Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyetinden Filiz Kerestecioğlu ile AKPM’nin Türkiye’yi siyasi denetime alma kararını konuştuk.
Konseyin “hukukun üstünlüğü”, “demokrasi” ve “insan hakları”ndan oluşan üç ilkesi olduğunun altını çizen Kerestecioğlu, bu ilkelerin her ülke için geçerli olduğunu belirtti.
Kararın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) baskıcı politikalarından bağımsız düşünülemeyeceğini ifade eden Kerestecioğlu, kararın göz göre göre geldiğini, artık iktidarın şapkayı önüne koyup düşünme vaktinin geldiğini de sözlerine ekledi.
TIKLAYIN - TÜRKİYE İLE AVRUPA KONSEYİ İLİŞKİLERİNİN 68 YILI
Kerestecioğlu’na kararı nasıl değerlendirdiğini, kararın ne anlama geldiğini ve kısa vadede olası yansımalarını, kararda Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’nın rolünü ve bundan sonra atılması gereken adımları sorduk…
“Geri giden ilk ülke”
“AKPM tarihinde ilk kez siyasi denetim sürecinden çıkan bir ülke geri noktaya düşerek tekrar siyasi denetim sürecine alınıyor. Türkiye 2004’te siyasi denetim sürecinden çıkartılmıştı.
“İktidarın bunu göz önüne alarak şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım.
“Baskı politikalarının, hak ihlallerinin sonucu”
“Bugüne kadarki baskı politikalarından, hak ihlallerinden, hukuksuzluklardan ayrı düşünülebilecek bir karar değil.
“Bu aslında AKP'nin sorumluluğunda olan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'yi yalnızlaştırıcı, herkesle yürüttüğü kavgacı politikaların sonucudur.
“Herkes için geçerli 3 ilke var”
“Konseyin üç ilkesi vardır: Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları.
“Bunlar herkes için geçerli olan ilkelerdir. Yani Türkiye için ayrı İzlanda için ayrı ilkeler değil.
“Göz göre göre gelen karar”
“Bugüne kadar en az 10 rapor yayınlandı. Defalarca uyarılarda bulunuldu. Biz de aynı şekilde her AKPM toplantısına geldiğimizde, sonrasında, Meclis'te defalarca bu süreci anlattık ve uyarılarda bulunduk.
“Bu göz göre göre gelen bir karardı. O yüzden şimdi kalkıp da hiç kimseyi suçlamaya çalışmasınlar.
“Bu prensipler Türkiye'de ihlal edildi; Türkiye'de demokrasi ve hukukun üstünlüğü söz konusu değil. Aslında bu onun tescili.
TIKLAYIN - DIŞİŞLERİ’NDEN AKPM KARARI YORUMU: DIŞLAYICI, ÖTEKİLEŞTİRİCİ
"Kısa vadede ciddi yaptırım süreci yok"
"Söz konusu karar, Avrupa'nın Türkiye'deki ihlalleri daha sıkı olarak izlemesi ve denetlemesi anlamına geliyor. Uzun vadede ticari ilişkileri de etkileyebilir, AB ile üyelikle ilgikli süreci etkileyebilir.
"AKPM Türkiye'ye ceza falan vermiyor. Sadece hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasını talep ediyor. Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları noktasında eksiklerin giderilmesini, ancak ondan sonra ilişkilerin ileri taşınabileceğini vurguluyor. Yoksa kısa vadede ciddi bir yaptırım süreci falan yok.
“Avrupa’nın da sorumluluğu var”
“Çok sayıda hak ihlali yaşanırken biz Avrupa'ya da uyarılarda bulunduk. Bu ihlalleri yerinde görüp tespit etmeleri gerektiğini söyledik. Tamam, belli raporlarla bunlar yapıldı ama bir yandan da sonuçta o ülkelerin liderleri aslında bazı şeyleri de görmezden geldiler.
“Belki o zamanlar görmezden gelinmeseydi, Türkiye'de bugün kalkıp da demokratik bir referandumu bile yapamayacak, bunda bile ihlal yaratacak sürece gelmeyebilirdik.
“İçe kapanmak en büyük yanlış olur”
“Bundan sonrası için en yanlış politika, Türkiye'nin daha fazla içe kapanması olur.
“Türkiye'nin daha fazla içe kapanması aslında AKP'nin bugüne getirdiği, kendi politikalarıyla yaşattığı süreci Türkiye toplumuna ihale etmesi ve insanları bununla yüz yüze bırakması olur.
“Bir yıl içinde yeniden değerlendirilecek”
“Bir yıl içerisinde yeniden değerlendirme yapılacak. İhlallerle ilgili ne tür gelişmeler olduğuna, neler yapıldığına bakılarak daha sonrasında izleme sürecinin devam edip etmeyeceğine karar verilecek.
“Bu önemli bir fırsat. Bir yıl içerisinde gerçekten yapılması gereken her türlü demokratik çaba gösterilmeli ve özellikle savaş politikalarından vazgeçilmeli.
“Halka ekonomik yansımaları olabilir”
“Çünkü bu Türkiye'nin ticari ilişkilerini de etkileyecek. Bunun halka en başta ekonomik yansımaları olacaktır.
“Şu an zaten ekonomik kriz içerisindeyiz. Eğer mevcut politikalarla yola devam edilirse, bu politikalar ekonomik krizin daha derinleşmesine neden olabilir.
“AKPM’nin kararı geri dönülmez değil”
“Türkiye'deki iktidarın yapması gereken bir an önce bu politikalardan vazgeçerek, barış politikasına, demokratik haklara, siyasilerin tutukluluğundan vazgeçilmesine, gazetecilerin serbest bırakılmasına yönelik politikalar geliştirmektir.
“Eğer bu politikalar geliştirilirse, AKPM’nin bu karar geri dönülmez değildir. Ama aynı politikalarda ısrar edilirse, o zaman gerçekten Türkiye halkalarına zarar vermiş olacaklar.
“Muhalefet bu durumun üstüne gitmeli ve demokratik hakların bir an önce iade edilmesi noktasında baskıları yoğunlaştırmalı.” (EKN)