Ergenekon adı verilen, devlet içinde yer alan ve bu ülkenin vatandaşlarına karşı suç işleyen "derin devlet"in bir numaralı yöneticisi kim? Bu sıralarda bu konu pek bir tartışılıyor.
Bazıları diyor ki:
"Veli Küçük 8 numaradır. 1 numarayı duyarsanız dudaklarınız uçuklar..."
Veli Küçük halen tutuklu bir emekli tuğgeneral. Devlet görevlisi sıfatı olup da vatandaşlara karşı suç işleyen ve "derin devlet" olarak adlandırılan gizli örgütlenmenin yukardan aşağıya hiyerarşisinde 8. sırada yer aldığı iddia ediliyor.
Peki bir numarada kim varmış? Herkes bunu merak ediyormuş, eğer bir açıklanırsa yer yerinden oynar, korkudan dudağımız uçuklarmış.
Hadi canım sen de
Bu palavralara gülüyorum, 1 numarayı da hiç merak etmiyorum.
Çünkü zaten biliyorum.
Nereden mi biliyorum. Çünkü yarım asırdan fazladır bu ülkede yaşıyorum. Hiç öyle gizli belgelere filan ulaşmaya gerek yok, dedektiflik hikayelerine de karnım tok. Her şey apaçık ortada.
Eğer dün yaşanan 1 Mayıs olaylarını şöyle gözucu ile TV kanallarından bile izlediyseniz, siz de biliyorsunuzdur bir numaranın kim olduğunu. Devlet içinde yer alıp da vatandaşlara karşı suç işleyenleri ve bu işleri yapan açık veya gizli örgütlenmeleri emir verip yönlendiren, sonra da işledikleri suçları görmezden gelip kayıran ve üstünü örten "1 numara" apaçık ortada değil mi yani?
Sen, ben, o, biz, hepimiz biliyoruz o bir numarayı... Dudaklarımız filan da uçuklamıyor. Bu bir sır değil. Bu kişi her zaman aynıdır ve başbakandır...
Demokrasi maskesi takmış otoriter devletimizin bir numarası hiç değişmez. Devlet aygıtında yer alıp da vatandaşa karşı suç işleyenlerini yönlendiren, işledikleri suçları görmezden gelip, koruyup, kollayıp suçların üstünü örten bir numara daima başbakandır.
Derin devlet denilen örgütlenmenin de bir numarası başbakandır. Ona bazen vatandaşa karşı işlenen suçları önceden değil sonra haber veriyor olabilirler ama bu önemli değil. Önemli olan başbakanların bu suçlardan haberdar oldukları zaman, o suçluları koruyup kollamalarıdır.
İki numara: İçişleri Bakanı
Bence iki numara da her zaman bellidir ve o da İçişleri Bakanıdır. Üç numara, dört numara filan gerisini bilemem ama biraz dikkat ederseniz onları da hemen anlarsınız.
Şu sıralarda adına "Ergenekon" denilen "derin devlet" örgütlenmesinin de bir numarası Recep Tayyip Erdoğan'dır. Daha önceki yıllardaki bir numara ise Mesut Yılmaz'dı, Bülent Ecevit'ti, Turgut Özal'dı, Bülent Ulusu idi, Süleyman Demirel idi vs.
Son zamanlarda bazı "Liberal" arkadaşlar, mevcut başbakanı "mazlum" gösterip, ona karşı "derin devlet komploları varmış gibi" acındırma numaraları ile kafa karıştırmaya çalıştılar.
Ama tekke 1 Mayıs günü iyice düştü ve kel ortaya çıktı.
Bir numara'nın, devletin bütün güçlerini nasıl vatandaşların üzerine sevkettiğini hepiniz / hepimiz dehşetle bir kez daha izledik. Bir numaranın her zaman başbakan olduğunu bir kez daha anladık. Bizim otoriter devletimizde yukardan aşağı hiyerarşi pek değişmez, bunu da gördük. Emniyet Müdürleri, valiler ve derin/ açık/ yarı açık devletin ceberrut görevlileri, vatandaşa karşı suç işlediklerinde "1 numara"lar tarafından korunup kollanırlar, bunu da apaçık izledik.
Eee peki neden sekiz numaralı olduğu söylenen general Veli Küçük, Ergenekon diye bir soruşturma kapsamında hapse girdi diye sorabilirsiniz. Eh bunu bilmeyecek ne var? O kişi kadrodan çıkarılmış yerine çoktan başkası alınmıştır. Kadrodan çıkarıldığının farkına bile varmadığı için hâlâ derin devlet görevlisi gibi davranıyordur, o yüzden kulağından tuttukları gibi bir yana atmışlardır o kadar.
Şu andaki 8 numara ise "badem veya pos bıyıklı" biri olabilir. Şöyle bir çevrenize iyi bakın gözünüze çarpar mutlaka.
Birileri bizleri, eski hikayelerle oyalayıp, yenilerini gözümüzden saklamak istedikleri için, "dudak uçuklatma" söylemleri ile akılları karıştırmaya çalışıyorlar.
Bir numara: Başbakan
Eğer otoriter ceberrut bir devlet ve bu devletin aygıtlarının tüm yaptıklarına kol kanat geren bir numaralı başbakanlarımız olmazsa, Ergenekon adı altında devlet içinde devlet gibi bir örgütlenme başbakanlardan habersiz ve onların arzuları hilafına bir ay bile yaşayabilir / yaşatılabilir mi sanıyorsunuz?
Şu 1 Mayıs günü vatandaşlara yapılanlara bir bakın.
Nazi kamplarındaki gibi, insanları neredeyse gaz odalarına çevirdikleri binalarda, zehirleyerek öldürmeye teşebbüs eden devlet aygıtına kim emir verdi sanıyorsunuz? Şimdi de bu işleri yapan görevlileri kim koruyor ve kolluyor? Hangi derin devletin bir numarası böyle bir emir verebilir?
1 Mayıs 1977'de hangi derin devletin, hangi Ergenekon'un bir numarası "Dağıtın bu kitleleri" diye emir verdiyse, otelin çatısından halkın üzerine ateş açanları gizledi ve ortaya çıkarmadıysa, kitle katliamına göz yumdu ise, şimdi de aynı bir numara "Taksim'e sokmayın dağıtın" diye emri verdi o kadar. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. 1 Numara o gün Süleyman Demirel ise bugün Erdoğan'dır.
Adına ister Ergenekon deyin ister ne derseniz deyin ceberrut devletlerin derin veya açık görevlileri tarafından, vatandaşa yönelik işlenen suçların bir numaralı sorumlusu Başbakandır. Ergenekon'un da bir numarası odur, derin devletin de.
Bu yüzden bir numaralı ismi duyarsak dudaklarımız uçuklarmış masalları bizi sadece güldürür. Hiç dudağımız filan uçuklamıyor. Çünkü her şey gözümüzün önünde oluyor.
Demokrasi mi?
Gizli komplolar düşleyerek, apaçık gerçekleri görmekten kaçınmanın anlamı yok. Bir numara gizli saklı değil tam tersine orta yerde.
1 Mayıs 1977'de de aynı Ergenekonlar yani gizli /açık/ yarı açık örgütlenmeler vardı. Bugün de aynısı var. Hepsinin başında da onları koruyup kollayan 1 numaralar.
Eğer başbakanlar "Bizim haberimiz yoktu" diyorlarsa ya bizi kandırıyorlardır, ya da kendilerini.
Demokrasi mi? O, bizim ülkeye galiba hiç uğramıyor. (FÖ/GG)
* Füsun Özbilgen, Galatasaray Üniversitesi, öğretim görevlisi, gazeteci