Bu başlık altında Türkiye'de yer alan iletişim fakültesi öğretim üyelerinin sayısı, cinsiyeti, eğitim gördükleri alanlar gibi temel düzeyde değerlendirme yapmaya olanak sunacak verilere değiniliyor.
Çalışma, iletişim fakültelerinde yer alan öğretim üyelerinin sayısı, cinsiyet dağılımı, lisans ve doktora eğitimlerinin iletişim alanı ile ilgili olup olmadığı, iletişim fakültelerinin coğrafi dağılımı gibi konularda temel verilere dayalı olarak yorumlar sunmaktadır. Çalışmada, var olan bir durumu ortaya koymaya yönelik olarak niceliksel betimleme yöntemi kullanıldı.
İletişim Fakülteleri Ortak Platformu web sayfasında yer alan iletişim fakülteleri listesi evren olarak kabul edilmiştir. 1722 Ağustos 2011 tarihi arasında web sayfalarına erişim sağlanmıştır. Fakülte web sayfalarından bölümlere ilişkin alt sayfalara ve öğretim üyelerinin özgeçmiş bilgilerine ulaşılmıştır. Ancak yeterli düzeyde bilgiye ulaşılamayan ya da hakkında hiç bilgi olmayan öğretim üyelerinin varlığı, çalışmanın sınırlılığı olarak kabul edilebilir.
Erişim sorunu yaşanan bir fakülte web sayfası, fakülte ile ilgili hiç içerik sunmayan üç iletişim fakültesi web sitesi belirlenmiştir. Dolayısıyla dört iletişim fakültesine ilişkin veriye, ulaşılamamıştır. Çalışmada yapılan sınıflamada, yaygın olarak kabul gören "öğretim üyesi" tanımlamasına uygun olarak ders verenler sınıfında değerlendirilen "yardımcı doçent doktor", "doçent doktor" ve "profesör doktor" unvanları kullanılmıştır.
Bölümlere Göre Öğretim Üyesi Dağılımı
Halkla İlişkiler | Yardımcı | Doçent | Profesör | Toplam |
Ve Tanıtım | Doçent Dr | Dr | Dr | |
Erkek | 32 (%35) | 12 (%27) | 16 (%52) | 60 |
Kadın | 61 (%65) | 32 (%63) | 15 (%48) | 108 |
Toplam | 93 | 44 | 31 | 168 |
Halkla İlişkiler programı Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Reklamcılık ve Halkla İlişkiler gibi isimlerle 35 üniversitenin eğitim-öğretim programında yer almaktadır. Üniversitelerin iletişim fakülteleri içinde müfredat bakımından en yaygın ikinci bölüm olarak yer bulmaktadır. Öğretim üyesi sayılarına bakıldığında kadın akademisyenlerin erkeklere oranla sayıca daha fazla olduğu belirtilebilir. Akademik kadroların dağılımı açısından yardımcı doçent sayısı diğer kadrolara oranla sayıca daha fazladır.
Gazetecilik | Yardımcı Doçent Dr | Doçent Dr | Profesör Dr | Toplam |
Erkek | 45 (%63) | 24 (%57) | 18 (%51) | 87 |
Kadın | 26 (%37) | 18 (%43) | 17 (%49) | 61 |
Toplam | 71 | 42 | 35 | 148 |
Gazetecilik programı Basın ve Yayın gibi farklı isimle toplam 26 üniversitenin iletişim fakültesinde yer almaktadır. Öğretim üyesi sayısı açısından değerlendirildiğinde halkla ilişkiler ve tanıtım bö- ümünden farklı olarak erkek akademisyen sayısının daha fazla olduğu belirlenmiştir. Akademik kadroların dağılımı açısından yardımcı doçent sayısı diğer kadrolara göre sayıca daha fazladır. | ||||
Radyo Televizyon Ve Sinema | Yardımcı Doçent Dr | Doçent Dr | Profesör Dr | Toplam |
Erkek | 41 (%53) | 16 (%41) | 17 (%40) | 74 |
Kadın | 37 (%47) | 23 (%59) | 25 (%60) | 85 |
Toplam | 78 | 39 | 42 | 159 |
Radyo Televizyon ve Sinema bölümü halkla ilişkiler ve tanıtım ve gazetecilik bölümlerinden daha yaygındır. 36 üniversitenin iletişim fakültesinde bölüm olarak yer almasına karşılık öğretim üyesi sayısı bakımından halkla ilişkiler bölümünden daha az öğretim üyesine sahiptir.
Radyo televizyon ve sinema bölümü, sinema ve televizyon ya da radyo sinema ve televizyon gibi isimlerde müfredatta yer almaktadır. Öğretim üyesi sayısı açısından bakıldığında halkla ilişkiler bölümü gibi kadın akademisyen sayısı erkeklere oranla daha fazladır ancak, halkla ilişkiler bölümü gibi yüzde olarak daha ağırlıklı değildir. Akademik kadroların dağılımı açısından ilginç bir biçimde toplam profesör dr sayısı diğer bölümlere göre daha fazladır.
Görsel İletişim | Yardımcı | Doçent | Profesör | Toplam |
Tasarımı | Doçent Dr | Dr | Dr | |
Erkek | 13 (%57) | 2 (%50) | 8 | 23 |
Kadın | 10 (%43) | 2 (%50) | - | 12 |
Toplam | 23 | 4 | 8 | 35 |
Görsel iletişim tasarımı bölümü, iletişim tasarımı ya da görsel sanatlar ve görsel iletişim tasarımı adıyla toplam 18 iletişim fakültesi programında yer almaktadır.
Gazetecilik, halkla ilişkiler ve tanıtım gibi geleneksel bölümlere göre program olarak kuruluş tarihi daha yenidir. Bu nedenle öğretim üyesi sayısı bakımından da diğer üç bölümün gölgesinde kalmaktadır. Devlet üniversitelerinde akademik kadroların artırılması yeni bölüm açılması ya da ikinci öğretim programlarının açılmasına bağlı olduğu için gelecekte sayı olarak bu bölümün artması beklenebilir.
Bölümü belirsiz öğretim üyeleri | Yardımcı Doçent Dr | Doçent Dr | Profesör Dr | Toplam |
Erkek | 18 (%38) | 6 (%38) | 10 (%50) | 34 |
Kadın | 29 (%62) | 10 (%62) | 10 (%50) | 49 |
Toplam | 47 | 16 | 20 | 83 |
Fakülte web sitelerinde fakülte öğretim üyesi kadrolarının topluca verildiği üniversiteler bulunmaktadır. Öğretim üyelerinin hangi bölümde çalıştığına dair net bilgi olmadığı için "bölümü belirsiz öğretim üyeleri" başlığı ile toplam sayı belirlenmiştir. Tüm diğer bölümler gibi bu durumda da yardımcı doçent dr popülasyonunun diğer kadrolara göre sayıca fazla olduğu söylenebilir. | ||||
Diğer bölümler | Yardımcı Doçent Dr | Doçent Dr | Profesör Dr | Toplam |
Erkek | 17 (%40) | 6 (%43) | 11 (%69) | 34 |
Kadın | 25 (%60) | 8 (%57) | 5 (%31) | 38 |
Toplam | 42 | 14 | 16 | 72 |
İletişim fakültelerinde yer alan gazetecilik, halkla ilişkiler ve tanıtım, radyo televizyon ve sinema ve görsel iletişim tasarımı bölümleri dışında, medya ve iletişim sistemleri, fotoğraf ve video, televizyon haberciliği ve programcılığı sanat yönetimi gibi sayıca az olan bölümlerde yer alan öğretim üyeleri sayısı ayrıca hesaplanmıştır. Bu tabloya bakıldığında özellikle yardımcı doçent dr düzeyinde ve kadın akademisyenlerin sayısı fazladır.
Kadro (toplam) | Erkek | Kadın |
Yardımcı Doçent Dr. | 166 | 188 |
Doçent Dr. | 66 | 93 |
Profesör Dr. | 80 | 72 |
Toplam | 312 | 353 |
Akademik kadroların toplamına bakıldığında profesör kadroları dışında kadın akademisyenlerin sayıca fazla olduğu, profesör kadrolarında da kadın profesör sayısının erkek profesörlere yakın olduğu belirtilebilir.
Tüm bölümlerin toplam öğretim üyesi sayısında ise kadın akademisyenler erkeklere oranla daha fazladır. Tüm akademisyen sayısı ise ulaşılabilen toplam 40 iletişim fakültesi web sitesinde toplam 665 öğretim üyesidir. Ancak fakültelerin web sitelerinde görünmeyen ya da iki farklı fakülte ya da bölüm kadrosunda görünen öğretim üyeleri de bulunmaktadır. Kabaca söylemek gerekirse yaklaşık 700 öğretim üyesinin çalıştığı bir iletişim akademisinden bahsedilebilir.
Yardımcı Doçent Dr. | Toplam | Belirlenmiş olanlar |
Lisans eğitimi İletişim alanı | 354 | 105 |
Doktora eğitimi İletişim alanı | 354 | 165 |
Hem lisans hem de doktora eğitimi İletişim alanı | 354 | 107 |
Doçent Dr. | Toplam | Belirlenmiş olanlar |
Lisans eğitimi İletişim alanı | 159 | 57 |
Doktora eğitimi İletişim alanı | 159 | 75 |
Hem lisans hem de doktora eğitimi İletişim alanı | 159 | 49 |
Profesör Dr. | Toplam | Belirlenmiş olanlar |
Lisans eğitimi İletişim alanı | 152 | 32 |
Doktora eğitimi İletişim alanı | 152 | 46 |
Hem lisans hem de doktora eğitimi İletişim alanı | 152 | 32 |
Lisans ve doktora eğitimi konusunda öğretim üyelerinin geçmişine ilişkin, fakülte web sitelerinde yeterli bilgi yer almamasına karşılık, mevcut veriler bu konudaki eğilimi ortaya koymaktadır.
Lisans eğitimi iletişim alanı dışında olsa da, alanda çalışmaya başladıktan sonra doktora eğitimi için iletişim alanını seçme eğilimi gözlenmektedir. Lisans ve doktora eğitimi iletişim alanı dışında olan öğretim üyeleri içinde, iletişim alanının komşu alanı olarak disiplinler arası özellikler taşıyan siyaset, sosyoloji, işletme gibi alanlar yer alırken, İngilizce, Fransızca, hukuk ya da mühendislik gibi fen bilimleri içinde değerlendirilebilen alanlar da bulunmaktadır.
Hem lisans hem de doktora eğitimini iletişim disiplini içinde yapmış öğretim üyelerinin kadrolar açısından dağılımına bakıldığında, yardımcı doçent dr ve doçent dr kadrolarında toplam öğretim üyesinin yüzde 30'unun iletişim alanından olduğu belirlenmiştir. Aynı durumdaki profesör dr oranı yüzde 20 düzeyinde görünmektedir. Benzer bir ilişki sadece doktora eğitimini iletişim alanında yapanlar için de söz konusudur. Her ne kadar araştırmada evrenin tamamına ilişkin lisans ve doktora eğitimi durumu belirlenmemiş olsa da bu veriler şu eğilimin doğruluğunu göstermektedir: Yardımcı doçent dr düzeyinde ve alanda yeni çalışmaya başlamış akademisyenler iletişim alanı içinde doktora eğitimi almaya yakın görünmektedir.
Bölgeler | İletişim Fakültesi | Kamu | Vakıf |
toplamı | (özel) | ||
Marmara | 14 | 4 | 10 |
İç Anadolu | 9 | 8 | 1 |
Doğu Anadolu | 4 | 4 | - |
Ege | 3 | 1 | 2 |
Akdeniz | 3 | 3 | - |
Karadeniz | 3 | 3 | - |
Güneydoğu Anadolu | 1 | - | 1 |
Kıbrıs | 5 | - | 5 |
Kırgızistan | 1 | 1 | - |
İletişim fakültelerinin coğrafi dağılımına bakıldığında, zaman zaman dile getirilen bir yargı olan "iletişim fakülteleri, sektörün olduğu yerde ve merkezde daha etkindir" yargısını haklı çıkarmaktadır. Başka bir deyişle, iletişim fakültelerinin merkezde toplanma eğilimi olduğu söylenebilir. İstanbul ve Ankara kentlerinde yer alan iletişim fakültelerinin toplam sayısı 17 olarak belirlenmektedir. İstanbul kentinde 13, Ankara kentinde ise dört iletişim fakültesi yer almaktadır. Bölgesel bazda düşünüldüğünde ise Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde yer alan toplam iletişim fakültesi sayısı 23'tür. Bu rakam toplam iletişim fakültelerinin yarısından fazladır (Açılma kararı alınmış yeni iletişim fakülteleri bu hesaplamanın dışındadır).
Taşra olarak değerlendirilebilecek diğer bölgelerde neden iletişim fakültesi sayısının az olduğu düşünülürse farklı değişkenlerden söz edilebilir. İstanbul ve Ankara gibi şehirlerin sektörün merkezi olması dışında kent çekiciliği, sosyal olanaklar sayılabilir. Ancak, en önemli nedenlerden birisi, yerel medyanın güçlü bir yapısının olmaması ve buna bağlı olarak fiziki, maddi olanaksızlarının olması, iletişim fakültelerinin gelişimini etkileyen bir nedendir. Güçlü, etkili, tiraj ve rating alabilen bir yerel medya söz konusu olsa, kentlerin iletişim hayatı kadar iletişim fakültelerinin konumu ve kalitesi de güçlenebilir.
Marmara ve İç Anadolu bölgelerinden sonra en fazla iletişim fakültesinin olduğu bölge olarak Kıbrıs gelmektedir. Adanın hukuki statüsü nedeniyle eğitime önem verilerek bir öğrenci popülas- yonu oluşturma çabası iletişim fakültelerinin etkinliğini de sağlamıştır. Her ne kadar öğretim üyesi sayısı açısından sorunlar yaşansa da Kıbrıs'ta eğitim öğretim yapan 5 iletişim fakültesinin varlığı yadsınamaz. Kıbrıs'taki iletişim fakültelerinin eğitim dili olarak İngilizce'yi benimsemesi adadaki okullara yabancı öğrenci kaydını olanaklı kılmaktadır. Bu durum kültürel etkileşim sağladığı kadar bölümlerin dinamizmine de katkı sağlamaktadır.
Bölüm Sayısı | Fakülte Sayısı |
4 ve daha fazla | 16 |
1 - 3 arası | 28 |
Tüm iletişim fakülteleri içinde 16 fakültenin dört ve daha fazla sayıda bölüm üzerinden eğitim öğretim faaliyeti verdiği belirlenmiştir.
Vakıf (özel) üniversiteler yeni bölüm açma ve sektörün taleplerini gerçekleştirme konusunda devlet (kamu) üniversitelerine göre daha hızlı ve aktif davranabilmektedir.
Özel ya da vakıf üniversitelerinde bir doktora programını bitirmiş akademisyenler "Dr" unvanıyla derslere girebilir ve akademik kadroda yer alırken, devlet üniversitelerinde aynı durumdaki akademisyenler "Araştırma görevlisi doktor" unvanını taşıdığı için derslere girememektedir. Doktora eğitimini tamamlamış ancak kadro sıkıntısı nedeniyle öğretim üyesi unvanı alamamış akademisyenler için iki seçenek gündeme gelmektedir. Birisi, yeni açılan iletişim fakültesi kadrolarına katılmak, diğeri ise bulunduğu yerde kadro ihtiyacı oluşturacak yeni bölüm ya da ikinci öğretim seçeneklerinin uygulamaya geçmesidir.
Sıra | Üniversite Adı | Öğretim üyesi | Bölüm | Bölüm başına düşen |
sayısı | sayısı | öğretim üyesi sayısı | ||
1 | Anadolu Üniversitesi | 56 | 4 | 14 |
2 | Marmara Üniversitesi | 55 | 3 | 18,3 |
3 | Ege Üniversitesi | 50 | 5 | 10 |
4 | İstanbul Üniversitesi | 42 | 3 | 14 |
5 | Gazi Üniversitesi | 36 | 3 | 12 |
6 | Selçuk Üniversitesi | 34 | 4 | 8,5 |
7 | Bilgi Üniversitesi | 28 | 10 | 2, 8 |
8 | Yeditepe Üniversitesi | 27 | 5 | 5,4 |
9 | Ankara Üniversitesi | 26 | 3 | 8,6 |
10 | Bahçeşehir Üniversitesi | 26 | 6 | 4,3 |
Bölüm çeşitliliği ve sayısı açısından vakıf (özel) üniversitelerin fazlalığı dikkat çekerken; akademik kadro açısından değerlendirildiğinde devlet (kamu) üniversitelerinin ağırlığı ortaya çıkmaktadır. Bu durum bölüm başına düşen öğretim üyesi sayısında devlet üniversitelerinin daha fazla öğretim üyesine sahip olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Öğretim üyesi sayısı bakımından da devlet üniversiteleri ilk 10 listesinde, ilk 6'yı paylaşmaktadır. Öğretim üyesi sayısı bakımından ilk 10 listesinde yer alan vakıf (özel) üniversitelerin sayısı üç olarak belirlenmiştir.
Sonuç
İletişim fakültelerinde verilen iletişim eğitimi sorgulamayı amaçlayan bu çalışmanın sonunda, tartışılması gereken pek çok sorunun bulunduğu ve bu anlamda yapılacak öncelikli eylemin "ukalalık desibellerimizi düşürerek, kendi gerçekliğimizle yüzleşmek" (Wallerstein, 1998: 56) olduğu görülmektedir. Ardı ardına açılan fakültelerle birlikte, sorunların çözümü de zorlaşmakta ve konunun muhataplarının arasındaki gerilim de yükselmektedir.
İletişim eğitimin pek çok eleştiriye açık doğası, son yıllarda yoğun bir şekilde tartışılmakta ve bu fakülteler hem sektör hem de öğrencileri tarafından kıyasıya eleştirilmektedir.
İletişim dışındaki disiplinlerden gelen öğretim elemanlarının yetkinliği ve bu alana yatkınlığı önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni açılan fakültelerin ihtiyaçları göz önüne getirildiğinde, farklı disiplinlerden destek almak kaçınılmaz görülmektedir; ancak bu gereksinimin nasıl bir eğitim standardı sağladığı mutlaka tartışılmalıdır.
Sektör tarafından iletişim pratiklerine olan mesafeleriyle eleştirilen fakülteler, bu sorunun aşılması noktasında da acilen gerçekçi önlemler almak zorundadır.
Sık sık yapılan "teorik mi, pratik mi" eğitim modeli tartışmalarıyla vakit kaybetmek yerine, teorisiz pratik, pratiksiz teori olmayacağı gerçeğinden hareketle, her iki alanda da yetkinleşmeyi hedefleyen bir standardın tutturulması da yaşamsal önemdedir. Dolayısıyla hem pratik hem de teorik noksanlıklarıyla eleştirilen fakülteler, her iki alanda da evrensel standartların peşinde gitmelidir. Aynı şekilde yabancı dil problemi de gündeme alınmalı ve bu konuda mesafe alıcı önlemler devreye sokulmalıdır.
Fakültelerin internet sayfalarından yaptığımız içerik analizi de, bu alandaki son görünümü gözler önüne sermektedir. İLDEK web sayfasında yer alan toplam 44 İletişim fakültesinin yarıdan fazlası İstanbul ve Ankara kentlerinde toplanmış görünmektedir. İstanbul ve Ankara'da yer alan toplam 23 iletişim fakültesi, bir anlamda yaygın iletişim araçlarının da merkezi durumundaki kentlerde konumlanmış görünmektedir.
Genel olarak bakıldığında iletişim alanında yaygınlaşmış alt disiplinler olarak "gazetecilik", "halkla ilişkiler", "radyo televizyon ve sinema" bölümleri görülmektedir. Reklamcılık ve görsel iletişim tasarımı bölümleri de giderek yaygınlaşmaktadır. Sektörün dinamizmi nedeniyle "televizyon haberciliği ve programcılığı", "fotoğraf ve video", "yeni medya", "bilgi ve belge yönetimi", "sanat yönetimi", "kültür yönetimi" gibi sayısı oldukça az olan bölümler de eğitim öğretim müfredatlarına girmiştir.
Genel olarak iletişim alanının özel olarak ise gazetecilik, halkla ilişkiler gibi özel alanların tek başına bağımsız bir disiplin oluşturduğunu söylemek oldukça zor görünmektedir. Sanat tarihinden mühendisliğe, siyasetten hukuka birçok alanda lisans, yüksek lisans ya da doktora eğitimi almış olan akademisyenlerin iletişim alanına bakışı ya da üretim pratikleri sahip oldukları formasyonun etkisinde kalmaktadır. Bir taraftan bu durum iletişim alanına katkı olarak değerlendirilebilirken bir taraftan da alanın gerektirdiği ya da uygulamalı çalışmalarda izlenmesi gereken yöntemlerin kullanımını zorlaştırmaktadır.
İletişim Fakülteleri Ortak Platformu web sitesine göre toplam 44 iletişim fakültesinde, dekan olarak görev yapan öğretim üyesinin 35'i erkek, 9'u ise kadındır. Her ne kadar kadın öğretim üyesi sayısı bölümler bazında ciddi bir rakam oluştursa da bu rakam, yönetim kademesine yansımamaktadır. Uşak, Çanakkale, İsparta gibi kentlerde iletişim fakültesi kurma çabaları resmiyet kazanırken, merkezde yer alan öğretim üyelerinin taşrada çalışma konusunda isteksiz olması, yeni kurulan fakülteler için sorun olarak görünmektedir. Özellikle doktorasını iletişim alanında tamamlamış öğretim elemanı eksikliği bu fakültelerin gelişimi açısından kaygı vericidir.
Özetle mevcut durum pek çok problemi içinde barındırmaktadır. Ancak sorun olarak gördüğümüz, kabullendiğimiz problemleri çözebileceğimiz gerçeğinden hareketle bu alandaki problemleri cesaretle teşhis etmeli ve önlemlerini de gerçekçi bir şekilde almalıyız. Bu alanda atılacak doğru adımların, itibarları ciddi bir şekilde tartışılan iletişim fakültelerinin eğitimine katkı sağlayacağı açıktır. Bu doğru adımlardan ilkinin de sağlıklı bir özeleştiriden geçtiği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. (MBA-FB/HK)
* Bu yazı Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi "Akdeniz İletişim'in İletişim Eğitimi Özel Sayısı'nda (Haz. 2011) Prof. Dr. M.Bilal ARIK ve Yrd. Doç. Dr. Fatih Bayram'ın imzasıyla yayımlanan "İletişim Eğitimi ve İletişim Akademisyenleri: Verilerin Işığında Genel Bir Değerlendirme" adlı makalenin yedinci ve son bölümüdür.
** Bu makalenin önceki bölümlerini okumak için tıklayın:
- İletişim Eğitiminin Hali
- İletişim Eğitiminde İki Farklı Model
- İletişim Eğitiminde Eğitimci Sorunu
- İletişim Eğitiminin Sektörel Karşılığı
- İletişim Fakültelerinde Kuramsal Birikiminin Yeterliliğix
- Yetersiz Teori, Uygulamasız Pratik
Kaynakça
* Akar, Rıdvan (2005). "Halk kötü habere alıştırıldı". (M.Bilal Arık). Selçuk İletişim Gazetesi. Eylül 2005.
* Bilgin, Vedat (2010) Türkiye'de Üniversite Sorunu ve Üniversite Çalışanları, Türk Eğitimsen Yayınları: Ankara.
* Bingöl, Abdülkuddüs ve Özgür Yılmazkol (2000). "İletişim Eğitimi Üzerine Düşünceler". 1. İletişim Kongresi, 1-3 Mart 2000, İstanbul.
* Erdoğan, İrfan (2006). "Özün Olmadığı Yerde Biçim Öne Çıkar". Antre Parantez Dergisi. Sayı:1.
* Greenwood, Daavidd J. ve Morten Levin (2003). "Üniversite Toplum İlişkilerinin Yeniden Yaratılması:Eylem - Araştırma / Akademik Taylorizm". Eğitimin Geleceği, Üniversitelerin Ve Eğitimin Değişen Paradigması. Sabancı Üniversitesi Yayınları: İstanbul.
* Gür, Turgut, M (2003). "Araştırma ve Eğitimde Disiplinlerarasılık". Eğitimin Geleceği, Üniversitelerin Ve Eğitimin Değişen Paradigması,.Sabancı Üniversitesi Yayınları: İstanbul.
* İnuğur, Nuri (1988). Türk Basınında İz Bırakanlar. İstanbul: Der Yayınevi.
* Mutlu, Erol (2005). Globalleşme, Popüler Kültür ve Medya. Kejanlıoğlu D. B. ve Yıldız, A. (Yay. Haz.). Ankara: Ütopya Yayınevi. 70-71
* Özbek, Meral (1993). "İletişim Eğitimi Üzerine". İLEF Yıllık 1992-1993: 307-327s.
* Özdemir, Çağatay (2006). Türkiye'de Öğretim Elemanları,.Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınları
* Tekeli, İlhan (2003). "Üniversiteye Dair Konuşmak". Toplum ve Bilim Dergisi. Güz 2003: 123-143s.
* Terzioğlu, Tosun (2003). "Sunuş" Eğitimin Geleceği, Üniversitelerin Ve Eğitimin Değişen Paradigması. İstanbul: Sabancı Üniversitesi Yayınları.
* Tokgöz, Oya (2003). "Türkiye'de İletişim Eğitimi: Elli Yıllık Bir Geçmişin Değerlendirilmesi". Kültür ve İletişim Dergisi. Sayı:6: 9-32s.
* Topuz, H. (2003). II. Mahmut'tan Holdinglere Türk Basın Tarihi. İstanbul: Remzi Kitabevi.
* Wallerstein, Immanuel (1998). "Sosyal Bilim ve Çağdaş Toplum". Yaşadığımız Dünyanın Sonu. İstanbul: Metis.