Fotoğraf: princess.com
Küreselleşme olgusu hayallerimizi ve şarkılarımızı bile çarpıttı. Bir minik canlı organizma, “O gemide olmak” için belki de koca bir yıl çalışıp para biriktiren ve taksitler altına giren insanların hallerini söndürdü.
Türkiye'de kalipso müziğinin temsilcilerinden Metin Ersoy'un 70'li yıllardaki "Vakit yok gemi kalkıyor" şarkısını bilmeyen yoktur.
“Kalipso kralı” olarak ünlenen rahmetli Metin Ersoy’un bu şarkısı şöyle deniz kenarında durup giden gemileri izleyen herkesin dudaklarında belirir:
Ah o gemide ben de olsaydım
Açık denizlere yol alsaydım..
Afrika ve Karayipler kökenli, insanın içini fıkır fıkır oynatan bu Kalipso şarkı vaktiyle insanların dillerden düşmezdi. Yıllar geçti müzikler değişti, ama şarkının sözleri unutulmadı. Çünkü hayallerimizi süsleyen bir şarkıydı. Dünya denizlerini dolaşma tutkusunu canlandırıyordu.
Uçaklarda o denizlerin üstünden aşıp dünyanın öbür ucuna en fazla 12-14 saatte ulaşsak bile gemide yolculuk etmenin keyfi başkadır. Hele şimdi o kocaman cruise denilen yüzen şehirler ile dolaşmak. Ben de o heyecana kapılıp birkaç yıl önce İstanbul’dan Barcelona’ya kadar gemi yolculuğu yapmıştım.
Benim gibi pek çok kişi de ya tüm yıl çalışıp taksitlerini ödeyerek ya da Türkiye'de yaşayanlar için değilse bile Avrupalılar için emekli maaşına bir gedik açarak bu gemilerle dolaşmak büyük bir keyif sayılıyordu. Öyle ya her limanda durup çevredeki kentleri gezip bol fotoğraflarla döndükten sonra bile uzun yıllar unutulmayacak bir serüven.
Küreselleşme eskiden gezginlerin ve maceraperestlerin dolaşmaya cesaret edebildiği dünyayı tüm insanlığa açtı. Böylece turizm denilen büyük bir iş alanı doğdu. Koskoca gemiler yapılıp dünya denizlerine salındı.
Kuzey kutbunda buzullar nasıl eriyor, aaa hadi gidip seyredelim.
Baltık denizinin limanlarında neler oluyor hadi gemiyle dolaşalım.
Sakura mevsiminde Japonya.. Aaa ne güzel gidip doyumsuz doğayı izleyelim.
Gemicilik şirketleri memnun, turistler mutlu. Paralar havalarda, denizlerde uçuşuyor. Gemilerdeki kumarhaneler şakır şakır para basıyor. Gemi yolcuları her akşam lüks salonlarda büyük eğlenceli show programları ile gecelerini şenlendiriyor.
Gündüz gemilerden motorlarla karaya ayak basıp yeni limanlar ve ülkeler keşfediliyor.
Teknolojinin getirdiği küreselleşmenin bütün imkanlarından yararlanıyor dünya halkları. Bir dolara geçinmek zorunda kalanlar değil de ayda birkaç bin dolar kazananlar katılıyor bu şenliğe kuşkusuz. Ya da bütün bir yıl birikimlerini o gemide olmak için harcayanlar.
Bu şenliğin günde bir dolara geçinmek zorunda olanlara da faydası oluyor elbette. Onlar da gelen turistlerin kameralarının vizörüne yakalanırken, turistlerin harcadıkları dolarlardan minik de olsa paylarına düşenlerle karınlarını doyurmaya çalışıyorlar.
İşte bütün bu şenliğe bir minicik göze görünmez canlı organizma turp sıktı bugünlerde: Koronavirüsü..
Japonya'nın Yokohama limanına yanaşan Diamond Princess adlı dev yolcu gemisi, corona virüsü şüphesiyle karantina altına alındı. "Pırlantaların prensesi"nde ölümcül bir virüs…
Koskoca cruise bir limanda kalakaldı. İçindekiler dışarı çıkamıyor ve her an yaklaşan dehşeti yaşıyorlar. Ölüm acaba kendilerine bulaştı mı? Gemide Koronavirüsü var, hastalar birer birer belirleniyor. Bu virüsü almadıklarını ispat etmeden dışarı çıkmaları yasak.
Gemi içinde kamaralarında hapis olmuş gün sayıyor ve dünyaya kendi durumlarını anlatan videolar yolluyorlar. O gemide olmak için ve evlenip balayına çıkmak için aylarca planlar yapan ve şimdi karantina altında bekleşen bir çiftin acıklı hallerini de tüm dünya izliyor.
Halbuki geminin web sitesinde onlara vaad edilenler başkaydı
“Diamond Princess, keşfedilmeyi bekleyen olağanüstü lezzetlerden oluşan bir hazine. Kai Sushi'de taze hazırlanmış sashimi'de yemek yiyin, göz kamaştırıcı Atrium'da sokak sanatçılarını izleyin ya da son teknoloji tiyatromuzda cömert bir prodüksiyon şovuna katılın. Eşsiz bir ikram için denizdeki türünün en büyüğü Izumi Japon Hamamı'nı ziyaret edin.”
Neye niyet neye kısmet!! Bundan sonra kim biner cruise gibi bir kapalı kutuya bilemem. Cesur maceraperestler herhalde.
Ünlü Rapçi Ceza
Ah o gemide ben de olsaydım sözleri yerine şimdi..
Ah o gemide ben de olmasaydım sözleri ile müzik yapılır.
Bu sözlerden bir kalipso şarkısı çıkmaz kuşkusuz.
Olsa olsa günümüz şarkı trendini uygun bir rap müziği yapılır.
Bunu da belki bizim rap müziğimizin kralı Ceza söyler. (FÖ/APA)