Yakın bir örnek: Tecavüz mağduru kadın, hakkında yapılan haberlerden dolayı ikinci kez şiddete uğradığını söylüyor, "Asıl mağduriyet şimdi başladı. Medya haber değeri ile insan değeri arasında bir seçim yapmayı düşünmeli" diyor, çünkü artık onu herkes tanıyor.
Oysa tecavüzün şiddeti tekrar etmeden haberleşmesi mümkün ve gazetecilik etiği açısından bu bir zorunluluk.
Tecavüzün "gizlenen", kayıt altına alınamayan, rapor edilmeyen suçların başında gelmesi haberini yaparken titizlenmeyi gerektiriyor. Mağdurun bir de medya tarafından damgalanması, hem onun yaşadığı travmayı artırıyor, hem de diğer mağdurların öne çıkmasını engelliyor; tecavüzün cezasız kalmasını perçinliyor.
Kimliğin gizli tutulması
Fotoğraf kullanmaktan kaçınmak bir yol ise de, diğer bir yol eğer kullanıyorsa kişinin "tanınmasına engel olacak" halde fotoğrafın verilmesi. Tanınmaktan kasıt sadece okurun, izleyenin, toplumun değil mağdurun yakınlarının bile onun kim olduğunu anlamamaları.
Mağdurun açık ismi ve soyadının baş harfi ya da isminin baş harfi ve açık soyadı şeklinde isim ve soyadının baş harfleri kullanılmalı. Çalıştığı şirket, kurum ismi verilmemeli. Hangi semtte yaşadığına dair ayrıntılı bilgi de kullanılmamalı. Örneğin "oyuncu, sanatçı, hemşire, hostes" gibi mesleği de sadece kimliğini gizli tutmak için, damgalamamak için verilmemeli.
Mağdurun tanınmasına neden olacak şekilde habercilik yapmayı Basın Kanunu da yasaklıyor.
Haber dili ve içeriği
"Ünlü oyuncuya tecavüz", "Taksim'de yılbaşı kutlayan turiste tecavüz", "Alkollü kadına tecavüz" gibi tecavüzü normalleştiren, sanki ünlü/yabancı/oyuncu/alkollü olunca tecavüz yaşanabilirmiş algısını yaratan başlıklar atmaktan kaçınmalı.
Gazeteci, tecavüzün bireysel olduğu kadar toplumsal bir olay olduğunu, olayın toplumsal cinsiyetle ilişkisini kurarak vermeli. Tecavüz mağdurunun rehabilitasyonuyla ilgili çalışmalar, bu alanda çalışan uzmanların, örgütlerin sesleri duyurulmalı. Tecavüz mağdurlarının başvurabileceği adresler gösterilmeli
Devletin tecavüz ve kadına yönelik cinsel şiddeti önleme sorumluluğu hatılatılmalı. Yasal düzenlemeler, uygulama ve sistemdeki eksiklikler vurgulanmalı; bunların giderilmesi için yapılması gerekenler araştırılmalı.
Başbakanlığın 2006 Kadına Yönelik Şiddet genelgesinden medya da sorumlu. Genelge dışında 3984 sayılı Radyo Televizyonların Kuruluş Yayınları Hakkında Kanun'da yayın ilkeleri arasında (...) kadına şiddet ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi hüküm altında.
Bir diğer husus, tecavüz ettiği iddia edilen kişinin suçu ispatlanmamışsa kimliğinin gizli tutulması, suçu ispat edilmişse de mesleği, etnik kimliği gibi kişisel bilgileriyle saldırı arasında bağlantı kurulmaması, damgalanmaması. (EZÖ)