2023 yılının DokuFest’i 4-12 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşiyor. Geniş spektrumlu belgesel ve kısa film festivalinin yarışmalı bölümlerinde görev alacak jüriler geçenlerde açıklandı. Jüri üyeleri arasında aşina olduğumuz simalar da var.
Balkan Dox klasmanında yarışacak filmleri değerlendirecek jüri, Marlene Edoyan, Srđan Kovačević ve !f İstanbul Bağımsız Film Festivalinden hatırladığımız Zeynep Güzel’den müteşekkil.
Uluslararası kısa metrajlı belgeseller arasında seçimlerini yapacak jüri üyeleri ise Sahne Jehoul, Randa Maroufi ve SİYAD’dan tanıdığımız Ruggero Calich.
Festivalde yer alan dikkat çekici belgeselleri sizinle paylaşmaya devam ediyorum…
İktidarın çürümüşlüğü
Ağzında kocaman bir puro, elinde fiyakalı içki kadehi, siyasi rakiplerine yönelik olarak mütemadiyen sarfettiği aşağılama ve nefret ifadeleriyle Roger Stone, en az kendisi kadar tahammül edilemeyecek Donald Trump’ın danışmanı sıfatıyla seyirciyi tiksindiriyor. Nixon’ın suretini sırtında dövme olarak taşıması ABD Cumhuriyetçi geleneğinde mazisinin gayet köklü olduğunun ispatı.
Sinemacı Christoffer Guldbrandsen sevimsiz siyasetçiyi yakın markaja alma imkânını bularak, ortaya gayet şeffaf bir portre çıkarmayı başarıyor. Trump yönetiminin son aylarına odaklanıp Kongre’nin çapulcu sürüsü denilebilecek kişilerce basılmasına yakından şahit oluyoruz. Trump taraftarları Washington’a doğru ilerlerken seçim sonuçlarının hileli olduğunu iddia eden kampanyanın başındaki Roger Stone fanatiklerin şiddete başvurmasıyla, dinamiği yönetmeye çalıştığı otel süitini terk etmek durumunda kalıyor…
Gerçekleşme ihtimali uzun zamandır bilinen, beş kişinin ölümüne, 141 kişinin yaralanmasına sebep olan Kongre baskını, köklü gelenekleri olan bir siyasi partinin demokrasi karşıtı bir harekete dönüşmesi, retorik ifadelerin şiddete evrilmesi manasına geliyordu ve filmin yönetmeniyle de dalaşmaktan geri durmayan Roger Stone iktidardaki çürümüşlüğün utanmaz temsilcilerinden sadece biriydi.
2023 Danimarka yapımı 90 dakikalık A storm foretold adlı belgesel DokuFest’in hakikat peşindeki Truth Dox bölümünde zorlu rakiplerle yarışıyor.
Sosyal ayaklanma
Tüm toplumlar sosyal bir sözleşme fikrine dayalıdır. Bize denir ki, şayet çok çalışırsan, başkalarına hürmetle yaklaşırsan, oyunu kurallarına göre oynarsan, eninde sonunda karşılığını alırsın.
Fakat bu kuralları ihlal edenler de olur. Bunlar vergi cennetlerinin nimetlerinden yararlanıp yüksek kazançlarının topluma yansıması gereken yüzdesini kimseyle paylaşmazlar.
“Breaking Social” adlı belgesel, gezegende çağdaş haramilik ve yağmacılık şablonlarını incelemeye alıyor.
Meseleyi irdelemeye ve sahtekârlıkları afişe etmeye girişmiş, araştırmacı gazeteci Daphne Caruana Galizia’nın katledilmesi tam da bu dinamiklerin neticesi. Şili’de bir nehrin kuruması da öyle.
Fakat halk, tahammül çizgisi aşıldığında organize olmaya ve vaziyeti protesto etmeye başlar.
“Breaking Social” belgeselinde yerküre çapında sosyal ayaklanmaların ön saflarında mücadele edenlerle tanışıyoruz. Film haksızlıkların ve çürümüşlüğün aşılma ihtimallerini keşfe girişiyor.
Toplumumuzun temel taşlarını yeniden tasavvur ederken hepimizde var olan umut tohumlarının yeşermesi işten bile değil.
Fredrik Gertten’in adını yönetmen hanesinde gördüğümüz 2023 İsveç yapımı 93 dakikalık belgesel DokuFest’in Truth Dox yarışmasında yer alıyor.
Bir şehrin vefatı
İstanbul’un eski halini hatırlatan güzeller güzeli Lizbon şehrinin ortasındaki Bairro Alto mahallesindeyiz. Eski bir baskı atölyesinin binası yıkılmakta, yerine inşa edilecek lüks apartmanlara hazırlık yapılmaktadır. Yıkımın farkına varan yönetmen, seyirciye inşaatın ve inşaatta çalışanların suretini bir günlük olarak yansıtmayı seçiyor.
Film aslında iş odaklı bir rapor gibi başlayıp sinemacının doğduğu şehirle münasebetine ve onu inşa edenlerle ilişkisinin hikâyesine dönüşüyor. Ortaya çıkan netice polifonik bir anlatıma dönüşüyor, çalışma ve göçmenlik mazileri seyirciyle paylaşılırken şehirlerimizin “gelişim” kisvesi altında nasıl şiddete ve yıkıma maruz bırakıldığı afişe ediliyor.
Turizmden gelecek gelir adına tüm dünyada asırlık hazinelerin çarçur edilip birbirine tıpatıp benzeyen kişiliksiz mekânlar üretilmesi sıradan bir prosedüre dönüşmüş vaziyette.
İstanbullu bir sinemacının imparatorluklar başkentinin içler acısı halini belgelemesi, kendini İstanbullu sanan çakalların hakikati görmelerini sağlayıp yağmayı durdurmalarına önayak olur muydu acaba?
João Rosas imzalı “A morte de uma Cidade” (Death of a city) adlı 2022 Portekiz yapımı 116 dakikalık belgesel DokuFest’teki Doc Alliance bölümünün uzun metrajlılar klasmanında yer alıyor.
Savaşa HAYIR!
Savaştan kaçmak nasıl bir şeydir? Bu, şefkat dolu olduğu kadar kahredici film savaşın insanlara ödettiği bedeli bütün çıplaklığıyla gözümüze sokuyor. Rusya’nın işgal ettiği topraklardan kaçanların doluştuğu araba veya minibüslerde, kadın olsun, erkek olsun, genç veya yaşlı, birey veya aile olsun, hepsinde savaşın tesirlerini görüyor, kendilerini emniyette hissedecekleri coğrafyalara doğru yol alırken duygularını muhtelif biçimlerde dışa vurmalarına şahit oluyoruz.
Çocuklar bazen sessizce kitap okuyor, bir kadın geride bırakmak zorunda kaldığı ineği için gözyaşı döküyor, kimileri ise kelimeleri unutmuşçasına sessizliğe gömülüyor…
Bu trajedi, kaos ve altüst edilmiş hayatlara rağmen gelip geçici denebilecek mizah ve umut anları da yaşanmıyor değil!
Kamera arada binek araçlarının klostrofobik ortamından Ukrayna’nın muhteşem kırsal alanlarına açılmayı ihmal etmiyor. Savaşın yol açtığı kıyımla allak bullak olmuş coğrafyada perişan hale gelmiş toplulukların yıkım duygusunu hissetmemek ne mümkün!
Yönetmen Maciek Hamela’nın imzasını taşıyan “Skąd dokąd” (In the rearview) adlı 2023 Polonya-Fransa-Ukrayna ortak yapımı 84 dakikalık belgesel DokuFest’in Uluslararası Uzun Metrajlı Belgeseller klasmanında yarışıyor.
(MT/AÖ)