse fazla masrafa girmesin devlet." Devletin paraları biber gazına gider, silaha gider, yoksula gitmez. Bu böyle biline!
Aslında saptama güzel. Evet insanların yaşamak için oksijene ihtiyacı var. Yakında o da yasaklanacak gibi!
"....eğlenceli bir gösteriydi." Halkımın eğlence anlayışı artık bu. O kadar şiddete alışkın ve duyarsız olduk ki, buna eğlence diyebilecek kadar insansızlaştık!
"gören de diyarbakır'ın son hafta şampiyonluğu kaybetti sanacak."
Çok futbol oynamış bir genç. İşte olacağı buydu. Hayatlarında futboldan daha önemli bir şey olmayan adamların daha farklı bir yorum yapmaları da beklenmezdi değil mi!
"yanlışlıkla bombalansa keşke 14 Temmuzda bir umut."
Uludere'nin gerçek yüzünü mü gördüğünü iddia ediyor bu arkadaş! Yanlışlıkla bombalamak da cuk oturmuş değil mi! Tazminat öder, pardon derlerdi, olur biterdi tabi. Hepimiz de unutur giderdik!
"solcularında yamanacağı ihanet gösterisi. allah polisimize güç kuvvet versin. vurduğu yerden kemik sesi gelsin. molotoflarla kazayla kendini yakanları, ses bombası elinde patlayanları görmezden gelsin, ambulans neyin çağırmasın. kendi pis kaderlerine terketsin."
Bu yoruma yorum nasıl yapılırsa. Size bırakıyorum.
Bu mesajlar, okuduklarım arasında yazıya dahil edebileceğim kadar yumuşak olanlar. Sözlüklerden ve sözlük yazarlarından soğudum bir anda. Sonra düşündüm de onlar bizim gençlerimiz. Onları bu şiddet ortamına, bu savaş ortamına bizler getirdik. Kanlı tarihimiz, daha fazla kan ister duruma geldi. "Ölmek, öldürmek istemiyorum" demek yerine "Allah polisimize güç versin!" diyor çocuklar.
Umut var mı?
Sözlükler yerine fallara bakmaya başlayacağım. Onlar daha umut verici!
Görüyorum "Üç vakte kadar..." diyor falcı. (SK/HK)