19 yaşında bir genç kadın ağabeyinin tecavüzüne uğruyor, hamile kalıyor ve bir çocuğu oluyor, kadına babası da tecavüz ediyor, bundan üç ay önce birlikte yaşadığı adam, onu başka erkeklerle birlikte olmaya zorluyor. Kadın şikayetçi oluyor.
Bugün birçok gazetede kadına yönelik şiddet/cinsel şiddetin şahikasına vardığı bu olayı okuduk. Yukarıda haberlerde düşünmeden, özensizce verilen ayrıntılardan, cinsiyetçi kalıplardan arındırarak hakikati birkaç cümlede yazmaya çalıştım.
Kadının adını ve yüzünü saklamak gereğini asla duymamış bu haberler dizisine bakacak olursak bu genç kadın ağabeyinin ve babasının tecavüzünün ardından "kaçıp kurtulmak" için bir adamla nikahsız evleniyor (ne demekse?), sonra o adam kadını "satıyor" (nasıl bir ifadeyse?) kadın sonunda şikayet ediyor, vs...
Ayrıntılar arasında, kadının para karşılığında evlatlık verildiği gibi bir bilgi var örneğin. Ve elbette tereddütsüz yazdıkları bu bilginin kaynağı yok, apaçık, doğrulatma ihtiyacı duyulmamış, kadının başına gelenlerleyse nasıl bir ilgisi olduğundan hiç sözedilmiyor.
Bu olay baştan sona insanın için çok derinden sızlatıyor. Ancak olayın medyadaki temsili neredeyse olayın kendisi kadar can acıtıyor. MEDİZ'in geçen haftaki Medya ve Cinsiyetçilik konferansında birçok örnekle takdim edilen tablo işte yine burada...
Vatan'a bakalım... Çocuk yaşta para karşılığında evlatlık verilen kadın bir yıl önce ağabeyinin kendisine tecavüz ettiğini, hamile kalıp bir kız bebek dünyaya getirdiğini, üç ay önce babasının tecavüzüne uğrayınca kurtulmak için kaçıp nikahsız evlendiği kişinin de kendisini erkeklere pazarladığını iddia etti. İddia üzerine baba ile nikahsız eş gözaltına alındı.
Nereden biliyoruz?
Haberin "iddia edildi" ifadesiyle aktarılması yanlış birşey değil ancak böyle bir durumda "söylemek" fiilini tercih etmek hem olduğunu kesin olarak bilmediğimiz bir olayı "olmuş" gibi yansıtmaktan kurtarır, hem de kadına yaklaşımımızı insanileştirir.
Ayrıca madem bunca titizlik gösteriliyor, neden kadının para karşılığı evlatlık verildiği gibi bilgiler "iddia edilmiyor" da, kesinmiş gibi kabul ediliyor?
Çocuk yaşta para karşılığı evlat verildiğini nerden biliyoruz?
Haberlerin dilinde tamamen bir muğlaklık hakim. Neyin ne zaman olduğu hakkında en ufak bir fikrimiz olamıyor mesela başvuru kaynağımız bu haberler olunca.
"Nikahsız evlenmek" ne demek? Belli ki, kadın belki de kendi isteği de olmadan bir adamla birlikte yaşıyor. Üstelik zaten adamın kadını başka erkeklerle birlikte olmaya zorladığı ortaya çıkmış... Burada kadının tamamen özgürlüğünden alıkonulduğundan bile sözedilebilir.
Haber şöyle devam ediyor: "...Yaşadığı acı dolu olayı unutmaya çalışırken babasının tecavüzüyle yıkıldığını anlatan kadın bunun üzerine evden kaçtığında tanıştığı 30 yaşındaki Bilal Kurt ile nikahsız yaşamaya başladığını kaydederek, 'Beni bulunduğum hayattan kurtaracağı umuduyla evlendiğim adam da ihanet etti. Beni, arkadaşı 35 yaşındaki Murat Kılıç, aracılığıyla erkeklere pazarladı. Hepsinden şikayetçiyim' dedi."
Haberlerin kustuğu...
Yaşadığı acı olayı unutmak mı? Bir kere bu asla unutulabilecek birşey değil belki ancak toplumsal mekanizmaların telafi etmeye çalışabileceği bir hak ilhlali... Baştan sona...
Başlık da şu: Genç kızın göz yaşartan dramı...
Bu hikaye göz yaşartmaktan daha fazlasını yapıyor ancak bu haberi kadına yönelik şiddet çerçevesinde görmemek, şiddetin pornografisi olarak sunmak, iştah açıcı olarak kullanmak insanı hüngür hüngür ağlatabilir.
Radikal de aynen adını yazmış, bütün gereksiz detayları almış. Başlık da şöyle: Genç kıza tecavüz etmeyen kalmamış
Bu cümle aslında maço bilinçaltını dolu dolu kusan bir cümle... Bu aslında "yatmadığı kalmamıştır" demekle aynı. Kadın "mağdur" ya, tecavüze uğramış ya, bir de "acıklı" hikaye yazılacak ya... Ortak erkek akıl bunu alıyor, karıştırıyor, ters çeviriyor, hop manşet çıkıyor... Toplumun erkek ruhu, "izin almadan" ve "çekinmeden" cinsel ilişki kuran kadınlar için bu cümleyi hep yeniden kurar, bazen sesli bazen içinden...
Hürriyet: O da "canavar aile" kurbanı.
Canavar aile falan değil... Canavar kadına yönelik cinsel şiddet... Kadın da "kurban" değil, şiddet mağduru... Ama tabii "kurban" diye görmeseler haber yapmayacaklardı ki...
Milliyet'inki de çok yaratıcı: Aile Boyu Tecavüz
Bu haberlerin "cinsiyetçi olmaları dışındaki ortak yanları, kent ve ilçeyi belirtmeleri, kadının gözler mozaikli bile olsa kim olduğunun anlaşılmasını sağlayan fotoğraflarını basmaları, "genç kız" terimini, sanki "matah" birşeymiş, "ne hadlerineyse ve ne ifade ediyorsa, masumiyetini ona iade ediyoruz" dercesine kullanmaları...
Fotoğrafısz tecavüz haberi olur mu? Sonra kim şiddet röntgenleyecek, kimin pornografik damarı şişirilecek? Pornografi rıza ile üretildiği takdirde ahlaki yargılarla değerlendirilmesine hiç gerek olmayan bir şey. Ancak kötü bir hikayeyi pornografik atmosfer üretmek için kullanmak başka türlü bir izinsiz duhul...
Keşke...
O kadın bundan sonra, aslında eskiden de iyi olmayan hayatına "eskisi gibi" devam edemeyecek... Herkes tanıyor, herkes biliyor...
Keşke dün gece yarısı gazeteler baskıya giderken bir mucize olsaydı da bu haberlerin sorumluları teşhir edilecek olanın kadın değil, ona yönelik şiddet olduğunu bilmiş olsalardı...
Keşke bu kadının bu güne kadar sığınabileceği bir sığınak, varsa ona ulaşabileceği yolları olsaydı, ya da o yolları ona gösterecek bir gazete, yayın... (NZ/GG)