Fotoğraf: Czarek Sokolowski / 16 Ağustos 2020 Pazar günü Polonya'nın Varşova kentinde aşırı sağcı aktivistlerin nefret eyleminde bir LGBTİ+ aktivisti gökkuşağı bayrağı açtı.
Polonya ve Macaristan Avrupa’nın iki sağcı ülkesi. Hatta, Polonya LGBTİ+ hakları konusunda Avrupa Birliğinin (AB) en kötü ülkesi olarak görülüyor.
Devlet destekli homofobi ve medyanın düşmanca tutumu ile Polonyalı lubunyalar, özellikle de küçük kasabalarda, dolaba geri itilme riskiyle karşı karşıya. Pek çok gey, lezbiyen, biseksüel ve trans Polonyalı'nın yakın zamanda zulümden kaçmak için göç ediyor.
Bunun birkaç sebebi var diyebiliriz. Şovenizm bunlardan biri. LGBTİ+ karşıtı aktivistler arasında eşcinsel hakları mücadelesinin ABD ve Batı Avrupa'dan ithal edilen yabancı bir kavram olduğunu ve geleneksel heteroseksüel Polonya ailesini tehdit ettiği görüşü yaygın.
BBC haberinde sağcı aktivistlerden biri, "Avrupa Birliği hükümetimizi dinlemek zorunda kalacak" diyor. "Polonya dizlerinin üstünden kalkıyor ve artık Almanların veya Fransızların parmakları altında olamayız"diyor.
AB, tüm üye ülkelerde LGBTİ+ haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyor, ancak Polonya'nın iktidardaki milliyetçi partisi, eşcinsel karşıtı politikaları kendi parti stratejisi haline getirdi.
Sağcı popülist siyasetçiler de -Polonya’da Hukuk ve Adalet partisi lideri Andrej Duda - daha fazla güç elde etmek ve “büyük toplumsal huzursuzluğu önlemek” adı altında muhafazakâr söylem ve politikalar üretiyor.
Oysa ki Polonya çoğu Avrupa ülkesinden on yıllar önce, 1932'de eşcinselliği suç olmaktan çıkarmıştı. Şimdi ise gitgide muhafazakarlaşan bir tablo ile karşı karşıyayız.
Fotoğraf: Ebru Orhan
2020 yılında Polonya genelinde, ülkenin yaklaşık üçte biri olan yaklaşık 100 kasaba ve bölge, kendilerini "LGBT ideolojisinden" bağımsız ilan eden kararlar alınmıştı ve Krakow Başpiskoposu neo-Marksist bir "gökkuşağı vebası" konusunda uyarmıştı. Başkan Andrzej Duda ise, yeniden seçilmek için aday olduğunda yaptığı bir kampanya konuşmasında, LGBT haklarının desteklenmesini komünizmden "hatta daha yıkıcı" bir ideoloji olarak nitelendirmişti.
Sağcı haftalık Gazeta Polska’dan Tomasz Sakiewicz, BBC’ye verdiği demeçte üzerinde siyah bir haç bulunan bir gökkuşağı bayrağı olan çıkartmayı 70.000 kişiye dağıttıklarını söylüyor ve ekliyor: “İnsanlar bizi kutladı çünkü biz Polonyalılar özgürlüğü seviyoruz" demişti.
Tomasz Sakiewicz, insanların istedikleri kişiyle seks yapabilmeleri hakkını savunurken Polonya'nın bazı açılardan ilerici olduğunu öne sürüyor. Ona göre, insanlar "eşcinselliği teşvik eden saldırgan ideoloji" olarak tanımladığı şeye karşı”. Eşcinsel hakları mücadelesinin ABD ve Batı Avrupa'dan ithal edilen yabancı bir kavram olduğunu ve geleneksel heteroseksüel Polonya ailesini tehdit ettiğini ekliyor.”
Cinsiyet karşıtı aktivistleri, eşcinsellerin ulusu zayıflattıklarını iddia ediyor: " Polonya'nın düşmanlarının amacı da bu. Savaş artık tanklar ve füzelerle ilgili değil. Kaos yaratarak bir ülkeyi yok ediyorsunuz. Ve bu eşcinsellerin yapmaya çalıştığı da bu."
LGBTİ+ aktivistleri ise, “Biz gökkuşağı efsaneleriyiz. Saldırgan değiliz. Balonlarımız kışkırtıcı değil, bayraklarımız kışkırtıcı değil. Çöreklerimiz kışkırtıcı değil!" diyor.
Ayrıca, bazı eşcinsel aktivistler, somut adımlar atmakta başarısız olan liberal politikacılar tarafından hayal kırıklığına uğradığını düşünüyor.
"Görünmezsen yaşayabilirsin"
*Fotoğraf: Ebru Orhan
Ortaçağda kurulmuş ve kendini "LGBT ideolojisinden" bağımsız ilan etmiş 6.500 kişilik bir kasaba olan Tuchow hakkında LGBTİ+ topluluğundan biri, “Tuchow'daki eşcinsel insanlar, ancak "görünmez" kalarak barış içinde yaşayabilirler. Herhangi bir kötü deneyim yaşamadıysa, bunun nedeni, zamanının çoğunu bilgisayarının önünde video oyunları oynayarak geçiren "biraz inek" olmasıdır” diyor.
Polonya’da cinsel sağlık hizmeti vermek de yasak. Şu anki Başkan Andrej Duda seçim vaadi olarak bunu sunmuştu. Cinsel sağlık eğitimi verenlere hapis cezası uygulanıyor. Cinsiyet karşıtı aktivistleri tarafından, Dünya Sağlık Örgütü'nün cinsel eğitim konusundaki yönergelerinin zararlı etkisi ve internet ve mastürbasyon endişe duyuluyor.
Macaristan
Macaristan’da da eşcinsellik karşıtı düzenlemeler gündemde. 24 Haziran’da yürürlüğe giren yeni yasal düzenleme ile 18 yaşından küçükler arasında eşcinselliği ve cinsiyet değişikliğini teşvik eden içerikler yasaklandı.
Macaristan Başbakanı Victor Orban'ın partisi Fidesz'in önerisiyle hayata geçirilen yasa kapsamında heteroseksüel olmayan cinsel içerikli kitap, film ve diğer medya ürünleri ve "transseksüelliği normalleştiren” reklamlara izin verilmeyecek.
Küresel toplumsal cinsiyet karşıtı kampanyalar
Toplumsal cinsiyet karşıtı kampanyalar, aşırı muhafazakâr dini aktörlerin sağcı popülist partilerle ittifak kurduğu ülkelerde çok daha dinamik ve etkili.[1]
Altı yıldan fazla bir süredir Polonya ve dışındaki toplumsal cinsiyet karşıtı kampanyaları inceleyen Agnieszka Graff ve Elżbieta Korolczuk mevcut toplumsal cinsiyet karşıtı kampanyaların köklerinin 1960’larda ve 70’lerde ortaya çıkan “kültür savaşlarından” kaynaklandığını fakat- buna ek olarak- yeni bir aşırı muhafazakâr aktivizm dalgası ile karşı karşıya olduğumuzu belirtiyor.
Polonya’da protestolar
Pandemi ile gelen tam kapanma protesto imkanını kısıtlasa da birçok Polonyalı kadın ve LGBTİ+ aktivisti aşırı muhafazakâr grupların önerdiği yasa tasarılarının karşısında durdu.
Kitlesel protestolar düzenlemek mümkün olmasa da Polish Women’s Strike (Polonya Kadın Grevi) gibi mevcut örgütler ve ağlar, alternatif protesto biçimleriyle insanları harekete geçirdi.İnsanlar; evlerinin balkonlarına, pencerelerine pankartlar astı. Polonya şehir merkezlerini arabalarla kapattılar ve Polonya parlamentosunun çevresindeki mağazalarda kuyruklarda protesto ettiler.
Polonya Kadın Grevi, Demokrasi Eylemi ile birlikte, insanların bu değişiklikleri protesto eden üç milyona yakın e-postayı parlamento üyelerine gönderdiği bir kampanya düzenledi. Şarkılar, meme’ler, videolar, sanat eserleri üretildi. Twitter ve Instagram’da #protestodalgası hashtag’i altında eylem yapıldı. Ana akım medya bu çabaları görünür kıldı. Bunun sonucunda politikacılar önerileri reddetmek yerine daha fazla çalışılması için parlamento komisyonlarına gönderdi.
Avrupa Birliği (AB) ile çatışma
30 Ocak'taki Reuters haberine göre; Avrupa Birliği (AB) "LGBTİ+'sız" bölgeler nedeniyle Polonya'ya karşı yasal işlem yapmayı değerlendiriyor.
Bir AB yetkilisi, bu bölgelerin oluşturulmasında "AB anlaşmalarının ihlal edilip edilmediğini kontrol ediyoruz" dedi ve sürecin henüz tamamlanmadığını da sözlerine ekledi. İkinci bir yetkili, Brüksel merkezli yöneticinin konuyu araştırdığını doğruladı.
İhlal prosedürü olarak bilinen böyle bir yasal işlem, Polonya'yı, uyulmadığı takdirde ağır para cezalarına yol açması ve bölgeleri ortadan kaldırmaya zorlaması bekleniyor.
Buna karşın bir Polonya hükümet sözcüsü ise, "Polonya'da insanlara cinsel yönelimlerine göre ayrımcılık yapacak hiçbir yasa yok" dedi.
Oysa Polonya, hukukun üstünlüğünü zedelediği için halihazırda özel bir AB soruşturması altında.
İktidardaki Hukuk ve Adalet (PiS) partisi, mahkemeleri ve medyayı daha fazla devlet kontrolü altına alırken, kadın haklarını kısıtlarken ve Orta Doğu ve Afrika'dan göçü reddederken, demokratik değerler konusunda AB ile defalarca çatıştı.
AB’nin baskısına ve Polonya'nın AB’den mali yardım alan ülkelerden biri olmasına rağmen, Varşova, ülkenin geleneksel Katolik geleneklerini savunması gerektiğini söyleyerek politikalarını değiştirmeyi reddetti.
"Bu yasayı yürürlükten kaldırmazsa Macaristan'ın AB'de işi olmaz"
AB yaptırımı riski Macaristan için de geçerli. 25 Haziran'daki bbc haberine göre; Avrupa Birliği zirvesi öncesi Hollanda Başbakan’ı Mark Rutte "Bu yasayı yürürlükten kaldırmazsa Macaristan'ın AB'de işi olmaz" diye açıklama yaptı. Rutte, toplantı sırasında Orban'ı, Avrupa'nın değerlerini hiçe saymakla suçladı.
Hollanda Başbakanı, "Eğer AB değerlerine uymayacaksanız bir seçenek daha var, 50. maddeyi işletin ve birlikten ayrılın" demişti. Rutte, İngiltere'nin AB'den ayrılmasına zemin hazırlayan Avrupa Antlaşması'nın 50. maddesine atıfta bulundu. Bu madde, AB'den ayrılmak isteyen üye devletlere, resmi prosedürün başlatılmasını talep etme hakkı tanıyor.
AB Komisyonu ise, Macaristan'a karşı yaptırım için derhal harekete geçme sözü verdi. Macaristan'ın AB içinde oy hakkını kaybetmesi ve mali yardımlardan mahrum edilmesi olasılığı bulunuyor.
(MEÖ/EMK)