Siyasi partiler iktidara gelmeleri durumunda, hangi konuda hangi adımları atacaklarını, ne tür düzenlemeler yapacağını 'Seçim Beyannameleri'nde açıkladılar.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi (Gıda Hareketi), seçimler öncesinde siyasi partilerin seçim beyannamelerini inceledi ve "Tarım, gıda güvenliği, tohum ve GDO" başlıklı bir rapor yayımladı.
Gıda Hareketi raporu tek cümlelik sonucu şu: "Ne yazık ki, adı geçen başlıklarla ilgili hiçbir partide gerçekçi çözüm önerisi ve proje göremedik."
Yani genellikle çiftçilere yönelik 'tarım' başlığındaki vaatlerin dışarıda bırakılırsa; Gıda Hareketi, tohum, genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) ve gıda güvenliğine dair yetkin proje ve çözüme sahip hiçbir parti bulamamış.
Bir iki istisna var tabii. Rapora göre Demokrat Parti (DP), Demokratik Sol Parti (DSP) ve Has Parti, GDO konusunda çalakalem vaatler sunuyor. 'Tohum' konusunda ise DP dışında neredeyse hiçbir partinin somut bir cümlesi dahi yok.
Gıda Hareketi raporu "Beyannamelerinde bazı partilerin gıda güvenliğini, nişasta bazlı şekere indirgediğini görmek çok üzücü..." diyor.
AKP: "Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır"
AKP beyannamesi 8,5 yıllık iktidarı sürecinde tarım, gıda güvenliği, tohum ve GDO başlıklarında yaptığı çalışmalarını saymanın ötesinde yeni bir taahhüt sunmuyor.
Gıda Hareketi iktidara en yakın parti olduğu düşünülen AKP'nin bu tavrını "kaygı verici" buluyor: "Bugüne kadar yürütülen tarım politikalarının aynı şekilde sürmesi, Türkiye için büyük bir talihsizlik demektir".
Raporda 8,5 yıllık AKP iktidarında gıda konusunda yapılan çalışmalar şöyle özetleniyor:
* Mevcut iktidar döneminde çıkarılan Tohumculuk Yasası'na göre, çiftçinin kendi ürettiği tohumu satması yasak. Yaklaşık 20 yıl önce tek bir çekirdek tohum ithal etmeyen Türkiye, bugün yıllık 1,5 milyar dolarlık tohum ithal eder hale getirilmiş, tohum konusunda adeta küresel tröstlere bağımlı kılındı.
* Türkiye'nin gıda güvenliği meselesi geçtiğimiz yıl gazete manşetlerine, "Gıdada çok vahim tablo", "Sucukta domuz, biberde zehir" şeklinde yansımıştı. 7 Haziran 2011'de açıklanan Avrupa Komisyonu Taklit Mallar Komitesi, OECD ve Dünya Gümrük Teşkilatı'nın araştırmalarına göre, Türkiye'de en çok gıda ve ilaç taklidi yapılıyor ve yıllık taklit ürün miktarı 6 milyar doları buluyor.
* 2010 yılı verileri seçim öncesinde bir türlü yayınlanmasa bile, 2009 verileri tek başına endişelenmek için yeterli. 73 milyonluk Türkiye'de, 2009 yılında sadece 22.172 ürün denetimi yapılmış. Günlük 80 milyon, yıllık ise 30 milyar ekmek tüketilen bu ülkede bir yılda sadece 309 adet ekmek denetimi yapılmış. Oysa beş milyon nüfusa sahip Bosna Hersek'te, -AB raporlarınagöre- yıllık 600 binden fazla gıda denetimi yapılıyor.
Beyannamelerde ne yazıyor?
Raporda Gıda Hareketi'nin hiçbir siyasi partiye yakın ya da uzak olmadığı özellikle belirtiliyor ve raporunda parti beyannamelerinde ilgilendikleri konular hakkında yazılanları alt alta sıralıyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)
Tarım: Ak Parti, Seçim Beyannamesi'nde tarımla ilgili sadece iktidarı dönemindeki politikalar anlatılıyor (ki bunlar yukarıda kısaca özetlendi) ve yeni bir hedef ortaya koyulmuyor.
Gıda güvenliği: "Uygulamaya girecek yeni Hal Yasası ile sebze ve meyve ticaretinde tarladan sofraya güvenli bir dönem başlayacak. Tüketicinin yeterli, kaliteli, güvenilir, sağlıklı ve uygun fiyatlı mal talebi karşılanabilecek. Tarladan Sofraya Gıda Güvenliği'nin sağlanması ve çiftçilerimizin bilgi ve teknik yöntemler konusundaki ihtiyaçlarının yerinde, zamanında ve yeterli düzeyde karşılanabilmesi amacıyla tarımsal eğitim ve yayım hizmetleri çeşitlendirilerek geliştirilecek."
Tohum: "Genetik kaynaklarımız biyoteknoloji ile bütünleştirilerek ülkemizin bölgesinde lider bir tarımsal teknoloji transfer merkezi haline getirilmesi hedefimizdir."
GDO: ... ( AKP Seçim Beyannâmesi'nde GDO ile ilgili hiçbir bilgiye yer verilmiyor.)
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
Tarım: Tarımsal altyapı yatırımlarını hızla tamamlayacağız. 2023'e kadar 110 milyon dönüm araziyi toplulaştıracak, dört milyon dönüm sulama yatırımı yapacağız. İleri seracılık tekniklerinin yaygın kullanımı, tohumluk, gübre, ilaç ve verimliliği artırıcı diğer girdilerin akılcı kullanımı ve kalitenin geliştirilmesini destekleyecek, tarım sektörünü modern işletmecilik yapısına kavuşturacağız. Yüksek verimli ve kaliteli tohum ve damızlık hayvan üretip çiftçimize dağıtacak, üreticimizi dış ülkelere muhtaç olmaktan kurtaracağız. Tarım ve hayvancılıkta iç üretimi artırıp, ithalatı azaltacağız. Üretimde akılcı planlanma ile kısa sürede ülkemizi dışarıya mal satan bir ülke haline getireceğiz. Tarıma dayalı sanayileri geliştirecek, Küçük Ölçekli Tarımsal Sanayi Siteleri, Organize Tarım Bölgeleri ve Organize Tarımsal Sanayi Bölgeleri kuracağız.
Gıda güvenliği: Üreticiden tüketiciye doğrudan pazarlama kanallarını geliştirecek, tüketici sofrasına uygun fiyatlı ve sağlıklı gıdanın ulaşmasını sağlayacağız.
Tohum: ... (CHP'nin Seçim Beyannâmesi'nde tohumla ile ilgili hiçbir bilgiye yer verilmiyor.)
GDO: ... (CHP'nin Seçim Beyannâmesi'nde GDO ile ilgili hiçbir bilgiye yer verilmiyor.)
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
Tarım: Halen çiftçilere sağlanan GSYH'nın yüzde 0,5'i düzeyindeki devlet desteği ilk etapta yüzde 1'e yükseltilecek, sonraki yıllarda ise kademeli olarak artırılarak yüzde 1,5 düzeyine ulaştırılacaktır... Küçük çiftçilerin desteklenmesi amacıyla mazot, gübre, ilaç, tohum, fide gibi temel tarımsal girdilerin üzerindeki ÖTV ve KDV kaldırılacaktır... Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrik tarifesi farklılaştırılarak çiftçilerimizin ucuz elektrik kullanmaları sağlanacaktır... Ülkemiz için stratejik öneme sahip buğday, mısır, pamuk, soya, ayçiçeği, çeltik, fındık, üzüm, kayısı, zeytin, yerfıstığı v.b. gibi ürünlerimiz için özel destekleme programları geliştirilecek ve bu ürünlere fiyat garantisi verilecektir... Hazine ile olan uyuşmazlıklar giderilecek ve araziler kullanıcılarına uzun vadeli olarak kiralanacaktır. Tarımsal ihracata sağlanan destekler artırılacak ve özellikle arz fazlası ürünlere ihracat ve pazarlama desteği sağlanacaktır. Gıda güvenliği ülkemizde gıda güvenliği ve güvenilirliği çağdaş normlara ulaştırılacak, tüketicinin korunması ve bilinçlendirilmesi sağlanacaktır. Tarımsal ürün ve mamul maddeler akredite laboratuarlarda analiz edilerek, tüketici sağlığı korunacaktır.
Tohum: Tohum üretim ve genetik araştırmalar merkezi kurulacaktır.
GDO: Genetiği bozulmamış ürünlerin korunması ve geliştirilmesine önem verilecektir. Bitki ve hayvan varlığının korunması amacıyla "Gen Bankası" kurulacaktır.
Sonuç olarak: "Gıda politikaları değişmeli"
Gıda Hareketi seçime giren siyasi partilerin (Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku beyannamesi bu nedenle incelenmemiş) beyannamelerini alt alta sıraladıktan sonra sonuç bölümünde şöyle bir özet yapıyor:
"Türkiye, 20 yıl önce (1991) ithal ettiği tarım ürününün 2,21 katını ihraç ederken, bugün ithalatı ihracatından fazla yani, tarımda kendi kendine yetemez hâle gelmiş durumda. 2002 yılında nüfusun yüzde 34,9'u tarımdan geçinirken, bu oran bugün yüzde 24'e geriledi.
Siyasilerin hedefi, tarımsal istihdamı yüzde beşlere çekmek. Bugün çalışma çağındaki insanların yüzde 12'si işsiz bir ülkenin, halkını toprak ve tarımdan uzaklaştırması hiçbir açıdan doğru bir tercih olamaz.
Tarımın altından değerli olduğu ve küresel güçler tarafından -en etkin- silah olarak kullanıldığı bir dünyada, toplumun tarımdan uzaklaştırılması hatta utandırılması kaygı verici politik bir tercihtir.
Son 20 yılda tohumda küresel tohum şirketlerine bağımlı hâle gelmiş, tahıl ve sebze üretimi azalmış, tarımsal ürün ithalatı ihracatını geçmiş, hayvan miktarı hızla küçüldüğü için canlı hayvan veya et ithaline mecbur kalmış, tarımda üç kat küçülmüş ve artık kendi kendine yetemez bir ülke hâline gelmiş bir Türkiye manzarası ile karşı karşıyayız.
Maalesef bu fotoğrafın, seçim beyannamelerinin hiç birinde zikredilmemesi ve siyasetçilerin konuyu yeterince bilmemesi yahut da ilgi duymaması kaygı vericidir.
Dışarıdan siyasetçi ithal edemeyeceğimize göre, bize düşen siyasetçileri uyarmak. (HK)
Raporun tamamı için tıklayın.