Bundan dokuz yıl önce Kobanili çocuklara oyuncak götürmek için Türkiye’nin farklı illerinden Urfa Suruç’a giden ve canlı bomba saldırısı sonucunu yaşamını kaybeden 33 "Düş Yolcusu”ndan biri de Vatan Budak’tı.
Suruç’ta yaşamını kaybeden 33 "Düş Yolcusu"
SURUÇ KATLİAMI’NIN 5. YILI
“33 Düş Yolcusu” anılıyor: Öğretmen Süleyman Aksu
Öldürülmesinin dokuzuncu yılında Vatan Budak’ı anlatan babası Murat Budak, titreyen sesinin gölgesinde “oğlumu anlatacağım” diyor ve devam ediyor:
“33’ler bizim acımız değil, onurumuzdur. Onu önce söyleyeyim. Acı olarak onu kabul etmiyoruz. Onlar bizim onurumuzdur.”
Suruç'ta Yaralanan Vatan Budak Yaşamını Yitirdi
Vatan’ın çocukluğu, gençliği, ve son anları Murat Budak’ın dilinden dökülürken, sadece bir bireyin hikayesi değil, aynı zamanda bir toplumun mücadeleye ve adalete olan inancı da gözler önüne seriliyor.
Vatan, henüz 22 yaşındayken aramızdan ayrıldı ama arkasında güçlü bir sosyalist mücadele ve dayanışma örneği bıraktı.
"Yoldaştık"
Murat Budak, Vatan’ın nasıl bir çocuk olduğunu anlatırken, aralarındaki ilişkiyi arkadaşlık ve yoldaşlık olarak tanımlıyor:
“22 yıllık ömründe bana hiç baba dediğini hatırlamıyorum. Çünkü biz arkadaştık, yoldaştık. Vatan çok zeki, insanları sever. Vatan’ın zekası ve insan sevgisi, hayatının her anına yansımış.”
Üniversiteye giden Vatan, ailesine katkı sağlamak için çalışırdı. İşten döndüğünde cebindeki son kuruşu, mahallede oynayan çocuklara dondurma almak için harcardı.
Bu cömertliği, onun insan sevgisinin ve toplumsal sorumluluk bilincinin bir yansımasıydı. Murat Budak, onun bu yönlerini anlatırken, onunla gurur duyduğunu yineliyor:
“Benden para alırdı, dayanışma alanlarına giderdi. Çalışırdı yine parasını o alanlarda harcardır. En son da yine yol parası aldı. Bu kampanya için Suruç’a gitmek istiyordu. Çok heyecanlıydı. Çok mutluydu. Ben böyle bir sosyalist evlat yetiştirdiğim için onunla gurur duyuyorum.”
Bayramlarda da dayanışmasını sürdürürdü
Vatan, bayramları ailesiyle geçirmek yerine, acı çeken insanların yanında olmayı tercih ederdi. Roboski, Soma ve en son bayramda gitmek istediği Kobani, onun durakları. Her bayram katliama uğrayan yerlerde, acı çeken insanların yanında olmak, onun adalet arayışının bir parçasıydı.
“Mahkeme değil, tiyatro”
Vatan’ın ölümünden sonra başlayan dava süreci, Murat Budak için bir mahkeme değil, tiyatrodan farksız:
“Mahkeme demeyelim, bir tiyatro oynanıyor. Her şey net, gözümüzün önünde. Her şey belgeli, kanıtlı,” diyerek anlatıyor adaletsizliği. “400 milletvekili verin, bu iş çözülsün diyenler. Ahmet Davutoğlu’nun açıklaması vardı, ‘7 Haziran 1 Kasım arasında olanları söylesem insan yüzüne çıkamazdılar.’ Bunlar hep itiraftır. Artık konuşma zamanı gelmedi mi?”
Murat Budak ve diğer 33’lerin aileleri, adalet arayışından asla vazgeçmiyor:
“Biz her zaman doğacak günden bugüne kadar, mücadelemiz bir kişide kalsak o mahkemelere gideceğiz, mücadelemize devam edeceğiz. Sadece Suruç için değil, Sivas, Maraş, Gazi, tren kazası, Rabia Naz gibi birçok adaletsizlik için de mücadele veriyoruz.”
Vatan Budak’ın hikayesi, sadece bir gencin hayatını değil, aynı zamanda bir toplumun adalet arayışını da simgeliyor. Murat Budak’ın sözleri, bu mücadeleye olan inancını ve oğlunun onurlu mirasını yaşatma kararlılığını ortaya koyuyor:
“Biz sosyalist insanlarız. Dünya halklarının kardeşliği olan insanlarız. Böyle bir değerli yoldaş yetiştirdiğimiz için de gururluyuz.”
İl il Suruç Katliamı anma törenleri
DAVUTOĞLU'NUN 7 HAZİRAN - 1 KASIM SÖZLERİ
7 Haziran - 1 Kasım Sürecinde Neler Yaşandı?
(EMK)