Haberin İngilizcesi için tıklayın
Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan akademisyenlere yönelik davalar Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi, 32. ve 14. Ağır Ceza Mahkemelerinde devam etti.
Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Veli Polat'a 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Prof. Dr. Üstel'in hakkındaki ceza "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gerekçeleriyle bu maddeyi uygulamadı. Karara karşı itiraz yolu istinaf istemi hükmüyle açık bırakıldı. Polat'ın hapis cezasında hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Dört akademisyen
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, kişi aynı suçu beş yıl içinde tekrarlamadığı takdirde hüküm ortadan kaldırılıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu madde 231’deki düzenlemede şu ifadeler öne çıkıyor. “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.” |
14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) Boğaziçi Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. Nüket Esen ilk duruşmasına çıktı. Savunmasını sunan Esen suçlamaları reddetti. Mahkeme, duruşmayı 28 Haziran'a erteledi.
32. ACM'de İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Veli Polat, Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Özyeğin Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Yasemin Gülsüm Acar üçüncü duruşmalarına çıktı.
Acar'ın duruşması avukatının mazereti gerekçesiyle 12 Nisan'a ertelendi.
180 akademisyen yargılanıyor
Duruşmaları izleyenler arasında Birleşik Krallık Article 19 grubundan temsilciler vardı.
23 Şubat'ta görülen ikinci duruşmada, 32. ACM'nin duruşma savcısı Caner Babaloğlu esas hakkında mütalaasını sunarak akademisyenlerin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2’den cezalandırılmasını istemişti. Akademisyenlerden Polat savunmasını ilk duruşmada sunmuş, ikinci duruşmaya katılamamıştı. Üstel davasının ilk, Acar ise ikinci duruşmasında savunmalarını sunmuştu.
İmzacı akademisyenlere yönelik davalar, 5 Aralık 2017'de başladı. 4 Nisan itibariyle 180 kişinin ilk duruşmaları, bu kişilerden 30'unun ikinci, bir akademisyenin üçüncü duruşması görülmüş oldu. Beş akademisyen hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi, cezalar ertelendi.
Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
14. ACM
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Atila Öztürk; Üyeler: İrfan Şancı, Hasan Aydın; Savcı: Seçkin Yılmaz.
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nüket Esen duruşma salonunda hazır bulundu. Esen savunmasını mahkemeye yazılı ve sözlü sunarak beraatini talep etti.
TIKLAYIN - Prof. Dr. Nüket Esen'in Beyanı
Avukat Sennur Baybuğa, 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dava dosyasının mahkemeye celbini, 14. ACM'de devam eden bütün akademisyen davalarının birleştirilmesini talep etti.
13. ACM’deki dosya Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Henüz yanıt gelmedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. TCK 301 Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
Baybuğa: İddianame savcısı hakkında şikayette bulunacağız
Baybuğa, müvekkilinin dosyasında emniyetteki ifade, bildiri ve iddianame dışında sosyal medya hesaplarından paylaşılmış bazı dökümanların delil olarak kullanıldığını belirterek bu belgelerin dosyadan çıkarılmasını, çıkarılmadığı takdirde delil olarak değerlendirilmemesini talep etti.
"Müvekkilim anayasada teminat altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmıştır. Anayasal hakkın kullanılmasının engellenmesi niteliğindeki iddianame nedeniyle iddianameyi hazırlayan savcı hakkında şikayet hakkımızı kullanıyoruz. İdari mercilere de başvuruda bulunacağız."
Dosyaların birleştirilmesinde "fayda" görülmedi
Mahkeme, 13. ACM'deki dosyanın iddianamesinin bir örneğinin istenmesine, 14. ACM'deki dosyların birleştirilmesi talebinin "bir fayda görülmemesi ve dosyaların birbirlerini hukuki yönden etkileme durumu bulunmadığından" reddine, dosyadaki sosyal medya dökümanlarının dosyadan çıkartılması talebinin "delil değerledirmesi serbestçe yapılacağından" reddine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 28 Haziran 09.30'da görülecek.
32. ACM
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Ömer Günaydın; Üyeler: Onur Sert Habibe Ertuğrul; Savcı: Caner Babaloğlu.
1. duruşma
Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel duruşma salonunda hazır bulundu. Üstel savunmasında beraatini talep ederek, “Bütün kesimler adına sürdürülebilir barış için bu metni imzaladığımı heyetinize daha önce yaptığım savunmada söyledim. Takdiri heyetinizi bırakıyor, suçlamaları reddediyorum" dedi.
Avukat Fikret İlkiz söz alarak esas hakkında mütalaaya ilişkin savunmasını sundu. İlkiz 32. ACM'nin üç akaddemisyene verdiği hapis cezası kararı ve açıkladığı gerekçeli kararına ilişki beyanlarda bulundu.
TIKLAYIN - Barış Akademisyenine Ceza Gerekçesi: "Aynı Çağrıyı PKK'ya Yapmadı"
"Daha önce verilmiş kararınıza baktığım zaman aynı gün görülen dosyalarda kopyala yapıştır yaparken maddi bir hata yapmışsınız. Gerekçeli kararınızda sanık Cingöz için verdiğiniz kararda sanık Önder'in ismi yazıyor."
"İç çatışmalarla terör eylemleri arasındaki ince çizgi bu anlamdaki akademisyen davalarında eşik niteliğindedir" diyen İlkiz, bir makaleden alıntı yaparak şunları söyledi:
"'Çatışmanın uluslararası silahlı çatışma olarak kabul edilmesi için en az iki devletin silahlı kuvvetinin bulunması gerekir. Çatışma boyunca ortaya konan veriler çerçevesinde, bir iç çatışmanın varlığı subjektif olmalıdır. Var olan sisteme meydan okunması şeklinde değil onun etkin hale getirilmesi şeklinde değerlendirilmelidir. İç silahlı çatışmalara amacına uygun yaklaşılmalıdır.'
"Devlet ifade özgürlüğü hakkını ihlal edemez"
"7 Aralık 2017'deki oturumda biz altı rapor sunduk. Altı ek gerekçeli kararlarda kullanılsın diye, bütün bu davalarda nasıl bir yol izleyeceğimizi göstersin diye sunulmuştur. Ben size ifade özgürlüğünü anlatmayacağım. Ama altını çizmek gerekir ki buradaki devletin ifade özgürlüğü değil.
"Devlet, ifade özgürlüğü hususunda pozitif yükümlülüklere sahiptir: devlet ifade özgürlüğünü sınırlandırmak suretiyle hak ihlal edemez. Bu anlamda devlet bizim ifade özgürlüğümüzü korumamıştır. Aksine hak ihlalini mahkemeye aktarmak suretiyle yeni bir hak ihlalinin de önünü açmıştır.
"Bir dirhem adalet için mahkemenizden talebim yok"
"Devletin bu yapılanı bizim önümüze meşru bir araçmış gibi koymaya hakkı yoktur. Yargının hiç hakkı yoktur. Hükümet, devlet güçleri, silahlı kuvvetler eleştirilemez konuma getirilmiştir. Demokratik bir toplumda bu mümkün değildir.
"Bir dirhem adalet ya da bir dirhem hukuk için mahkemenizden herhangi bir talebim yok. Bir karar verecekseniz buyurun verin. Ama eğer bu eklerin incelenmesi konusunda fikriniz varsa duruşmayı erteler kararınızı sonra verirsiniz."
"Pişmanlık beyanı olmadığı için" ertelemeye gerek duyulmadı
Mahkeme, Üstel'e 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine karar verdi. Heyet kararında "sanığın pişmanlık göstermeyen kişiliği"ni gözettiğini belirterek "Mahkememizde suç işlemekten çekineceğine dair kanaat oluşmamıştır" dedi. Bu gerekçeye ek olarak avukat İlkiz ve Üstel'in hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde talepleri olmadığını da gerekçe göstererek cezayı ertelemedi. Cezanın "süresi göz önüne alındığında" adli para cezasına çevrilemeyeceği belirtildi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi Başkanlığına istinaf istemiyle itirazda bulunabilecekleri söylendi.
Karar: "Sanığın TMK 7/2'den suçunun sabit görülerek aynı maddenin 1. cümlesi gereğince suçun işleniş biçimi, fiilin özellikleri, katın ağırlığı ve yoğunluğu dikkate alınarak 1 yıl hapisle cezalandırılmasına, suçu basın ve yayın yoluyla işlemesi nedeniyle aynı maddenin 2. cümlesi gereğince cezanın ikide bir oranında arttırılmasına, yargılama sıraındaki davranışları nedeniyle altıda bir oranında indirim yapılarak 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına hükmedildi."
Füsun Üstel hakkındaAkademisyen. Ortaöğrenimi Notre Dame de Sion’da, yükseköğrenimi Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde (AÜSBF ) tamamladı. 1980-81’de İtalya’nın Bologna kentindeki Johns Hopkins Üniversitesi’nde yükseklisans programını izledi. 1982’de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde araştırma görevlisi oldu. 1987’de AÜSBF’den doktorasını aldı. 1993’te doçent oldu. 1990’da M.Ü. Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim üyesi oldu; daha sonra Galatasaray Üniversitesi'ne geçti. Türkiye ve uluslararası sosyalbilim dergilerinde Türkiye tarihi, milliyetçilik ve kimlik sorunuyla ilgili makaleleri yayınlandı. İletişim Yayınları’ndan çıkan “Türk Ocakları 1912-1931” (2004) ve "Makbul Vatandaş"ın Peşinde” (2004) adlı kitapları bulunuyor. |
2. duruşma
İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Veli Polat duruşma salonunda hazır bulundu. Polat ilk duruşmada sunduğu savunmasını yineleyerek beraatini talep etti.
Avukat Orhan Kılıç söz alarak esasa ilişkin mütalaayı kabul etmediğini söyledi. "Müvekkilimin eleştirisinin doğruluğunu ispat bakımından tanık dinletme talebimiz var. Bu nedenle süre talep ediyoruz" dedi.
Kılıç savunmasında şöyle konuştu:
“Sivil insanların yaşadığı evlere saldırılar da olduğu gerekçesiyle devlet eleştirilmiştir. İmza metninin tek taraflı olduğu eleştirisi var. Ama ikisini terazinin iki kefesine eşmiş gibi koyamazsınız. Devletin savcısı var, mahkemesi var. Bir akademisyen, hukuku ihlal ettiğinde elbette devleti eleştirecek. Akademik özgürlük bunu gerektirir.”
Tanık dinletme talebi reddedildi
Mahkeme, Kılıç'ın talebini "yargılamanın geldiği safha, esas hakkındaki mütalaanın açıklanmış olması ve özellikle sanığın bildiride yapmış olduğu eleştirinin doğruluğunun ispatının davanın esasını ve atılı suçun unsurlarını etkilemeyeceği, bu aşamadan sonra yargılamayı uzatmaya neden olduğu" gerekçeleriyle reddetti.
1 yıl 3 ay hapis cezası
Polat'ın avukatları "suçun maddi gerekçeleri oluşmadığı ve müvekkilinin imzasını geri çektiği gerekçesiyle" derhal beraat talebinde bulundu.
Mahkeme, Polat'a 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakılarak hapis cezası ertelendi.
3. duruşma
Özyeğin Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Yasemin Gülsüm Acar duruşma salonunda hazır bulundu. Acar ikinci duruşmada sunduğu savunmasını yineleyerek derhal beraat talebinde bulundu.
Avukatı Selin Yılmaz söz alarak, 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dava dosyasının celbini ve incelenmesini, 14. ACM'de devam eden akademisyen davalarının birleştirilmesini talep etti. Taleplerinin reddedilmesi halinde esas hakkındaki mütalaa için savunmasını hazırlamak üzere ek süre talep etti.
Duruşma ertelendi
Mahkeme, avukatın taleplerini "bir önceki celsede esas hakkında mütalaanın açıklanmış olması nedeniyle taleplerin esasa etkili olmayacağı ve yargılama sürecini uzatacağı" nedenleriyle reddetti.
Ek süre talebi kabul edilerek duruşmanın 12 Nisan 13.30'da devam etmesine karar veridi.
Duruşmalar öncesi açıklama
Duruşmalar öncesi adliye önünde yapılan açıklamada tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve tutuklu akademisyen Onur Hamzaoğlu hatırlatılarak “Her üç durumda da ortak olan savaşa karşı olup barış istemek” denildi.
Ne olmuştu?1128 akademisyen, 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adına "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriyi yayınladı. Toplam imza sayısı 2212'ye ulaştı. Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı Barış İçin Akademisyenler/İstanbul grubu adına "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi kapsamında yaşananları 10 MArt 2016'da basın toplantısıyla paylaştı. Camcı dışındaki üç akademisyen 15 Mart 2016’da; tutuklama kararı çıktığında yurtdışında olan Camcı ise Türkiye’ye döndüğünde 31 Mart 2016’da “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Dört akademisyen 22 Nisan 2016'daki ilk duruşmada serbest bırakıldı. İlk duruşmada savcı suçlamayı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde belirlenen "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" şeklinde değiştirmesiyle yargılama izni için Adalet Bakanlığı'na başvuruldu. Ekim 2017'de iddianameler hazırlandı. Savcı İsmet Bozkurt'un hazırladığı iddianamede imzacı akademisyenler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan "Terör örgütü propagandası" ile suçlandı. İlk duruşmalar 5 Aralık 2017'de görüldü. 4 Nisan itibariyle 180 kişinin ilk duruşmaları, bu kişilerden 30'unun ikinci, bir akademisyenin üçüncü duruşması görülmüş oldu. Beş akademisyen hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi, cezalar ertelendi. Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. |
(TP)