"Yürek gelin bohçası değil.
Ortaya saçacağın, herkeslere gösterebileceğin bir bohça değil ki yürek..."
Rojbin Tugan'ın söyleşisinden alıntılayan Hasan Cemal*
Hasan Cemal efsunlu ve sihirli bir şahsiyet ve kalem. En başından söylemek gerekir ki; kimi "kalemşorlar" gibi aydın duruşu ve kalemi ortalığı bulandırmıyor. Bulanık suda balık da avlamıyor. Değil mi ki; gazeteci kimliğiyle Kandil yolunda iken, soruyor rehberi kendisine;
"Hasan Abi, çözüme mi çalışıyorsun, gazeteye mi?"
Yanıt Hasan Cemal'e yakışandır: "Her ikisine de... Barışa da, gazeteye de..."
Bir Ekim'de, Barış ve Demokrasi Partili (BDP) Blok vekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) "ertelenmiş" yeminlerinin eli kulaklarda iken yeni bir KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği) operasyonuyla ortalığın karıştığı anda zamanlaması mükemmel oldu Hasan Cemal'in adeta "Kürtler İki" diyebileceğimiz "Barışa Emanet Olun" kitabı.
Bazen böylesine karamsarlık ruhu aşılanmaya çalışılan ortamlarda, kardeş gözaltındayken garip bir ruh haliyle umudun sihirli büyüsünün rengini insan teki kitaplarda arayabiliyor.
Hasan Cemal'in Kürtler kitabı yerinden yurdundan edilmiş ve şehrin kenar semtlerinden birinde ikamete mecbur kalmış, gelecek konusunda artık hiçbir beklentisi kalmamış boş gözlerle hayata, dünyaya bakan "Rugan Pabuçlu Ali Dayı"ya ithaf edilmişti.
"Barışa Emanet Olun" ise bunca yılın siyasal keşmekeşi içinde artık bir şeyler talep etmeyi siyaseten dillendirmeyi düşünebilen yine bir zorunlu göç mağduru kadına ithafla başlıyor: "Yaşamak için acı çeken, Çukurca'nın Kavuşak köyünden Hızu Teyze'ye"...
Hakkâri'nin en yoksul kenar mahallesindeki bir gecekondusuna mecburen göç edenlerden Hızu Teyze diyor ki; "Yaz Evlat, Biz Barışa Susamışız. Dağdaki Gerilla da, Asker de bizim çocuklarımız. Barış'a sahip çıkın, mahkûmları affedin!"
Adı, üslubu ve zamanlaması mükemmel bir kitap; Barış'a Emanet Olun.
Yeni mahkûmlar kurgulamak üzere bina edilen güvenlik eksenli siyasal tercihlere; edebiyatın, kalemin naif diliyle; adeta sorgulayıp da "meğer ne çok zindanı varmış bu ülkenin" diyerek yeni zindanlar yaratmanın ne denli zulümkâr bir beyhude çaba olacağının nasihatlerinde bulunan bir kitap aynı zamanda Hasan Cemal'in kitabı.
Devletin olanca acımasızlığını bütün güçlerini kullanarak "devlet dersinden" sınıf geçmeyi kendine yakıştıranlar, kullandıkları yöntemlerin dışında belki de pek alışkın olmadıkları başka dilden söylemler geliştiren ayrı bir üslubun da olabileceğini öğrenmeliler/öğrenecekler Hasan Cemal ve onun gibilerin metinlerinden...
Kitabın kapağına rengârenk Kürt işi puşiler, sayfalarının her satırına ise barış sızmış. Kimi kitaplar vardır ki; kapağına bakar sarmalanırsınız. İsmi de örtüşmüşse daha bir sizden olur kitap.
Barışa Emanet Olun'un ismi ve görselliği kitabın yarısı. Dizin bölümünde kitapta geçen özel isimlerin sayfa numarası ile birlikte dökümü var. Rekor, Abdullah Öcalan'da, 136 kez ismi geçmiş kitabın sayfalarında.
Galiba mavi göğü kaplayan toz bulutu içinde her zamankinden çok daha fazla Barış demeye ihtiyacımız var.
Tabi inancınız kaldıysa eğer, kitapta adı geçen anaların hatırına "Barış'a" emanet edeceklerimizin yüzü suyu hürmetine barış'a sahip çıkmak gerek. Yoksa işimiz hayli zor bu toz duman ve telefat içinde... (ŞD/IC)
* Cemal, Hasan. Barışa Emanet Olun. Ekim 2011 Everest Yayınları, İstanbul