Haberin Kürtçesi için tıklayın
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan ve Emekçi Hareket (EHP) Partisi Sözcüsü Özge Akman, Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş'a, Türkiye'nin olası Suriye operasyonu sorduk:
ÖDP: Türkiye tampon görevi üstleniyor
Önder İşleyen: Trump, önce operasyon için geçiş izni verdi sonrasında da operasyonun 'limitlerine uyulması' uyarısında bulunarak sınırlarını da çizdi. Trump'la dost olmayı övünç kaynağı sayan iktidar Trump'ın tehditleri sonrasında ne diyecek merak ediyoruz doğrusu. ABD'nin (Trump'ın ya da başka bir güç odağının) ipine tutunarak bir gelecek aramanın kimseye faydası olmayacağı, felaketten başka bir şey getirmeyeceği açıkça görülüyor.
Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapıyor fakat böyle bir operasyon toprak bütünlüğünü parçalayacak bir hamledir. Türkiye açısından ekonomik krizin derinleştiği bu koşullarda girişilecek askeri bir seferberliğin maliyeti de tüm toplum için ağır olacaktır.
Öte yandan Türkiye, IŞİD’li katiller başta olmak üzere cihatçı çetelerin kontrolünü üstlenecek, ABD ve Avrupa için bir tampon görevini yerine getirecektir. Bu Türkiye’nin geleceği için şimdiden tahmin edilmesi güç riskler ortaya çıkarmaya devam edecektir.
Suriye’de çözüm, Suriye’nin birliği içinde ve tüm Suriyelilerinin ortak kararı olacak demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık ekseninde çözülebilecektir. Türkiye’yi de güvenli kılmanın yolu da budur.
EMEP: Erdoğan'ın yayılmacı emellerinin sonucu
Selma Gürkan: Bu operasyon kararı AKP iktidarının ve Erdoğan'ın yayılmacı emellerinin sonucudur. Hükümet emperyalistlerin güç ve paylaşım kavgasında pay kapma yarışına girmiştir. Suriye'de gerçekleşen federatif yapılanmayı kendi Kürt sorununda tehdit olarak algılamakta ve yapabilirse şayet oluşumun dağıtılmasını hedeflemektedir.
Zayıflatılmış bir Kürt varlığı Suriye rejimi ve Rusya'nın da işine geliyor ve daha önce operasyona geçit vermelerinin gerekçesi de budur. Anlaşılan o ki, ABD de belli sınırlar içerisinde iktidarın askeri operasyonuna ortağı olmasa da yol vermiştir. Her ne kadar iktidar buradan bir kahramanlık öyküsü çıkarmaya çalışsa da, Erdoğan dünyaya kafa tutan lider rolüne soyunsa da ABD ve Rusya ile Suriye rejiminin yol verdiği sınırların ötesine geçmesi zaten çok mümkün görünmüyor.
İktidarın milliyetçilik sıkıştırması içerisinde baskılanarak bu operasyonlara dolaylı bile destek verilmemelidir. Açık ve net olarak bu operasyonun karşısında yer almak ve gelecek tezkereyi tereddütsüz reddetmek gerekir."
EHP: AKP Kürt halkının hak sahibi olmasını istemiyor
Özge Akman: AKP aslında iç politikada ve ekonomide battığı gibi dış politikada da battı. Suriye meselesinde zaten başından itibaren bir gün Amerika ile bir gün Rusya ile sürekli tutarsız bir politika ile Suriye’de varlığını sürdürmeye çalışıyor, savaşı körüklüyor ve yayılmacı bir politika izliyor.
AKP, Kürt halkının dünyanın herhangi bir coğrafyasında hak sahibi olmasını istemiyor. Bunun savaşın asıl amacı da budur. Erdoğan bu yayılmacı politikayı ayakta kalmak için tek çare olarak görüyor.
Erdoğan, kaybettiği gücünü, savaş ve yayılmacı politikalarla tekrar toparlamaya çalışıyor. Kendi tabanını kaybetti, kendi içinde bölünmeler yaşıyor ve bir kahramanlık hikâyesi anlatarak yeniden güç toplayabileceğini düşünüyor. Bu savaşın amacı da budur. Erdoğan, Türkiye ve bölge halklarını felakete sürüklüyor. Böylesi bir felaketin karşısında durmalıyız."
Halkevleri: Türkiye'nin ihtiyacı olan savaş değil
Dilşat Aktaş: Türkiye zaten her daim bir siyasal kriz içinde. AKP siyasi ömrünü uzatmak için böylesi bir savaş kararı aldı.
Bu savaş Kürt ve Türk halklarına zarar verecek. Ülke güvenliği için girildiği söyleniyor ama bu savaşın sonuçları Erdoğan iktidarı bitse devam edecek.
Ayrıca IŞİD ve ÖSO çetelerin varlığını düşündüğümüzde yeni bir güvenlik sorunu açığa çıkacak. Türkiye'nin ihtiyacı olan savaş değil, barıştır. Bu da Ortadoğu halkların mücadelesiyle gerçekleşecektir, emperyalist güçlerin varlığıyla değil."
HDK: Küresel paylaşım rekabeti
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) de yazılı olarak yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Türkiye, sonu tümüyle karanlık ve belirsiz bir maceraya giriyor. Bu karanlıktan çıkılması kolay olmayacaktır. Emperyalist devletler ve güçler, bölgesel/yerel iktidarlar Suriye toprakları ve halklarının kaderi üzerinde küresel paylaşım rekabetine dayalı güç mücadelesi yürütüyorlar. Suriye savaşının asla unutulmaması gereken gerçek temeli budur.
İktidarın savaş ve işgal çılgınlığının karşısına, halkların barış iradesi ve demokratik direnişi en güçlü biçimlerde ve sonuç alınıncaya kadar dikilmelidir. Bu iktidar, durdurulmalıdır. Meclise getirilecek Suriye'yi işgal harekatı tezkeresine onay vermek, halklarımızın çıkarlarına ve ortak geleceğine, barış seçeneğine ihaneti sürdürmekten başka bir anlam taşımayacaktır." (RT)