Yine annesinin katili haberi... Pazar günü (25 Mayıs) hurriyet.com.tr'nin manşetlerinden biri; "Anasının kuzusu anasının katili" oldu... Büyük bir yaratıcılık eseri olduğu varsayılan bu başlık insana içinden "Bu gazetelerin manşetine düşeceğime çukura düşerim daha iyi" dedirtiyor sahiden...
Bir hayatları var...
Öldürülen kadının (anne), 16 yaşındaki çocuğun ve aslında bütün bu hoyratlığa en hafif derecede uğrayan adamın sanki hiç bir hayatları yokmuş, o an, o haberdeki kadar varlarmış gibi acımasızca "arenaya" çıkarılmaları dayanılır gibi değil...
hurriyet.com.tr'nin haberinden anlaşılan şu:
16 yaşında bir "çocuk" 24 Mayıs sabahı sabah eve çağırdığı Osman Demir 'le annesini bıçaklayıp öldürüyor, cesedi taksiyle eski bir maden ocağına taşıyor, tiner döküp ateşe veriyor. Tinerin parlamasıyla çocuk ve adaın elbiseleri de tutuşuyor, hafif yaralanıyorlar, eve gelip elbiselerini değiştirdikten sonra yanık tedavisi için Atatürk Devlet Hastanesi'ne gidiyorlar, hastane polisi, şüphelenip ifadelerini alınca cinayet ortaya çıkıyor. Polis Demir'in ifadesini alırken çocuk hastaneden kaçıyor. Maden ocağına giden polisler Gülüm Güneş'in kömürleşmiş cesediyle karşılaşıyır. Birkaç saat sonra yakalanan çocuk "Pişman değilim" diyor, çocuk internette çeşitli cinayetlerle ilgili bilgileri CD'ye kopyaladığını söylüyor.
Haber metninde "fail" olarak çocuk öne çıkarılıyor, "16 yaşındaki çocuk Osman Demir'le" birlikte yapıyor her şeyi... Polisin ifadesinde anlatılanlar yine "kesinmiş" gibi kabul ediliyor...
Kan donduruyor ama "itiraflar" değil...
İnsan bin kere aynı şeyleri söyleyince hakikaten kendini başöğrtemen gibi hissediyor fakat; bu çocuğun fotoğrafı basılamaz, ki hurriyet.com.tr de, Vatan da basmış, Emniyet'teki ifadeler "hakikat"miş gibi kabul edilemez...
Cinayet faili de olsa insanlara "canavar" muamelesi yapılamaz, vs..
Vatan da "Anne katilinden kan donduran itiraf" diyor...
Hemen hemen aynı şeyler... Bir fazla, çocuk ifadesinde yıllardır kendisine tecavüz edildiğini de söylemiş. Artık bu cümleyle çocuğa "acımamız mı" isteniyor, yoksa zaten kendinden büyük sevgilisiyle ima edilen cinsel içeriği arka planda "şişirmemiz mi" isteniyor, belli değil... İkisi de kötü...
Uzun sözün kısası, hayatta kötü şeyler var, cinayet, tecavüz, ölüm, vs... Ama daha kötüsü cinayetin, tecavüzün, ölümün eril perspektiften acımasızca hikaye edilişi, "anne katili kadınlar" icat edilmesi, "suç"un ve "ceza"nın bağlamı dışında toplu infialler yolunda parlatılması var... (NZ/GG)