İnsan hakları örgütleri, BM Güvenlik Konseyi ve üyeleri de dahil tüm devletleri, İsrail’e silah ve mühimmat transferi ve satışını durdurmayı da içerir şekilde Uluslararası Adalet Divanının (UAD) tavsiye görüşüne uymaya çağırdı.
İnsani yardım, kalkınma ve insan hakları örgütleri, İsrail’in işgalinin tanık oldukları insani sonuçlarını ve Filistin halkı üzerindeki yıkıcı etkilerini şöyle sıraladı:
● İsrail güçleri ve yerleşimcilerin, çocuklar dahil Filistinli sivillerin öldürülmesi ve kalıcı olarak sakatlanmasıyla sonuçlanan saldırılarda, uluslararası hukukun açıkça ihlal edilmesini de içeren silah kullanımı ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakaları,
● Çocuklar dahil Filistinlilerin keyfi olarak gözaltına alınması ve genellikle korkunç koşullarda alıkonularak sistematik bir şekilde İsrail’in askeri mahkemelerinde yargılanmaları,
● Filistinlilere ait evlerin ve mülklerin yıkılması, İsrail yerleşimlerinin genişlemesi, İsrailli yerleşimci şiddeti ve İsrail’in Gazze’deki bombardımanları sırasında çıkarılan sözde ‘tahliye’ emirleri aracılığıyla Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi,
● Filistinlilerin dolaşım özgürlüğünü engelleyen ve onları hayati önemdeki tıbbi yardımlar da dahil temel hizmetlerden yoksun bırakan ayrımcı izin rejimi.
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Temmuz ayında, İsrail’in Filistin toprağındaki onlarca yıllık işgali ve ilhakının, uluslararası insancıl hukukun en temel ilkelerinden bazılarını ihlal ettiği ve Filistinlilerin insan haklarını hiçe saydığı için hukuka aykırı olduğu sonucuna varan bir tavsiye görüşü yayımladı.
“Yardımlar ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor”
Hak örgütleri, insani felaket uyarısında bulundu:
“Bu uygulamalar on yıllardır hesap verebilirlik olmadan gerçekleştiriliyor; ancak son 11 aydaki, silah, parça ve mühimmatın neredeyse koşulsuz tedariki ile körüklenen artış, işgal altındaki Filistin toprağı genelinde Filistinliler için akıl almaz bir insani felakete yol açmıştır.
Gazze’de, uluslararası insancıl hukukun açıkça ihlal edilmesinin de bir sonucu olarak 40 binden fazla insan öldürüldü, on binlercesi ise hayatlarını değiştiren yaralanmalara ve muhtemelen geri dönüşsüz ruhsal hasara maruz kaldı.
İsrail ordusunun bu yıl neredeyse her gün insanların öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan geniş çaplı kara ve hava saldırıları nedeniyle Batı Şeria’daki durum da hızla kötüye gidiyor. İsrail işgali altındaki şiddet ve kısıtlamalar, insani yardım, insan hakları ve kalkınma örgütlerinin görevlerini yerine getirmelerini neredeyse olanaksız hale getirdi.
Üye Devletler tarafından sağlanan insani destek, İsrail yetkilileri tarafından devamlı engelleniyor. İnsani yardım örgütlerinin ulaştırabildiği yardımlar ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor ve uluslararası toplumun bu kadar uzun bir süredir devam etmesine izin verdiği onlarca yıllık İsrail işgalinin meydana getirdiği insani sonuçların temel nedenlerini ortadan kaldırmıyor.
UAD’nin tavsiye görüşüne uyulmaması, devletlerin uluslararası hukuku uygulamalarında seçici davranabileceği mesajını iletecektir. Devletlerin uluslararası kurumları ve yaklaşık 80 yıldır yürürlükte olan uluslararası düzeni güçlendirmeleri ve bunlara bağlılıklarını göstermeleri şarttır.
Boş açıklamaların zamanı geçti. Tüm Üye Devletler, daha fazla hayat telafisi mümkün olmayan bir şekilde yok edilmeden önce UAD’nin Tavsiye Görüşüne kararlılıkla uymak üzere harekete geçmelidir.”
(AS)