Bugün, 23 Nisan Çocuk Bayramı'nı kutlarken, Türkiye'de eğitim sistemindeki önemli bir soruna da dikkat çekmek gerekiyor: Okullulaşamama.
Türkiye’de çocukların zorunlu eğitim çağında olmalarına rağmen eğitime erişememeleri veya düzenli olarak okula devam edememeleri durumu giderek kriz haline dönüşüyor.
Eğitim Reformu Girişimi Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, okullulaşamama sorununun nedenlerini ve çözüm önerilerini bianet’e anlattı.
Arık’a göre, bu sorun sadece çocukların eğitim haklarının engellenmesiyle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bir arada yaşamı da olumsuz etkiliyor. Çocuklar, bu sorunlarla mücadele ederken toplum içinde daha kırılgan hale geliyorlar.
442 bin çocuk 643 çocuk eğitim dışında
Okullulaşma oranlarına dair verilerdeki karmaşanın temel nedeni ise Açık Öğretim sistemi. Arık, bu sistemin veri toplama ve değerlendirme süreçlerini karmaşıklaştırdığını belirtiyor:
“En temel sorunlardan biri de kademelere göre okullulaşmaya bakılması, oysa yaşa göre okullulaşma verilerine bakılması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan, zorunlu eğitim çağında yaklaşık 442.643 çocuk eğitim dışında. Bu çocukların da %49,9’u oğlan %50,1’i kız çocuk. 5-17 yaş grubundaki “yabancı uyruklu” çocuklar arasında eğitim dışında olanların sayısı ise 455.302. Ayrıca açık öğretim istatistikleri de durumu biraz karışıklaştırıyor.”
“Açık öğretim istatistiklerinde 18 yaş üstü nüfus da bulunuyor ve veriler toplu paylaşılıyor. Kamuoyunda açık öğretime devam eden nüfusa resmi istatistiklerde yer alan okul dışındaki çocuklar da eklenerek toplam bir sayı veriliyor fakat bu sayı 18 yaş üstünü de kapsadığı için hatalı bir sayı maalesef. Ancak şunu unutmamak gerekiyor ki, herhangi bir nedenle bir çocuğun bile eğitim dışında olması sorunlu.”
Temel sorun: Yoksulluk
Arık, özellikle yaşa göre okullulaşma verilerine odaklanmanın önemine vurgu yapıyor ve bu verilerin daha şeffaf bir şekilde sunulması gerektiğini söylüyor.
Eğitim sistemindeki temel sorunlardan biri de sürekli değişen eğitim reformları ve bunların yetersiz iletişimi. Arık, eğitimdeki bu belirsizliğin ve kararsızlığın çocukların eğitimini olumsuz etkilediğini söylüyor.
Bugünün koşullarını kapsayacak şekilde tasarlanmayan eğitim sistemi, çocukların potansiyellerini tam olarak geliştiremiyor ve onları geleceğe hazırlamada yetersiz kalıyor.
Çocukların eğitimdeki başarısızlığının altında yatan bir diğer neden ise yoksulluk.
Arık'a göre, ekonomik zorluklar özellikle çocuk yoksulluğunu arttırıyor ve çocukları okul dışında tutuyor. Ailelerin geçimlerine katkıda bulunma ihtiyacı, özellikle kız çocuklarını eğitimden uzaklaştırıyor ve bu da cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor.
Öneriler
Arık, bu sorunların çözümü için şu önerileri sıralıyor:
*Eğitimde Dönüşüm: Milli Eğitim Bakanlığı'nın, çocukların devamsızlıklarını daha sık aralıklarla izleyebilmek için mevcut sistemi güncellemesi ve erken uyarı sistemi kurması gerekiyor.
*Öğretmen ve Uzman Destekleri: Öğretmenlerin desteklenmesi, rehberlik ve psikolojik danışma uzmanlarının artması önemli. Ayrıca, sosyal hizmet uzmanlarının da okullarla işbirliği yapması gerekiyor.
*Sosyal Politika Değişiklikleri: Sosyal politikalar açısından da iyileştirmeler yapılmalı. Çocuklara sağlıklı gıda, ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması önemli.
*Ücretsiz Nitelikli Eğitim: Ücretsiz ve nitelikli eğitimin tüm çocuklar için sağlanması önceliklendirilmeli. Türkiye'nin çocuk koruma politikası çocuk hakları temelinde oluşturulmalıdır.
Arık'a göre, çocukların eğitimde başarılı olmaları ve potansiyellerini tam olarak geliştirmeleri için bütüncül bir yaklaşım ve çocuk odaklı politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu şekilde, okullulaşamama sorunuyla etkin bir şekilde mücadele edilebilir ve çocukların geleceği güvence altına alınabilir.
İskender Bayhan: MESEM’ler kapatılmalı
Emek Partisi (EMEP) Milletvekili İskender Bayhan, çocuk işçiliğine dair çok sayıda soru önergesi veren bir isim.
Bayhan'a göre, Meslek Eğitim Merkezleri (MESEM) gibi projeler, çocuk işçiliği sorununu derinleştiriyor ve çıraklık sistemi, çocukları sömürmenin bir aracı haline getiriyor.
"TÜİK'in açıkladığı verilere göre toplam çocuk işgücü oranı yüzde 22.1'e ulaşarak ilk üç ayda 3,5 puan artış göstermişti" diyen Bayhan, çocuk işçiliğinin önlenmesi için acil yasal düzenlemeler yapılması çağrısında bulunuyor ve MESEM'lerin kapatılmasını, yerine meslek liselerinin getirilmesini savunuyor.
Ayça Taşkent: Bakanlığın eğitim için sağladığı yardımlar yetersiz
CHP Milletvekili Ayça Taşkent de Bayhan’la benzer sorunlara dikkat çekiyor. Özellikle yaygınlaşan yoksulluğun, çocukları olumsuz etkilediğini söyleyen Taşkent’e göre de çocukların eğitimden uzaklaşmasının en temel nedeni yoksulluk.
Taşkent'e göre, Aile ve Sosyal Yardımlar Bakanlığı'nın eğitim için sağladığı yardımlar yetersiz ve çocukların bu yardımlara muhtaç olması endişe verici. Ayrıca, çocuk işçiliği sorununa da değinen Taşkent, artan çocuk iş cinayetlerinin önlenmesi için hükümetin daha etkili adımlar atması gerektiğini savunuyor.
Eğitimdeki zararların altında yatan nedenlere de dikkat çeken Taşkent, bilimsel ve kamucu bir eğitim politikasının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bazı veriler
Taşkent son olarak şunları söylüyor:
*Çocuk işçilik her geçen gün artıyor. Bu artışın sonucunda çocukların iş cinayetlerinde hayatını kaybetme oranı da artıyor. Güvencesiz çalışma koşulları ile daha çocuk yaşta karşı karşıya kalan çocuklar, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine son 11 yılda en az 671, AKP’li yıllarda en az 907 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.
*Çocuk yaşta zorla evlilikler, tıpkı çocuk işçilik gibi özellikle 4+4+4 sistemi ile zorunlu eğitime vurulan darbe ile belirgin oranda artış göstermişti. Bu artış pandemiyle birlikte daha da tetiklendi ve çocuklar okuldan koptu. Bu dönemde hem çocuk yaşta evlilikler hem de çocuk istismarları arttı. TÜİK’in en son yayınladığı 2023 yılı İstatistiklerle Çocuk verilerine göre, yaklaşık 10 bin 471 kız çocuğu erken yaşta evlendirilmiş. *AKP’li yıllarda 16 ve 17 yaşında olup aile onayı ile evlendirilen 1 milyona yakın çocuk var. Bunlar sadece resmi veriler. Bir de resmi olmayan, kayıtlara girmeyen gerçekler var. Resmi nikah olmayan, 16 yaş altında olan çocuklar bu verilere dahil değil.
(EMK)