2002 yılının Avrupa Birliği (AB) yanlısı, evrensel standartllarda haklar, özgürlükler ve demokrasiden bahseden AK Partisinin rolünü Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kapmış gibi duruyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) siyasi ve sosyal alanda muhafazakar statükoculuğa, ekonomi alanında da neoliberal ve sınırsız piyasa anlayışına iyice sarılarak bu çizgide istikrar aradığını beyan ederken, hak ve özgürlükler konusunda çoğulcu, demokrat ve özgürlükçü, ekonomi alanında ise sosyal demokrat ve hak temelli sosyal devlet anlayışını CHP üstlenmiş gibi duruyor.
CHP'nin çok kapsamlı ve değişimci bildirgesi, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun bildirgesi ile burada işlenen başlıklar altında bakıldığında, özerk bölgelerin idari bölgeler olarak yasallaşıp tanımlanması planında ve Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun ekolojik anayasaya ve eko kentlere yaptığı vurgu konusunda özellikle ayrışmakta.
Blok bildirgesi ayrıca Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu kurulması ve geçmişle yüzleşilmesi konusunda net taleplerde bulunuyor. CHP bildirgesi Kayıplar ve Faili Meçhulleri Araştırma Komisyonu (Yasa ile kurulacak) (s. 69) demiş.
Blok Bildirgesi 'kooperatiflerin konfederal bir yapı içinde tamamen özerk bir yapıya kavuşturulması' için yasal düzenlemeler yapılacağını söylemiş. Blok bildirgesi ayrıca burada işlenmeyen dış politika konularında farklı bir yaklaşım sergiliyor, 'tüm bölge halklarıyla ortak mücadele cephesini savunacak ve bundan hareketle bölgede Demokratik Halklar Konfederasyonu hedefiyle hareket edecektir,' deniyor. Bu yönleriyle Blokun bildirgesi CHP'nin de AKP'nin de programından net şekilde ayrışmakta.
Bu çalışmada AKP, CHP ve Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun seçim bildirgelerini "Temel Haklar", "Kadınlar", "Emek ve Sosyal Haklar", "Yerel Yönetim Reformu" ve "Üslup" başlıkları çerçevesinde karşılaştırmalı bir şekilde değerlendireceğiz.
Temel Haklar
'AK Parti Seçim Beyannamesi'nde temel haklar
Temel Haklar bir başlık altında toplanmamış durumda. O yüzden 'İleri Demokrasi' başlığı altında bir okuma yapmak sonra da farklı toplum kesimlerinden bahsedilen 'Güçlü Toplum' başlığı altında yoğunlaşmak gerekiyor.
Metnin temel haklarla ilgili içerdiği cümleler arasında 'Ak Parti'ye göre yeni anayasa, bireylerin haklarını en etkili şekilde korumalı, temel hak ve özgürlükleri 'İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ve 'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin getirdiği ilke ve standartlarda güvence altına almalıdır' (s. 15) cümlesi buraya alıntılanmaya değer.
Ancak hangi konularda bu evrensel standartların gerisinde kalındığı anlatılmamış durumda. Tam tersine 'İleri Demokrasi' başlıklı bölüm baştan sona 2002'den bu yana demokrasi ve insan hakları alanında kaydedilen başarıyı, artık tamamlanmaya yüz tutmuş bir başarı üslubuyla listeleniyor ve yeni anayasada bunların daha da pekiştirileceği dile getiriliyor.
Temel hak ve özgürlüklerin tanımının ya da icrasının hangi alanlarda dünya standartlarının altında olduğu dile getirilmediğine göre, her alanda evrensel standartlar yakalanmış diye düşünülüyor denebilir. İlk 28 sayfa genellikle her alanda yapılmış demokratikleşme ve özgürleşme hamlelerinin listelendiği bir bölüm.
Buradaki açmaz yine metnin ikili üslubuna ilişkin. 'Suçun işlenmeden önlenmesi' tabirinde dile gelen (s. 22) ve modern hukukun dayandığı, herkesin suçu kanıtlanmadan önce masum kabul edilmesi gerektiği anlayışına dayalı masumiyet karinesindense, güvenlikçi ve vatandaşına suç işlemesine ramak kalmış birinin engellenmesi şeklinde bakan anlayışın metinde sarih şekilde ifade buluyor olması.
Ya modern hukukun dayandığı, insanları suça iten sosyo-ekonomik koşulları kaldırmaya çalışma politikası ve suçun kovuşturulması ve yargılanması aşamasından kesin hükme kadar da masumiyet karinesi uygulanır, ya da her vatandaşa boş bırakılırsa suç işleyebilir gözüyle bakılıp metinde de ifade edildiği gibi 'her 250 kişiye bir polisin düşeceği' (s. 24) şekilde bir 'önleyici' mekanizma saptanır ve bu yönde atılımlar yapılır. Bunlardan yalnızca ilki evrensel haklar standardına uyuyor, diğeri ise güvenliği özgürlüklerin üstünde gören anlayışın açık bir ifadesi.
Metinde bunun Avrupa'daki uygulama olduğu yazılmış; bu doğruysa Avrupa'nın insan hakları açısından kötü yönlerini ve sadece bu yönlerini örnek almamamız gerektiğini farketmemiz için iyi bir fırsat doğmuş demektir.
'AK Parti, bireylerin ve farklı toplum kesimlerinin kendini özgürce ifade ettiği, haklarını aradığı ve başkalarıyla diyalog için tüm imkânların sağlandığı demokratik koşulları hazırlamıştır. Hedefimiz bu ortamın daha da geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasıdır' denmiş. İfade ve örgütlenme özgürlüğü alanında yapılan düzenlemelerle katılımcı ve ileri demokrasiye geçildiği müjdelenmiş. 'Basın özgürlüğünü çağdaş standartlara kavuşturan yeni Basın kanunu 2004 yılında yürürlüğe konmuştur,' (s. 10) denmiş ve 'Örgütlenmenin önündeki bütün engelleri kaldırdık' (s. 14) diye eklenmiş.
'Tütün, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı' sağlıkla ilgili bölümün içinde, hastalıklarla mücadelenin anlatıldığı paragraflarda (s. 85) ve ayrıca Türk aile yapısının dillendirildiği ve ailenin korunmasına ilişkin bölümde işlenmiş (s. 91). Alkol kullananların bu hastalıktan arındırılması için önlem alınacağı 2023 vizyonunda netlikle ifade buluyor.
Temel hak ve özgürlüklerin önemi, çoğulculuk, farklılıkların özgürce ifadesi gibi şık terimlere bolca yer verilen metinde, bunun yanı sıra alkolle mücadelenin hastalıklarla mücadele ve Türk aile tipinin korunması başlıkları altında işlenmiş olması 'beden ve ruh sağlığı bakımından yüksek seviyeye ulaşmış bir toplum yapısı' arzulayan AK Parti'nin bazı ifadeleriyle uyumlu, bazı ifadeleri ile ise fevkalade uyumsuz addedilebilir.
'Beyana itimat esastır' ama iki farklı beyandan hangisine itimat etmek gerekir? Bu ikili üslupta hem temel hakların evrensel standartlarda sağlanması, hem de milletin geleneğine vurgu yapılarak çoğunlukçu ve Sünniliğin bir yorumunu sabitleyip tektipleştiren bir anlayışla farklılıkların törpüleneceğinin sözü verilmekte. Temel haklar konusunda değişim ve ilerleme isteyenler için çok umut kırıcı bir metin ortaya çıkarılmış.
CHP bildirgesinde temel haklar
CHP bildirgesinde haklar gerçekten kısaca özetlenemez biçimde çok uzun ve çok kapsamlı şekilde ele alınmış durumda. Başta kadınlar ve emek olmak üzere her toplum kesiminin hakları konusu evrensel standartlarda dile getirilip uzun uzadıya ve incelikle ele alınmış. Bu yazının devamında kadınlar ve emek ve sosyal haklar konusunda daha detaylı bir sunum yer alıyor.. Bu konuya burada daha fazla yer verilemeyecek.
BLOK bildirgesinde temel haklar
Demokratik özerklik vurgusu dışında temel haklar, kadın ve emek ve sosyal haklar konularında kısa ve öz bir bildirge sunan Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu genel olarak CHP raporuyla uyumlu AKP raporuyla çelişen bir tablo sergiliyor. Çelişki özellikle kadın ve emek konularında göze çarpıyor. Bu konular, bu yazının devamında detaylı şekilde işlendi. (AC/ŞA) (Devam edecek)
* Ayşen Candaş, Yard. Doç. Dr., Boğaziçi Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi