Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Cilbiya ve Biliga köyleri ile Uludere’ye bağlı Şenoba beldesi arasında yer alan kırsal alanda, geçtiğimiz hafta 36 dağ keçisi (pezkovî) öldürüldü.
Katliamı duyuran Şırnak Ekoloji Derneği, 12 Aralık’ta yaptığı açıklamada, uzun namlulu silahlarla vurularak öldürülen dağ keçilerinin çiftleşme ve üreme döneminde olduklarını, bu nedenle ağır bir suç işlendiğini belirtti.

Şırnak’ta 36 dağ keçisi öldürüldü
Şırnak Barosu önceki dönem başkanı avukat Rojhat Dilsiz, bölgedeki ağaç kesimleriyle yaşam alanları daraltılan hayvanların artık doğrudan hedef alındığını; ancak bu konuda seslerini kamuoyuna duyurma konusunda yeterli destek göremediklerini belirtti.
“Tanıklara göre failler korucular”
Dilsiz, 36 dağ keçisinin öldürülmesiyle ilgili hukuki süreci şöyle anlattı:
“Bu tür durumlarda tanıklık, görsel ya da doğrudan bilgiye ulaşmakta ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Ballıkaya köyü Cudi eteklerinde yer alıyor, tanıklara göre failler korucular. Konuya dair bilgi edindikten sonra değerlendirmemizi yaptık; ancak somutlaştırma aşamasında sorun yaşıyoruz. Yerel halk, bu kişilerle birlikte yaşadıkları için haklı olarak tanıklık etmekten kaçınıyor.
“Elimizdeki bilgiler, olay günü 36 dağ keçisinin uzun namlulu silahlarla öldürüldüğü yönünde. Bu ölçekte silah seslerinin askerler tarafından duyulmaması mümkün değil, köylülerin tanıklıkları da bunu doğruluyor. Olayı gündeme taşımak için baronun sayfasından paylaşımlar yaptık ve süreci yakından izliyoruz. Yargıya taşırken de yalnızca duyumlara değil, tanıklık ve görsellerle desteklenmiş somut delillere dayanmak istiyoruz. Bu kapsamda valiliğe de başvuracağız.”

“Dağ keçileri bu coğrafyada bir sembol”
“Doğa kıyımı, şimdi nesli tehlike altında olan dağ keçilerine yönelmiş durumda,” diyen Dilsiz, bölgede uzun süredir devam eden ekolojik tahribatlara dikkat çektiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Coğrafyamız uzun süredir ciddi bir doğa katliamına sahne oluyor. Daha önce de bu konuda kapsamlı çalışmalar yürüttük. Türkiye’de son yıllarda en fazla orman kaybının yaşandığı bölgelerden biri burası. Korucuların, askerlerle birlikte ağaç kesimi yaparak bunu ekonomik kazanca dönüştürdüklerine dair ciddi bulgular var. Daha önce ağaçlarla yapılan bu doğa kıyımı, şimdi nesli tehlike altında olan dağ keçilerine yönelmiş durumda.
“Dağ keçileri bu coğrafyada bir sembol. Dersim’e gittiğinizde de yollarda dağ keçileriyle karşılaşırsınız ve onlara kutsiyet atfedilir. Belirli dönemlerde av yasakları uygulanmasının nedeni de budur. Ancak bugün, zaten yaşam alanları maden faaliyetleriyle, ağaç kesimleriyle yok edilmiş olan bu canlılar, sistematik biçimde ve uzun namlulu silahlarla katlediliyor. Bu, doğa katliamının ulaştığı yeni bir aşamayı gösteriyor. Bu olayın güvenlik güçlerinin bilgisi dışında gerçekleşmesi hayatın olağan akışına aykırı.

Dersim'in dağ keçileri, avlanma tehdidiyle karşı karşıya
“Coğrafyamızdaki kıyım maalesef sürüyor”
“Daha önce Orman Genel Müdürlüğü verilerinden yararlanarak, Şırnak bölgesinde yedi ay içinde yüzde 12’lik orman kaybı yaşandığını tespit etmiş ve bunu raporlaştırmıştık. 2021, 2022 ve 2023’te benzer raporlar yayımladık. Bugün yaşananlar, o raporlarda öngördüğümüz sürecin halkalarından biri.
“Artık yalnızca ağaçlar kesilmiyor, dağlar dinamitle patlatılıyor ve yaşam alanları daraltılan hayvanlar doğrudan yok ediliyor. Sesimizi kamuoyuna duyurmakta zorlanıyoruz. Hem hukuki hem toplumsal ölçekte mücadelemize devam ediyoruz; ancak resmî merciler üç maymunu oynuyor. Kırsal bir alanda silah sesleri duyulup askerlerin bundan haberi olmaması mümkün değil. ‘Haberimiz yok’ demeleri gerçekçi değil. Coğrafyamızdaki kıyım maalesef sürüyor. Biz de buna karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Dağ keçisi (pezkovî) hakkında

Dağ keçilerinin eti, postu ya da boynuzu bazı çevrelerde statü nesnesi veya dolaylı bir gelir kaynağı.
Dağ keçileri, Dünya Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türler Kırmızı Listesi’nde yer alıyor ve özellikle bazı alt türler “vulnerable/tehlike altında” olarak değerlendiriliyor.
Türkiye’de de dağ keçileri, devletin yaban hayatı koruma listelerinde yer alıyor ve bu kapsamda öldürülmeleri (avlanmaları) yasak. 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu çerçevesinde, koruma altındaki türleri öldürenlere sadece para cezası değil, 2 ile 5 yıl arasında hapis cezası gibi adli yaptırımlar da öngörülüyor.
Kürtler ile Alevilerin birçok sözlü anlatısında ve inanç dünyasında dağ keçisi, Hızır’ın keçisi olarak da geçiyor ve dokunulmaz canlılar olarak kabul ediliyor.
Bu anlayışa göre dağ keçisini öldürmek, yalnızca bir hayvanın yaşamına son vermek değil; mekânın hafızasına ve coğrafyanın kutsallığına zarar vermek anlamına geliyor. Ve dağ keçilerinin öldürülmesi, bölgede yalnızca ekolojik bir tahribat olarak değil; ahlâki ve kültürel bir ihlâl olarak değerlendiriliyor. (TY)







