Fotoğraf: Suruç Aileleri duruşma öncesi basın açıklaması yaptı. Kaynak: MA
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Suruç katliamı davasının karar duruşması, bugün (22 Ekim) Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi Hilvan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda görüldü.
Urfa'nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015'te Kobanî'deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi'nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelenlerden 33 kişi, IŞİD'in intihar saldırısında hayatını kaybetmişti.
MA'daki habere göre mahkeme heyetinin, avukatların mütalaaya karşı savunma yapma talebini reddetmesi üzerine aileler tepki gösterdi. Tepki üzerine verilen aranın ardından içeri alınan aileler ile mahkeme heyeti arasına Jandarma yerleştirildi.
21. duruşmaya katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, katliamda yaralananlar, Suruç için Adalet Platformu avukatları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, HDP Milletvekilleri Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan, Murat Çepni, Nuran İmir, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, Urfa Barosu Başkanı Mehmet Velat İzol, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, SGDF üyeleri de katıldı.
"Müvekkilimi dahi göremiyorum"
Devam eden duruşmada ilk sözü alan avukat Ruken Gülağacı,"Mahkeme heyeti olarak sizi göremiyoruz, arada jandarma var. Jandarmaları dışarı çıkarın. Ben müvekkillerimi dahi göremiyorum. Bu yargılama silahlar altında yapılıyor, bu olmaz. Biz sanık değiliz. Jandarmaları kenara çekin. Herkes buraya bir umut ile geliyor. Son sözlerini söylemek istiyorlar. Niye bunu engelliyorsunuz. Bize bunu açıklayamazsınız. Yasal olarak bizim söz söyleme hakkımız var" dedi.
Mahkeme heyeti, jandarmanın dışarı çıkarılması talebini reddetti.
TIKLAYIN - 2015'ten 2020'ye bir adalet mücadelesi: Suruç Katliamı
"Bu davayı kapatmak istiyorsunuz"
Mütalaaya karşı savunma hakkı tanınmayan avukatlardan Sevda Çelik Özbingöl, usule ilişkin konuşarak mahkemenin verdiği kararla Anayasa'yı ihlal ettiğini belirti. Bu duruşmada bir kararın çıkması halinde adaletin sağlanmayacağını dile getiren Özbingöl, "Biz adalete olan inancımızı koruyoruz. Mahkemenin adaleti tecelli etmesini istiyoruz. Bugün eksikler giderilmeden bir karar çıkarsa adalet sağlanmayacak. Yakup Şahin açısından istenilen ceza tek kişi açısından adil olabilir, ancak genel açısından adalet sağlanmayacak. İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde 'Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ'lı terörist yakalandı' başlığıyla servis edilen açıklamada adı geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal'in dosyasının bu dosya ile birleştirilmesi gerek" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, oy birliğiyle dosyasının birleştirilmesi talebini reddetti.
Dosya avukatlarından Sezin Uçar da, karara tepki gösterdi. Uçar, "Hakim ret etme talebimiz üzerine böyle bir tavır ile karşılaşmamız ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. Siz tarafsız değilsiniz. Bu davayı kapatmak istiyorsunuz. Bizim konuşmamızı engelleyemezsiniz. Bizim taleplerimiz var, eksikler var bunları önemsemiyor musunuz? Tüm bağlantıları açığa çıkarmak istiyorsanız, taleplerimizi kabul etmeniz gerek. İŞİD bağlantıları olan bir terör örgütü. Devlet ile de bağlantıları var. Bunu biz söylemiyoruz, bütün uluslararası kamuoyu söylüyor. Ömer Yete'nin ifadesini dikkate alın. El Aggal neden bu dosyaya dahil edilmiyor? Bağımsız değilsiniz" dedi.
Mahkeme heyeti Uçar'ın açıklamalarını kendine karşı "hakaret" olarak algıladı, taleplerine karşı bir cevap vermedi.
Urfa Baro Başkanı Velat İzol, jandarmanın salonda bulunmasına tepki göstererek, yargılamanın devam etmesi için avukatlara söz hakkı verilmesi ve jandarmanın dışarı çıkarılması talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti İzol'un talebini "mahkeme salonunun geniş olduğu" gerekçesiyle reddetti. Avukat Serdil İzol, mahkeme heyetinin tavrına tepki göstererek, herkese söz hakkı verilmesi talebinde bulundu. Mahkeme heyeti talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından mahkeme heyeti aile ve patlamada yaralananları dinleme yönünde karar alındığını açıkladı.
Reddi hakim talebine ret
Katliamda eşi Ferdane ve oğlu Nartan'ı kaybeden Metin Kılıç, mahkemenin adil bir yargılama yapacağına inanmadığı için reddi hakim talebinde bulundu. Heyet ise duruşmanın uzatılması için bu talepte bulunulduğunu iddia ederek talebi reddetti.
"Çocuğumun katili bir kişi değil"
Katliamda yaşamını yitiren Hatice Ezgi Saadet'in babası Ali Saadet şöyle konuştu:
"Sanıklar yerine bize ceza vermek istiyorsunuz. Ben 20 yaşındaki kızımın katillerini görmek istiyorum. Biz buraya binlerce kilometre yol alarak keyfiyetten gelmiyoruz. Çocuğumun katili bir kişi değil. Bu katil SADAT'tan mı eğitim aldı? Talebim avukatların taleplerinin kabul edilmesi. Çocuğumun katillerini sizden istiyorum. Ben burada konuşurken bile gönül rahatlığıyla konuşamıyorum, acaba beni alırlar mı diye düşünüyorum. Bize yapılan düşman muamelesi. Çocuğumu elimden adlılar, yardım edenleri açığa çıkarmıyorsunuz. Ben bunu talep ettiğimde ablukaya alınıyorum. Yazık. Bağlantılar ortaya çıkarılsın."
"Davutoğlu mahkemeye getirilsin"
Katliamda yaşamını yitiren Süleyman Aksu'nun annesi Kudret Aksu, Kürtçe konuşarak "Ben katilleri istiyorum. Davutoğlu (Ahmet Davutoğlu) mahkemeye getirilsin. Adalet toprağın altında olsa çıkarılmasını istiyorum. Oğlumun mezarını 7 kez yıktılar, evimi yaktılar. Ben sadece adalet istiyorum. Ben çocuklarımın katilini istiyorum. Siz kapatsanız da biz bu davayı kapattırmayacağız. Biz anneyiz barış istiyoruz" dedi.
Mütalaaya karşı savunma yapan Yakup Şahin, bir önceki duruşmada yaptığı savunmayı tekrarladı.Savunmanın ardından Şahin ve avukatı beraat talebinde bulundu.
34 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası
Müzakere arasının ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi'nin dosyalarının aramaları devam ettiği gerekçesiyle ayrılmasına karar verdi.
Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin'e "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme" suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, eylemin teşebbüs noktasından kalmasından bin 890 yıl, patlayıcı bulundurmaktan 10 yıl ve 40 bin TL para cezasıyla cezalandırdı.
Aile ve avukata suç duyurusu
Mahkeme ayrıca Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, katliamdan yaralı olarak kurtulan Çağla Seven, saldırıda ölen Çağdaş Aydın'ın babası Fethi Aydın ve avukat Sezin Uçar hakkında mahkeme heyetine hakaret ve tehditte bulunduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Aileler ve siyasetçilerden karara tepki
Aileler, mahkemenin kararını alkışlarla portesto etti.
HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay karar sonrası adliye önünde yaptığı açıklamada, davanın üstünün kapatılmasına izin vermeyeceklerini belirterek, "Bütün kirli dosyalarda olduğu gibi failler korundu, dosyanın üzeri kapandı. Roboski'den, Suruç'a, Ankara Gar katliamına tüm katliamlardaki gibi failler korundu. İktidar cezasızlık politikasıyla üzerini kapattı" dedi.
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal da karara tepki göstererek, "Sembolik ve seçilmiş kurbanlar üzerinden cezalarla davalar kapatılmaya çalışılıyor. Önemli olan bugün burada direnen ve mücadele veren, aynı zamanda mağdur durumunda olanların, onları savunanların soruşturmaya tabi tutulması" diye konuştu.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ise, mahkemenin siyasi bir karar verdiğini belirterek. "Kararı biz tanımıyoruz. Mücadelemiz sürecek. Suruç için adalet herkes için adalet talebini her yerde sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.(AÖ/KÖ)