Haberin Kürtçesi için tıklayın
Kaos GL’nin 2021 Medya İzleme Raporu’na göre LGBTİ+’lar medyada hayatları, iradeleri ve hakları olan özneler olarak temsil edilmek yerine; üzerine konuşulan bir “sorun” olarak yer alıyor.
Kaos GL Derneği, senelik medya izleme raporunu yayınladı. Yazılı basında LGBTİ+’larla ilgili her haber, köşe yazısı ve söyleşiyi inceleyen derneğin 2021 Medya İzleme Raporu’nun sonuçları bugün (8 Şubat) çevrimiçi bir toplantıyla açıklandı.
On dört yıldır medyada LGBTİ+ temsilini mercek altına alan derneğin 2021 yılı raporu için araştırmayı Ali Özbaş yürütürken raporu Derneğin Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar yazdı.
"LGBT+'lar medyada üzerine konuşulan bir sorun olarak yer alıyor"
300’ü aşkın basın mensubu ve LGBTİ+ hak savunucusunun katıldığı çevrimiçi toplantıda ilk olarak konuşan Tar, 2021 yılını şöyle değerlendirdi:
“Medya, LGBTİ+’ları, hayatlarını, fikirlerini, mücadelelerini temsil etmiyor. Onun yerine LGBTİ+’lar hakkında konuşmayı tercih ediyor. LGBTİ+’ların kendi seslerini medyadan okuyabilmek mümkün olmuyor.
"Bu durum da medyada LGBTİ+’ların insandışılaştırılması anlamına geliyor. LGBTİ+’lar medyada hayatları, iradeleri ve hakları olan özneler olarak temsil edilmek yerine; deyim yerindeyse üzerine konuşulan bir “sorun” olarak yer alıyor.”
“Yaygın basının nefret söylemi yerel basına taşınıyor”
Tar soru cevap kısmında da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yerel basın çok da yerel değil nefret medyasında yer alan haber başlılkarı ertesi gün yerel medyanın manşetinde oluyor. Yaygından yerele doğru ilerleyen bir nefret görüyoruz. Önceki yıllara göre bir trend var. Bir trend var bu da nefret söyleminin sınır tanımadığı ve ayrımcılığın da yayın politikasına dönüşmesi trendi var.
“Nitel ve nicelik olarak bakıldığında da LGBTİ+ haklarını gözeten medyanın da oranın etkisini kırabilecek güçte olmadığını görüyoruz.”
Emeğinizi hangi tarafa vakfedeceksiniz?”
Tar’ın ardından konuşan Ali Özbaş da dünden bugüne nefret medyasını özetledi, şöyle dedi:
“Nefret söylemi yayan medyayı dün, ‘inkar etme’, ‘alay etme’ tarzındaydı, bu tarzla LGBTİ+ları kamusal alandan kovamayınca LGHBTİ+ topluma karşı savaş açma tarzında ilerlediler.
“Burada gazetecilerin editörlerin tarihsel sorumlulukta olduğunu düşünüyorum. Burada aktüel dengeler ne olursa olsun toplumsal barış ve kamusal hayat için hangi tarafa emeklerini vakfedecekler düşünmeleri gerekiyor, burada tarihsel bir seçimle karşı karşıyayız diye düşünüyorum.”
TIKLAYIN – 2021 Medya İzleme Raporu
Örgütlenme özgürlüğü de ihlal ediliyor
Rapordan önce çıkanlar:
*Yazılı basında yayınlanan 4011 metnin incelediği araştırma sonuçlarına göre; LGBTİ+’ları konu edinen metinlerin yüzde 43’ü (1707) hak haberciliği kapsamında değerlendirilebilir. Bütün metinlerin yarısından fazlasını (yüzde 57) oluşturan 2273 metinde ise LGBTİ+’ların temel haklarının ihlal edildi, nefret söylemi ve/veya ayrımcı dil kullanıldı ya da metinler LGBTİ+’lara ilişkin önyargıları besledi.
*Hak ihlali alt kategorilerinde ayrımcı dil, LGBTİ+ kimliklerin suç, hastalık, sapkınlık, ahlaksızlık ya da günah olarak gösterilmesi, nefret söylemi, nefret suçu ve ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlal edilmesi öne çıkıyor.
*2021 yılında 2161 haber, söyleşi ve köşe yazısında LGBTİ+’lar ayrımcı bir dille temsil edildi.
*Bu, 2021’de yayınlanan bütün içeriklerin yüzde 54’ünü oluşturuyor. Bütün metinlerin yüzde 31’ine tekabül eden 1249 metinde nefret söylemi tespit edildi. 1148 metinde ise LGBTİ+ kişiler ya da dernek, kurum ve kuruluşları hedef gösterilerek nefret suçu işlendi.
En çok kullanılan kelimeler: İstanbul Sözleşmesi ve Boğaziçi
*Rapora göre; nefret söylemi ve/ya ayrımcı dil içeren metinlerin başlıkları incelendiğinde en çok kullanılan kelimenin “İstanbul” olduğu (145 kere), hemen ardından “Sözleşmesi” kelimesinin (99 kere) geldiği görülüyor. Boğaziçi, 79 kere kullanılarak İstanbul Sözleşmesi’ni takip ediyor.
Yerel basının ilk 10’u
*Raporda yerel basın şehir bazlı inceleniyor. 2021 yılında LGBTİ+ içerikli haber ve köşe yazıları en çok İstanbul’da yayınlanan yerel medya organlarında kendisine yer bulabildi. İstanbul’u Bursa ve Trabzon takip etti. LGBTİ+’ları sayfalarına taşıyan yerel gazetelerin en çok yayınlandığı 10 il sırasıyla İstanbul, Bursa, Trabzon, İzmir, Konya, Kocaeli, Çanakkale ve Ankara’ydı.
LGBTİ+’ları sayfalarına taşıyan ilk 10 gazete
*Yaygın medyada 2021 yılında LGBTİ+’ların yer aldığı 2103 haber, söyleşi ve köşe yazısı yayınlandı. Yayınladıkları haber, köşe yazısı ve söyleşilerin ayrımcılık, nefret söylemi, önyargı veya LGBTİ+’lara yönelik herhangi bir hak ihlali içerip içermediğine bakılmaksızın LGBTİ+’ları sayfalarına taşıyan ilk 10 gazete şöyleydi:
*Yeni Akit, 319 metin, yüzde 15
*Cumhuriyet, 149 metin, yüzde 7
*BirGün, 143 metin, yüzde 7
*Evrensel, 110 metin, yüzde 5
*Aydınlık, 107 metin, yüzde 5
*Hürriyet, 93 metin, yüzde 5
*Gazete Pencere, 90 metin, yüzde 4
*Milliyet, 89 metin, yüzde 4
*Milat, 88 metin, yüzde 4
*Yeni Şafak, 88 metin, yüzde 4
İlk 10’da yer alan gazetelerden Yeni Akit, Aydınlık, Milat ve Yeni Şafak’ın ürettiği neredeyse tüm içeriklerde ayrımcılık veya nefret söylemi yer alırken; Cumhuriyet, BirGün, Evrensel ve Gazete Pencere hak haberciliğinde öne çıkıyor.
Kaos GL: O inat halen sürüyorDernek kendi web sayfasında kuruluşunu şu sözlerle anlatıyor: 90’ların başında parklarda, evlerde bir araya gelmekle başladı hikayemiz. Aslına bakarsanız çok daha eskiden de birileri bizim hikayemizi anlatıyordu. Ancak 90’lar kendi hikayemizi anlatmak için çıktığımız yolda bir köşe taşı oldu. Hayatlarımıza sahip çıkmak, “Varız” demek için çıktığımız yolda dergimizin ilk sayısı 20 Eylül 1994’te okurlarla buluştu. “Yalnızca seksist değil aynı zamanda heteroseksist bir toplumda yaşıyoruz” diyorduk ilk sayımızın kapağında… Bir araya gelmeye, tartışmaya, yeni yollar icat etmeye devam ettik hemen ardından. Bir parkta yaşanan şiddet de konumuzdu, medya da; akademi de tartışmalarımız arasındaydı insan hakları da. Yeri geldik HIV hakkında konuştuk, yeri geldi nefrete karşı yol haritaları çıkardık. Okurlarımız sadece okurlarımız olmadı, mektuplarla dergi sayfalarımızda yerini aldı. Örgütlenmek, bir araya gelmek ve bütün bir dünyayı değiştirmek hayalinden bir gün dahi vazgeçmeyerek yolumuza devam ettik. 2001 yılında Ankara 1 Mayıs eyleminde pankart ve bayrağımızla sokaktaydık. Bundan 2 yıl sonra, 2003 senesinde Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları bir nevi kamuya açılmamızdı. Kaos GL’nin şimdiki çalışma alanlarının temellerini attık. Hız kesmeden komisyonlarımızı kurarak çalışmaya başladık. 2005 yılına geldiğimizde ise resmî dernek olmak için başvurumuzu tamamladık ve Türkiye’nin ilk resmî LGBTİ+ derneği olduk. Çeyrek bir yüz yılı aşkın süredir düşe kalka, deneye yanıla örgütlenmeye çalışıyoruz. Eleştirdiğimiz toplumsal yapılara benzememeye çalışarak en azından kendi mücadele alanımızda özgürleşebileceğimiz alanlar yaratmaya çalışıyoruz. Mücadele ettikçe değişiyor, dönüşüyoruz. Toplumsal hareketlerden beslenerek ama onların da heteroseksizmlerini sorgulatarak değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyoruz, edeceğiz. Kaos GL Dergisinden, Kültür Merkezine, 1 Mayıs alanlarından 8 Mart’lara yollarımızın kesiştiği bütün Kaos GL dostlarına, bizi değiştiren dönüştüren bütün lubunyalara, taşrada LGBTİ+ olmak ne kadar zor derken, o taşrada hayatta kalmaya çalışan mülteci LGBTİ+’lara selam olsun! Dostlukla, iyilikle ve tabii ki güllümle mücadele etmeye devam edeceğiz! Kaos GL dergisinin ilk sayısı 20 Eylül 1994’te çıktı. Ancak ileride hem dergiyi hem de örgütü oluşturacak çalışmalar 1990’lı yılların başında ev sohbetleriyle başladı: “Bir gün işi inada bindirdik: Yapılacak bir şey mutlaka vardı. Biz birbirimizi bulduk; ama daha çok insan var ulaşmamız gereken, ulaşılmayı bekleyen. Onları da bulmamız lazım. Onlara ulaşabilmek için neler yapmamız gerektiğini tartışmaya başladık...” 1993 yılına gelindiğinde ev sohbetlerinin konusu artık “nasıl bir dergi çıkarılacağı” idi. Bu sohbetleri herkesin katılımına açmak için sokak afişleri Ankara’daki otobüs duraklarından İstanbul’a Express dergisine taşındı. Hayaller, 20 Eylül 1994’te gerçek oldu. İlk dergi çıktı: “Kendi tabirimizle "Şanladık"... Kısık bir sesle çıkmadık ama. Çığlıklarla ilan ettik ilk sayımızı. Çığlık manifestomuza ve dergimize her yerden yanıt geldi. Dergiyi ellerimizle yoğurduk. Paramız yoktu, borç aldık. Bilgisayarımız yoktu iş yerlerimizde "gizli gizli" yaptık. Yani sözün kısası, eşcinselliğimizi açık açık yaşamaya dergimizi gizli gizli ortaya çıkarmaya başladık. İlk dergimizi çıkarttıktan sonra on dergi çıkartacak kadar yazı, umut ve heyecanımız birikti...” O inat bugün hâlâ sürüyor. Kaos GL dergisi 25 yıldır kesintisiz olarak okurlarla buluşuyor. Ve artık Kaos GL’nin başka bir süreli yayını daha var: KaosQueer+. KaosQ+ Dergisi 6 ayda bir yayınlanan hakemli bir dergi. İlk sayısı Kasım 2014’te yayınlandı. “Daha çok insan var ulaşmamız gereken, ulaşılmayı bekleyen” çağrısının bir diğer yankısı KaosGL.org websitesi oldu. 2007 yılında kurulan site 2008’den beri haber sitesi olarak yayın hayatını sürdürüyor. “Kendi hikayemizi anlatmak” için çıkılan yolda bugün KaosGL.org bir internet gazetesi olarak Türkiye ve dünyadaki LGBTİ’lerin hikayelerini anlatmaya; görünmezleştirilen, sesi kısılanların sesi olmaya; medya okulları ile LGBTİ’leri yazmaya teşvik etmeye devam ediyor. 1990’ların birçok hayalini adım adım gerçeğe dönüştüren Kaos GL, 1999’un sonbaharında, Kültür Merkezi’ni de yarattı. Kültür Merkezi, derginin inadının ve aşkının bir meyvesiydi. Kültür Merkezi kendi meyvelerini vermeye hemencecik başladı. İlk önce kütüphane fikri doğdu, sonra film gösterimleri başladı… LGBTİ+’lara dair önyargı, ayrımcılık ve nefreti sonlandırmak için pek çok panel, konferans, seminer ve benzeri organizasyonlara imza atan Kaos GL, 2001 yılındaki 1 Mayıs eylemine katılarak eşcinsellerin özgürlük mücadelesini alanlara taşıdı. Dergide “Peki ya eşcinsel işçiler” diye soran Kaos GL, 1 Mayıs alanında yerini alıyor. Derginin artık tarihileşen pembe pankart, gökkuşağı ve coşkuyla 1 Mayıs alanına koşan insanlardan oluşan fotoğrafı manşetine taşıdığı 2001 Yaz sayısında 1 Mayıs’a katılmanın önemi şöyle aktarılıyor: “BaharAnkara’nın hemen ardından da 1 Mayıs’a “Kaos GL, Eşcinsellerin Sesi” pankartı ile katılışımız Türkiye’de bir ilkin daha gerçekleşmesini sağladı. Henüz bizler alanlardayken televizyonların canlı bağlantılarında haber alıp şaşkınlık, sevinç ve heyecanla bizleri arayanlar alandaki coşkumuzu bir kat daha artırdı. Bu yılın 1 Mayıs’ına damgasını vuran eşcinseller olmuş, “Açılma”nın nasıl olacağına sıkı bir yanıt vermiştik.” Kaos GL’nin hikayesinde en önemli dönüm noktalarından biri de “Lezbiyen ve geylerin sorunları ve toplumsal barış için çözüm arayışları” sempozyumu. 1998’den bu yana Lambdaistanbul ve Kaos GL’nin ev sahipliğinde yapılan Türkiyeli Eşcinseller Buluşmaları’ndan çıkan bir fikirle Kaos GL 23-24 Mayıs 2003 tarihlerinde sempozyumu gerçekleştirdi. 2 gün süren sempozyumu 500 aşkın insan izledi. Bu sempozyum hem Kaos GL’nin politikalarını belirlemek hem de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine ilişkin talepleri oluşturmak ve kamuoyu ile paylaşmak açısından büyük önem taşıyordu. Bundan bir yıl sonra, 2004 yılında Kaos GL’nin çalışma alanları belirlenmiş; komisyonlar çalışmalarına başlamıştı bile. Nihayetinde Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL) dernekleşmek için resmi başvuruda bulundu ve 15 Temmuz 2005 tarihinde tüzel kişilik kazandı. Ancak Ankara Valiliği "4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 56. Maddesinde yer alan "Hukuka ve ahlaka aykırı dernek kurulamaz" hükmüne dayanarak derneğin tüzüğünün ve isminin ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle kapatılması için Cumhuriyet Savcılığına başvurdu. Valiliğin başvurusunu inceleyen Basın Savcısı ise dava açılmasına gerek görmedi, böylelikle Kaos GL Türkiye’de tüzel kişilik kazanan ilk LGBTİ+ derneği oldu. Kaos GL’nin hâlâ devam eden en büyük etkinliklerinden biri olan Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma’nın ilki 2006 yılında yapıldı. Ayrımcılığa karşı LGBTİ’lerin insan haklarının geliştirilmesi yönünde sosyal, kültürel ve akademik alanlarda etkinlikler düzenleyen Kaos GL Derneği, bu etkinlik ile o günden bugüne Türkiye'de LGBT bireylere yönelik ayrımcılığın tartışılmasına ve görünürlüğünün sağlanmasına zemin yaratmayı amaçlıyor. Uluslararası Homofobi Karşıtlığı Günü olan 17 Mayıs tarihi ise cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimlerle ilgili tüm fiziksel, ahlaki veya sembolik şiddetlere karşı eylem ve karşı durma günü. Ankara’da ilki yapılan Homofobi Karşıtı Buluşma “Gettolar değil, kentin tamamını istiyoruz” cümlesine paralel bir şekilde geçtiğimiz yıllarda ülkenin dört bir yanına yayıldı. Homofobi Karşıtı Buluşma ilk kez 2006 yılında yapıldı. İlk 3 yılında Ankara ile sınırlı kalan Buluşma, 4. yılında 6 şehre, 2010 yılında ise 5 Mart-16 Mayıs tarihleri arasında 16 şehre yayıldı. 2014 yılında 37 ayrı şehirde homofobi karşıtı etkinlikler organize edildi. 2015 yılında 28 şehirde 40 etkinlik düzenlendi. Homofobi Karşıtı Yerel Buluşmalar kapsamında 2016 yılında ise ilk kez Muş, Uşak, Iğdır, Manisa, Adıyaman, Mardin, Maraş, Zongurdak, Erzurum, Bandırma’da etkinlik yapıldı. Yıl boyunca 35 şehirde 55 etkinlik düzenlendi. 2016 yılı boyunca gidilen ve homofobi karşıtı buluşma etkinlikleri düzenlenen şehirler: Hatay, Adapazarı, Muş, Aksaray, İstanbul, Edirne, Uşak, Tekirdağ, Malatya, Eskişehir, İzmir, Iğdır, Manisa, Mersin, Bodrum, Karabük, Çanakkale, Adıyaman, Mardin, Adana, Samsun, Kocaeli, Trabzon, Maraş, Yalova, Zonguldak, Nazilli, Aydın, Erzurum, Adana, Kayseri, Bandırma, Van, Denizli, Bursa. LGBTİ+’ların hak mücadelesi ve sosyal haklar alanında ilki 2012’de düzenlenen Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum’un üçüncüsünde, 2014 yılında ev sahibi Tüm Bel-Sen idi. 2003 yılında “Lezbiyen ve geylerin sorunları ve toplumsal barış için çözüm arayışları” sempozyumunda sendika başkanları kürsüden konuşmazken, derneğin çalışma hakkını gündemleştirdiği sempozyumda KESK, Eğitim-Sen, SES, Tül Bel-Sen yönetim kurulu düzeyinde temsil edildi ve sendikaların LGBTİ alanında çalışacağının taahhüdü verildi. Derneğin bir diğer büyük etkinliği Feminist Forum ise her sene güçlenerek yerel ve küresel düzeyde heteroseksizm ve ataerkiye karşı yoldaşlığı, dayanışmayı, mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Sınırlara inat birlikte mücadeleyi önemseyen Kaos GL, 2008 yılında LGBTİ+ mültecilerin sorunları ile ilgili doğrudan çalışmalarına başladı. Kayseri, Isparta, Eskişehir’e ziyaretler düzenledi. LGBTİ mültecilerin sorunlarını raporlaştırdı. Derneğin mülteci alanındaki çalışması genişleyerek saha ziyaretleri, sosyal ve hukuki danışma, kültürel etkinlikler ve raporlar ile devam ediyor. 2007 yılında diğer LGBTİ+ örgütleriyle birlikte LGBTİ’lere yönelik insan hakları ihlallerini izlemeye başlayan Kaos GL, hak ihlalleri yaşanmasın, ayrımcılık ve nefret yerine toplumsal barış hayatlarımıza yön versin diye çalışmaya devam ediyor… |
*Rapor kapsamında kullanılan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimler ile tanımları, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamları, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımları ve daha fazlası, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulunabilir.
(EMK)