Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Geçen Cuma görülen davada mahkeme heyeti adaletsizliğe bir imza daha attı.
“Böylece de tarihin en kötü sayfalarında yerini aldı. Tüm katliamın sorumluluğunu Yakup Şahin’e yükledi ve onu cani ilan etti.
“Böylece de tüm bir davanın üstünü kapattı. Bu katliamdaki diğer sorumluların üstünü örttü.
“Biliyoruz ki Suruç Katliamı aydınlatılırsa diğer katliamlar da aydınlatılır.
“Sultanahmet patlamasındaki sanık ‘Suruç’la ilgili de bilgi verdi’ ancak bu dikkate alınmadı. Keza Ahmet Davutoğlu da bildiklerini olduğunu açıkladı ama mahkeme onu tanık olarak dinleme gereği duymadı.
“Bizim için adil bir yargılama olmadı, adalet gelmedi. Bu karar da adalet arayışımızdan vazgeçeceğimiz anlamına gelmesin.
“Altı yıl değil 66 yıl geçse de adalet arayışımız, mücadelemiz sürecek. Bu arada tazminat davasıyla ilgili kararda bölge mahkemesi katledilen 33 kişiyi yüzde 50 kusurlu buldu. İnanılır gibi değil. Hem canımızı kaybettik hem de kusurlu olduk. Hepsine karşı mücadelemiz sürecek.”
Suruç Katliamı’nda annesi Nazegül Boyraz’ı kaybeden Yasemin Boyraz, mahkemenin sadece bir sanığa verdiği cezaya böyle tepki gösterdi.
Hatırlanacağı üzere Suruç Katilimı’na ilişkin davanın karar duruşması 22 Ekim Cuma günü görüldü ve mahkeme, tek tutuklu sanık Yakup Şahin'e 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
TIKLAYIN - Suruç'ta yaşamını kaybeden 33 "Düş Yolcusu"
Hatırlatma:Urfa'nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015'te Kobanî'deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi'nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelenlerden 33 kişi, IŞİD'in intihar saldırısında hayatını kaybetmişti. |
Suruç Aileleri İnisiyatifi avukatlarından Sezin Uçar da davada verilen kararla adaletin sağlanmadığına dikkat çekerek, “Suçun insanlığa karşı işlendiğini ve zaman aşımı gibi bir durum olmayacağını” vurguluyor.
“İstinafa ve Yargıtay’a gideceğiz, adalet sağlanmazsa AİHM’e”
Yarın (27 Ekim 2021 Çarşamba), İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde Suruç Aileleri ile birlikte bir basın toplantısı düzenleneceğinin bilgisini de paylaşan Uçar dava hakkında şunları söylüyor:
“Sadece tek bir kişinin yargılanmasına hep tepki gösterdik. Davaya dair sürekli yeni bilgiler geliyordu. Bu bilgilerin dikkate alınması davada diğer sorumluların açığa çıkartılmasını sağlayacaktı. Ancak bu konuda ilettiğimiz hiçbir talebi mahkeme dikkate almadı.
"Özellikle düzenlenen her IŞİD operasyonunda yeni bir bilgi açığa çıktı fakat mahkeme bunu değerlendirmedi. Defalarca talebimiz oldu. Bu taleplerimiz hiçbir zaman dikkate alınmadı.
“Biz de taleplerimiz dikkate alınmadığı için reddi hâkim talebinde bulunduk. Ancak bu talebimiz de kabul edilmedi.
“Sonuç olarak mahkeme sadece Yakup Şahin’e ceza vererek dosyayı kapattı. Üstüne bir de aileler ve biz avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Heyeti tehdit ettiğimizi iddia etti. Oysa biz kendisinden hukuki davranmasını istedik o bunu hakaret olarak nitelendirdi.
“Biz bu kararı istinafa taşıdık, oradan sonuç çıkmazsa Yargıtay’a taşıyacağız. Sonuç alamazsak AİHM’e kadar götüreceğiz. Mahkeme salonlarında ve sokakta adalet talebimizden vazgeçmediğimizi hep söyleyeceğiz.”
TIKLAYIN - Beş yıllık adalet mücadelesinin raporunu okuyun
Avukatların talepleri *Suruç Katliamı davasını gören Şunlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi kovuşturmayı derinleştirmeli, katliamın tüm yanlarıyla araştırılması ve sorumluların bulunması konusunda "istekli ve cesaretli" olmalı, yargılamanın gerektirdiği özen ve ciddiyetle hareket etmelidir. *Duruşma Hilvan Cezaevi Kampüsü'nün dışında uygun bir duruşma salonuna alınmalı, davayı takip edenler üzerinde oluşturulan baskıya son verilmelidir. *Sanık Yakup Şahin duruşmada hazır edilmeli, katılan vekilleri olarak bizlerin sanığa uygun ortamda soru sorması sağlanmalıdır. *Katliam sonrasına ilişkin görüntüleri yok eden kamu görevlileri tespit edilmeli ve haklarında işlem başlatılmalıdır. *Abdullah Ömer Arslan'ın korunmasından vazgeçilmeli, hakkındaki somut delillerin varlığı göz önünde bulundurularak bir an önce tutuklanmalıdır. *Katliamda sorumluluğu bulunan polisler hakkında açılan davalar ana dava ile birleştirilmeli, katliama ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek kovuşturma kamu görevlilerine doğru genişletilmelidir. *Katliamda sorumluluğu olan başta dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, Şanlıurfa Valisi, Suruç Kaymakamı, Suruç İlçe Emniyet Müdürü, Şanlıurfa Çevik Kuvvet Şube müdürü, Şanlıurfa olay yeri inceleme ve kimlik tespit şube müdürü, milli istihbarat teşkilatı müsteşarı ve sorumluluğu bulunan tüm kamu görevlileri hakkında yapılan başvurularımızın hukuksuz gerekçelerle reddinden vazgeçilmeli, kamu görevlileri üzerindeki yargı eliyle yaratılan koruma zırhı kaldırılmalıdır. *Firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi'nin yakalanması için gerekli işlemler yapılmalıdır. *Suruç katliamının soruşturulması ve kovuşturulması aşamalarında görevi kötüye kullanan yargı mensupları hakkında cezai ve idari işlem yapılmalıdır. *Suruç için Adalet mücadelesi yürütenler üzerindeki baskılar son bulmalı, adalet arayanlarla değil, katliamda sorumluluğu olanlarla mücadele edilmelidir. |
(EMK)