Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku (EDÖB) 2011 seçim beyannamesinde tarım ve hayvancılığın kooperatif temelli politikalar üzerine oturtulması önemli bir eksikliğe dikkat çekmesi bakımından doğru ancak yetersizdir.
Bu beyannameyi diğer partilerin beyannamelerinden farklı kılan yanı, konfederal bir yapı içinde özerk bir yapıyı savunmasıdır. Ayrıca şu ana kadar incelediğimiz beyannamelerin içinde en çevreci, doğal varlıkları korumaya özen gösteren/ esas alan beyannamedir diyebiliriz.
Tarım ve hayvancılığın bitirilmesine izin verilmeyecek!
EDÖB: Kooperatifleşme esas alınacak, kooperatiflerin konfederal bir yapı içinde tamamen özerk bir yapıya kavuşmaları için yasal düzenlemeler yapılacak, maddi yönden çok güçlü kurumlar haline gelmesi sağlanacak; her türden siyasi müdahale ve yönlendirmeye karşı etkin tedbirler alınacak.Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin tarım ürünleri piyasalarının düzenlenmesinde etkin olabilmeleri için tedbirler alınarak, günümüz gerçeklerine uygun yeni düzenlemelere gidilecek; tarımsal kalkınmada, kooperatiflere belirleyici düzeyde rol biçilecektir.
Kooperatiflerin esas alınması, tarım ve tarımcı için önemli bir ihtiyacının altının çizilmesi olarak görülmelidir. "Kooperatiflerin konfederal bir yapı içinde tamamen özerk yapıya kavuşmaları için yasal düzenlemeler yapılacak" talepleri, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) özerklik politikalarına paralel bir politika olarak görülüp, değerlendirilmelidir. Şirketlere alternatif kurulan kooperatiflerin maddi yönden güçlendirilmesi, çiftçilerimizin üretimden pazarlamaya kadar bütün zincirin halkalarına egemen kılınabilmesi açısından gerekli ve doğrudur. Kooperatiflerin gerek seçimlerinin gerekse yönetiminin demokratik olarak şekillenmesi gerekliliğinden bahsedilmemesi ise önemli bir eksiklik olarak göze çarpıyor.
EDÖB: Boşaltılan köylerin isteğe bağlı olarak ve köylülerin arzusu doğrultusunda yeniden inşası sağlanarak bu bölgelerde atıl durumda olan tarım arazileri faaliyete geçirilecektir. Bu köylülere, uğradıkları zararlar hiçbir zorluk çıkarılmadan ödenecek, köye dönüş ve tarım, hayvancılık için hibe yardımlarda bulunulacaktır. Ziraat mühendisleri ve veterinerlerin tarım ve hayvancılık sektöründe kooperatifler bünyesinde yeterli hizmeti verebilecek şekilde istihdam edilmeleri sağlanacak; kooperatifler ve hizmet alacak kesimlerden oluşturulacak fondan karşılanması koşulu ile Sorumlu Danışmanlık Sistemi geliştirilecek,
Boşaltılan köylere dönüşe destek olunacak politikalar hak teslimi açısından adil bir davranıştır. "Bu köylülere, uğradıkları zararlar hiçbir zorluk çıkarılmadan ödenecek, köye dönüş ve tarım, hayvancılık için hibe yardımlarda bulunulacaktır", cümlesindeki "hibe" kelimesi lütfetmeyi içerdiği için yanlıştır. Bunun yerine "telafi edici ödemeler" yapılacaktır, ibaresini kullanmak daha doğru olurdu.
Ziraat mühendisleri ile veteriner hekimlerin çiftçilerle buluşturulmaları doğru, ancak hizmet alacak kesimlerden oluşturulacak fondan karşılanması koşulu, hizmetin özelleştirilmesi anlamına geleceğinden yanlıştır. İstihdam edilen elemanların ücretlerinin vergilerden oluşan/oluşturulan merkezi bütçeden karşılanması talebinde bulunmak daha doğru olur. Aksi durum hizmetin özelleştirilmesi demek olacağından dolayı kabul edilemez.
EMEK, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK BLOKU (EDÖB): Tarım ve hayvancılıkta doğal kaynakların ve çevrenin korunması, geliştirilmesi, gen kaynaklarının korunması, ekolojik tarımın verimde bir azalma yaratmayacak önlemler alınarak yaygınlaştırılması esas alınacak, tohumda dışa bağımlılığa son verilecek,
Sağlıklı ve besin maddeleri bakımından zengin gıda elde etmek ve toprak ile suyun kirlenmemesi için gen varlıklarımızın korunması, ekolojik tarıma geçilmesi doğru bir politik önermedir. Ancak kavram olarak "doğal kaynak" yerine "doğal varlık", "gen kaynağı" yerine de "gen varlığı" kavramlarının kullanılması gerekiyor, çünkü "varlık" kelimesi yerine "kaynak" kelimesinin kullanılması, doğal varlıklar ile gen varlıklarının ticarete konu edilmesine neden olur. Bu her iki kavramın beyannamedeki gibi kullanılması bu bakımdan yanlıştır.
Ayrıca şirket tarımcılığı mı yoksa küçük çiftçiliğin korunması, yaygınlaştırılması mı konularında politik tutum belirlenmemiş olması önemli eksik olarak görülebilir.
Çevre, doğa ve ekoloji
EDÖB: Ormanlık alanların ne sebep altında olursa olsun talanına, özelleştirilmesine, inşaat alanı olarak kullanılmasına izin verilmeyecek,
Doğru ve yerinde bir politik saptamadır.
EDÖB: Akarsuların, denizlerin, göllerin, yer altı sularının ve toprağın sanayi atıkları ile kirletilmesi kesinlikle engellenecek,
Doğal varlıklarımızın sanayi atıklarıyla kirletilmemesi politikaları doğrudur. Ancak endüstriyel tarım yüzünden akarsuların, yeraltı sularının, göllerin ve denizlerin kirletiliyor olmasından söz edilmemesi bir eksikliktir.
EDÖB: Hasankeyf, Munzur, Allionai, gibi tarih ve kültür mirasları, Karadeniz‟deki doğal güzellikler Hidroelektrik santrallerine (HES) kurban edilmeyecek, buralarda başlayan HES faaliyetlerine derhal son verilecek,
HES faaliyetlerine derhal son verilmesi doğru olduğu gibi, alkışlanacak da bir politik tutumdur.
EDÖB: Siyanürle altın arama uygulamasına son verilecek,
HES'ler gibi siyanür liçi yöntemiyle yapılan altın madenciliği de ekolojik açıdan çok büyük tahribat içeriyor. Bu faaliyetlere son verilmesi doğrultusunda belirlenen politika doğru bir politikadır. Ancak teknik olarak "siyanürle altın arama" ifadesi yanlıştır. Bu ifade, ilgili maden şirketleri tarafından sadece arama safhası kastedilecek biçimde "altın ararken siyanür kullanmıyoruz ki!" denerek manipüle ediliyor. Bu yüzden "siyanür liçi kullanılan altın madenciliği" denmesi doğru olacaktır.
EDÖB: Nükleer enerji ve fosil enerji kaynakları yerine; "Merkezi Enerji Konseyi"nce hazırlanacak; yeterli, yerli, çevreci, temiz, sürdürülebilir yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının sağlanmasını amaçlayan yeni bir; "Merkezi Enerji Strateji Planı" oluşturulacak, ekolojik yapıyı ve toplum yararını gözeten bir politika izlenecek, özelleştirmelere son verilecek, enerjinin üretimi, iletimi ve dağıtımı merkezi olarak planlanacaktır.
Bu maddede söylenenler büyük ölçüde doğrudur. Ancak nükleer santrallerin kurulduğu yörelerde halkın karar alma süreçlerinde belirleyici rol almalarını sağlayıcı mekanizmaların düşünülmemesi ve önerilmemesi "Merkezi Enerji Konseyi"ne havale edilmesi yanlıştır. (AA/BA)